bir an önce büyümeliyim, yoksa bu ayak işlerinden kurtulamıcam. Çöpü dök, bakkaldan sigara al, fırından ekmek al, ayyy tuz bitmiş git bi koşu tuz al, yan komşunun sütü bitmiş yazık bebek mama bekliyor git al, ramazanda pide kuyruğuna gir, evde baban tamir yapıyorsa çırak ol. Bu ne lannn, bıktım valla, büyüyünce göstercem ben size.
küçükken heidi gibi olmak istemişimdir.küçük bir dağ evinde, yaşlı dedemle birlikte oturup hergün taze keçi sütü içmek, kurutulmuş et yemek, kırlarda özgürce oynamak..bi' de peter gibi bir arkadaşım da olsaydı fena olmazdı.
saf; fakat genellikle imkansız hayallerdir bunlar.
ben babaannemi iyileştirecek mucizevi ilaçları bulacağıma inanırdım. o kadar çok ilaç kullanırdı ki üzülürdüm. ilerde kullandığı ilaçların hepsinin yerine bi' ilaç bulabileceğime inandım. bi' kere içecekti, iyileşecekti, sonra da hep yaşayacaktı. çocukluk ve hayal birleşince böyle oluyor işte.
pamuk şekerden olan bulutları bir gün yiyeceğine inanmak. Bitmeyen çikolata ve şekerlemelere sahip olmak. Pokemonların gerçek olması ve büyüyünce pokemon avcısı olmak.
astronot olup uzaya gittiğimi hayal ederdim. sonra pilot olup uçtuğumu hayal ettim hep. yolcu uçağı falan değil, jet uçakları, f16 falan kullandığımı hayal ederdim.