çocuktuk, küçüktük. tam yaş aralığı veya periyodik bi tablo veremiyorum. ama bildiğim kadarıyla komşunun kızlarıyla yavaştan doktorculuk oynamaya başladığımız gürbüz çağlarımızdı. aldık mı elimize kova veya bidon kapağını hemen yollara sürerdik tempra slx'i* hatta bi arkadaşım tempra arabasının modeli arkadan kalkık olduğu için götünü domaltarak sürerdi. napisin* la sen dediğimizde oğlum tempranın arkası böyle diye ben de böyle sürüyorum demişti. heee demiştik bizim de aklımıza yatınca tüm çocuklar domalık bi şekilde elimizdeki kapaklarla dolanırdık sokakta. herneyse yine birgün götü kalkık tempra model arkadaşımla arabacılık oynuyoruz dolandık dolandık en sonunda bizim arka bahçeye park ettik araçları(!) arkadaşım cebine yerleştirip de vites kolu diye tabir ettiği çubukla toprağı kazarken. sıcak havada başgösteren keskin bi bok kokusuyla etraf şenlendi birden. ayağa kalktık boku arıyoruz. rüzgarında yardımıyla kuru otların bulunduğu bahçede boku hemencecik bulduk. allah, yarab, büyüksün, göğe çek, bok dediysem bildiğin gibi bok değil bir dağ, bir kule sanki. ulan şoktayız ağzım açılmıyor. arkadaşıma baktım onunda benden pek bi farkı yoktu. kendimize gelince çocukuluğun verdiği merakla boku inceliyoruz. sineklerle birlikte. nasıl bir götten çıktıysa aklımız almıyor kendi kase kadar götümü düşünüyorum bi de boka bakıyorum. korkuyorum sadece korku başka duygu yok.* arkadaşımın elinden çubuğu alıpta boka sokup parçalıyorum içinden bişey çıkar merakıyla nihayetinde bok. bizi ürküten o büyüklükte bi bokun ilk kez görülmesi. bokla uğraşırken birden enseme okkalı bi tokat yiyorum. arkama dönmek nasip olmadan dedem bastonu o ufak götüme sokarcasına vuruyor. meğer dedem balkonda yatıyormuş gürültümüze kalkmış. ne var oğlum bok mu var gürültü yapıyorsunuz diye bi soru soruyor vallaha dede bok var diyorum sus piçin dölü dalga geçme diyor yapıştırıyor. yemin içiyorum* ekmek çarpsın diyorum fayda etmiyor. elinden kaçınca arkana bak da gör orda bösbüyük* bok var dede deyince dönüp bakıyor vay ejdadını siktiklerim yine sıçmışlar bahçeye gavurun dölleri* git küreği getir diyor. getiriyorum dibinden kaldırıyor bok dağını savuruyor ötelere. baktıkça tüylerim diken diken oluyor. günlerce aklımdan çıkmadı o görüntü. tüm arkadaşlara anlattık tasvir ederken nah benim kafam kadardı la diye benzetmeler yaptık.
görenler bilir küçükken büyük bi insanın bokunu görmek hele ki ilk kez görmek nice kabuslara korkulara vesile olur. çocukluğun ince ayrıntılarından biridir bu olay..
büyük hissedip değil de, her zaman küçük görüp, büyük gördüğünde büyüğünden korkmaktır.
sen keçinin sıçtığı kadar sıçtığından, bacağın kadar u şeklinde bişey gördün mü korkarsın, ürperirsin, kokusuyla oracıkta küçük olduğun yaşta dışkı yoluna gidersin. düşünsene bi; u' yu görüp ölen ufaklık.