küçükken bir çok insanın yaptığı şeydir.
ertesi gün okula gidecektir.
küçükler ter kokmaz pek bu durumunda bir getirisidir.
beyni ve düşünceleri gibi genelde haftada 1 kez yıkanıyor olmasına rağmen yinede temiz olan küçük insan modelidir.
odun sobası önü - büyük turkuaz yeşili leğen - bi kalıp hacı şakir - odun sobası arkası - buruşuk parmak uçları - parliament cinema club - pazartesinin verdiği iğrenç iç burkuntusu.*
genele uymuş olan insandır. güneş enerjisi var dı da biz mi faydalanmadık diyerek kendini savunması olasıdır. bir dönem gerçeği olan bu durumu övmek ya da yermek anlamsızdır.
ilkokul hayat bilgisi kitabında kışları iki haftada bir yazları ise haftada bir yıkanmak gerektiğini okumuş olan çocuktur. seksenlerin sonunda, devlet babanın su politikasının kurbanıdır.
ardından pazlament paar gecesi sineması yada bizimkiler dizisini izlediğimiz dönemlerdir. napacan şimdiki gibi doğalgazlı evlerede sabah kalkar kalkmaz duş alabilme lüksü yoktu. yıkanırsın sonra sıcacık yatağa girersin. hee ben bide perşembeleride yıkanırdım küçükken sonraki gün cuma.
80 lerin ilk dilimlerinde doğan çocukların yaptığı eylem,ya da yaptırıldığı diyelim,arkadaşım doğalgaz mı vardı o dönem,pis kokan insanlar filan yazılmış siz nerden geldiğini sanıyorsunuz türkiye ulen burası,90 larda bir ara haftada bir yıkanmayı bırakın insanlar 3 ayda bir yıkanıyordu istanbul da su yoktu çünkü,tankerlerin arkasında geziyorduk su almak için.
ertesi gün okula gideceği içindir onca hazırlık. çocuk, başı üç kere sabunlayıp bir kere şampuanlamak suretiyle banyo ettirilir.* ağır bir keselenme işleminden geçen çocuk ağırlığının 1/7'ini banyoda bırakır. eskisinden daha parlak, daha beyaz ve daha hafiftir...
sadece pazarları yıkandımmı evet yıkandım lan. ozamanlar böyleydi sobanın dibine konulan leğenin içinde yıkardı annem beni ne de güzel yıkardı şimdi aklıma geldide.
utanmammı gerek bundan asla, neden utanayım her yeni günde o günleri özlemle anarken o günlere dönmek, hiç büyümemiş olmayı dilerken. masumduk, sabiydik ozamanlar tüyümüz bitmemişti kafamıza inen tek bir maşrapa darbesiyle dinerdi ağlamamz sinerdi gözyaşlarımız susardık korkudan. şimdi hangi maşrapa sindirebilirki beni hangi maşrapa gözyaşlarımı dindirebilir susturabilir beni.