sabahtan akşama kadar sokakta saklanbaç, mahalle maçı, mendil oyunu, ya da cips kola eşliğinde, neredeyse tırnak içinde gerçekten "arkadaş" duygusunu ilk defa yaşadığımız kişilerle oturup gırgır yapmak, eğer varsa büyükbabamızın, anneanne veya bababaannemizin bizi şımartması hoşumuza gider mutlu olurduk. her şey daha güzeldi sanki.
Ninja kaplumbağalar, jetgiller, bugs bunny, taş devri, şirinler gibi çizgi filmler ve o zamanın efsane dizilerinin başladığı anlar.
Cuma akşamından ödevleri bitirip haftasonu yatmak.
Okulda tenefüs ziliyle hemen bahçeye koşmak.
Ailece misafirliğe gidilen evde yaramazlık yapılan zamanlar.
Bayram arefeleri heyecanla bayramı beklemek.
Ne çabuk büyüdükte geçti gitti bu zamanlar.
1 günlüğüne bile o günlere dönmeyi öyle isterim ki.
Uyandığımda yastığımda abur cubur bulmak, parka gitmek, oturup uyuyana kadar çizgi film izlemek, sabah aslan kralı izleyip öyle okula gitmek, tenefuste kızlarla lastik oyunu oynamak, yazın dışarda evcilik oynamak, tuğla parçalarını küçülterek yemek yapıyormuş gibi davranmak, gece ışık olmasa bile sokakta gece 1 e kadar oyunlar oynamak. Şuan bunları çok ozledigimi farkettim.
Korkutelinde bir marketten hep oyuncak bebek alırdım her gidişimde hiç bıkmadım. Bebek alcam diye annemle gittik. Ve dükkan kapanmıştı yerinde başka bir market, başka bir bebek. Benim oyuncağımın yerini tutamadı hiç bir şey sonra. Bu her zaman benim içimde bir burukluk olarak kalacak.
Bebek de bikaç liralık bi şeydi ama unutamıyor insan işte. Acısı kalıyor. :*
Kara önlük ile giderdik o zaman okula , okulun kömürlüğünde top oynardim ve üstümün kirlenmiyeceğinden emin olarak oynamak kadar beni mutlu eden bir şey yoktu o Zaman. .