not: o denli bir korkuydu ki oyuncak bebeğimle aynı odada uyuyamazdım.
sonrasında oyuncak bebeğime hain bir suikast düzenleyip onu öldürdüğümü de sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. *
aslında pek çoğu vardır. sene artık 80 lerin sonu ya da 1990 olabilir. hayal meyal hatırlıyorum, sadece ve sadece trt 2 'de başladığında the beauty and the beast dizisindeki aslan adam vincent'ten deliler gibi korktuğumu. bir de velet merakı vardır ya, hem tırsarsın hem de parmaklarının arasından korkunla yüzleşirsin. aha işte bendeki de aynı dışkının lacivertiydi.
bir de yine indiana jones ın muhtemelen ikinci bölümünde, maymun beyinlerinin yendiği, çorbalardan gözlerin çıktığı bir bölüm var. yine 90 ya da 1991 olabilir. vhs dönemi tabii ki. o kadar ufak tefekmişim ki demek ki, o sahneleri videoda evdeki herkes filme ışınlanmış ki, sandalyenin altına girip de izlediğimi görmeyen annem eziyordu beni. yine merak hastası olarak kurcalaya kurcalaya öğrendiğim kumandasıyla, anneme filmi açtırıp o sahneyi izlemem de, hem korkup, hem üzerine gitmenin küçük bir belirtisiymiş sanki.
açık ara freddy krueger. ha bir de spawn diye bir film vardı, kanal d'de o dönem birkaç ay içinde 3-4 defa yayınlanmıştı, o filmin baş kahramanı böyle maskeli bir arkadaş vardı ki ondan da korkmuştum çok.
Oncelikle tarkan filmindeki plastik ahtapottan bir zamanlar ödü çikmayan yazar kesin yalan atiyordur. Kaç gece rüyama girdi belli degil.
Ikincisi gulyabani. O 2 metre boyuyla eve her agir agir yuruyusunde cocuk yasimda kalp krizi gecircem sanirdim. En cok da gözlerinden korkardim zaten. Bide arkadan gulyabani theme musicleri vardi bunlarin, besteleyen abi sagolsun elin bebesi chucky'den korkarken biz bunlardan tirsiyoduk.
Edit: chucky de var listede bu arada. Elin bebesi derken kendimi dahil etmeyi unutmusum.
Gulyabani.
içine katil kaçan oyuncak bebek (c yle başlıyordu ç okunuyodu ama adının diğer harflerini hatırlamıyorum.)
Brad pitt. (bkz: vampirle görüşme)
bilen bilir, fatma girik'in başrollerinde oynadığı kanlı nigar filmi vardı. o filmde işte bir yerinde sandığın içinden hacı bumbala diye yüzü boyanmış zenci bir adam(fatma girik) fırlıyordu. işte o filmde hacı bumbala ne zaman çıksa ben koltuğun arkasına kaçıyordum küçükken. şimdi ise gülerek izliyorum tabi.
tarkandaki denizden cikip adami ceken ahtapot.
edit: o da bi karakter sayilir olum. ha birde goşadan korkardim surekli degisiyordu kari bi taş gibiydi birde kupkuru yasli bir kari ben bu halinden korkardim.
