anne, baba, öğretmen ve büyüklerimizin konuştuğu cümleler. küçükken hep şöyle bir mantık vardı onlar büyük doğru konuşur, o öğretmen onun hatası olmaz hep haklıdır gibi kandığımız yalanlar. şimdi düşünüyorum doğru dediğim şeylerin hepsi ne büyük bir yalanmış. yalancıydılar başta ailem, öğretmenlerim ve daha birçok kişi. ben onlara inandım mutsuz olduğum, istemediğim, sırf onlar istedi diye maymunlaştım. canımı çok yakan bir hikayem var. hikayemin baş kahramanı öğretmenim. şimdi burada anlatıp duygu sömürüsü yapıp küçük emrah olmayayım. benim dikkatimi çeken küçüklerin bazen büyüklerden ne kadar akıllı konuştuğu. onlar büyük onlar doğru söyler biz susalım gibi anlayışlar palavra. çok gördüm saçmalayanları. sustukça kendime olan güvenim azaldı her bir defa. eziklendim, sen suslarla salaklandım. düşündüğünle bu toplumda konuşmayacağım gözüme gözüme sokuldu. yahu ne kadar saçma şeylermiş bize öğretilmeye çalışanlar. birçok şey saçma. kimseyi duymak istemiyorum artık. herkesi bilmem ama bana yapılan birçok haksızlıklar var. inandırılmaya çalışılmış ama büyüdükçe bunların bir palavra olduğunu öğrendiğim canımı acıtan yanlış doğrular.
birgün bir film izliyorduk abimle. anaokuluna gidiyordum o zaman. filmde adamla kadın barda içki içti, sonra kadın öptü adamı. sonra işte fim ilerdi biraz. barda öpüştüğü kadın, adamı buldu ona dedi ki: 'ben hamileyim'.
işte çok uzun bir zaman ben bebek hep öpüşerek oluyor sandım.
ben suluk götürmezdim okula. susuzluktan düşüp bayılana kadar da içmem, yapım böyle çok susamam lazım ki içeyim.
annem de bunu bildiği için beslenme çantama ikişer tane meyve suyu koyardı. e bende haliyle bi lokma çocuğum o zamanlar, içemiyorum ikisini birden. ama annem suluk götürmem konusunda baskı yapmasın diye meyvesuyunun tekini hep yanımda oturan arkadaşıma verirdim. bigün annem bana yakalığımı iliklerken dedi ki, sana meyvesuyu yok bundan sonra zaten içmiyorsun paşa paşa götüreceksin suluğunu. nerden biliyosun diye sorunca.'' sen bilmiyosun tabi annelerin iki tane gözü vardır, çocuklarının yaptığı her şeyi görür ''
buna öyle inandım ki, bi keresinde yerli malı haftasında okula götürdüğüm dolma tabağını kırdığım için annem beni kesin dövecek diye eve gitmemiştim. biz korkardık annemizden vallahi. en azından ben.*
ama halen inandığım bir gerçek var, her şeyi görmeseler bile hissederler.