teyzemin aldığı ördek. adıda vardı üstelik pıtırcık bu sabah bazamın altında gördüm.hiç eskimemiş,yıpranmamıştı.aldım çalışma masamın üstüne koydum.bu gece onla yatıcam eski günlerdeki gibi.azda ıslanmamıştı göz yaşlarımla sevgili dostum.
fena halde yazarı ilgilendirecek derecede subjektiftif entrylere bir örektir.
buda üstteki entrye cevap niteliğinde faktörüne bir örnektir. ayrıca tanım içermeyen bir gammaz çekerdir.
babamın keserle yaptığı saatlerce uğraştığı he-man kılıcı... herkes de var dı pazardan aldığı böle afili parlak parlak ama benimki tahta kodumu kırıyodu hepsini... (bkz: babam sağolsun)
amcamın düz bir tahtanın üzerine çiviler çakarak yaptığı futbol sahası. plastik futbol topundan çıkma kale ağları bile vardı. küçük bir parayla oynardık. taçtan yada auttan gol atması ayrı zevkti. hey gidi.
furby olsun , ışın kılıcı olsun , barbie ev seti olsun bütün saçma oyuncaklara sahiptim ama hiçbiri annemin düdüklü tencereleri , çatal-kaşık setleri kadar ilgimi çekmedi. ah ulan.
küçükken bi bebeğim vardı. adını hatırlamıyorum ama yaklaşık 3 yıl filan oynamıştım.
yağmurlu bir kış günü, her sabah olduğu gibi bebeğimi ararken, gözlerim balkondan aşağı sarkan bir şeye takıldı. ve yine her zaman olduğu gibi psikopat kardeşim yeni bir işkenceyle onu yok etmeye çalışmış, fakat keşke yok olaydıda görmeyeydim dediğim bir duruma sokmuştu. zavallının saçlarını kırpmış, göz kapaklarını kırmış, keçeli kalemlerle boyayıp haritaya çevirmiş son olarakta içindeki elyafımsı şeye kadar çıkarmış hadi oda yetmezmiş gibi boynundan asıp yağmurda ıslanması için balkondan sarkıtmıştı. tüm ayrıntılarına kadar hatırlıyorum. çok ağlamıştım. piskopat herif. bebeği deşe deşe veteriner oldu.