sözlükte olmaması gereken yazar. varsa da çok zengindir, leğen nedir bilmez. kaynar su ve leğenin inanılmaz buluşması. hemen 1 adım ötede gürül gürül yanan soba. ertesi gün için yapılmış ödevler.
önce tırnaklar kesilir, ardından soba kenarına konuşlandırılmış leğene çömelinir ve annenin ilk tası kafadan aşağıya boca etmesi beklenirdi. deri üzerinde defalarca gelip giden kesenin ve sobanın sıcaklığıyla vücut mayışır mayışmaz doğru yatağa...
yıkanırken anneye ters bir laf söylersen önce başından aşağı bir maşrapa kaynar su dökülür ardından tam bıngıldağına kalıp sabunla vurularak terbiye edilirdin. götün yiyorsa anneye bir daha terbiyesizlik yap.
az mı yıkandım o leğende be.pehh.yanda sobanın sıcaklığının garantisi.trt'de bu toprağın sesi.ümitle, susam sokağı başlar diye beklemek.şimdi ne zaman bi leğen görsem çocukluğuma bakarım.
bu hazzı yaşayamadığına çok pişman olan yazardır. leğenden çıkışla sobanın yanına geçiş arasında öyle bir sprint atarsın ki usain bolt şaşar kalır. fakat duruş anı iyi hazırlanmazsa, ufak bir zamanlama hatasında göt, göbek yanar, kül olur. akabinde diş macunu, yoğurt ve bilimum rahatlatıcı etkisi olan şeyler yanık kısma sürülür.
bir sonraki tasla dökülen su ile bir önceki arasındaki o incecik zaman dilimindeki fahiş farklardaki üşüme hissi güldürür insanı. yahu hiç mi yalıtım yoktu hiç mi sıcaklık tutmuyordu odalar... üşünülürdü yaff birkaç saniyelik zaman diliminde.
Sert bir lifle sırtı keselenip burnundan sümükler akarak ağlama ve Gözüne sabun kaçtı diye ağladığında da annesi tarafından ''sus gözlerin parlar, güzel olur'' diye tepki görme mertebesine ulaşamamış yazardır.
Yazıktır ona!