kardeşim bebekken bronşit hastası oldu ve sürekli tekrarladı bu. ta ki 12-13 yaşına kadar. o büyürken geçen sürede o kadar çok hastalanıyor ve geceleri uyuyamıyordu ki, o çaresizliği izlemek çok acı veriyordu. gidilmeyen doktor kalmadı, uygulanmayan kocakarı * ilacı kalmadı yine de iyileşmedi. 10 gün hastanede yattı, ömrümün yarısı o on günde gitti sandım. işte bu yüzden, sadece kardeşim iyi olsun diye, babamın hep tıp doktoru olmasını istemiştim o zamanlar.
çocukken babamın devlet başkanı olduğunu hayal eder " off lan bakkala giriyon istediğini alıyon para vermiyon, istediğini dövüyon ne güzel lan" diye düşünürdüm. herhalde kafamda padişahlıkla eşdeğer birşeydi cumhurbaşkanlığı.
oysaki öyle değil dimi sözlük? devlet yöneticileri de alışveriş yapınca para verir, kırmızı ışıkta durur, astığım astık kestiğim kestik değildir. öyledir değilmi sözlük?