en başlarda sevimli, keyifli hatta eğlenceli gelen ama her hafta tekrarlanmaya başlayınca sıkıcı olmaya başlayan, pazar arabası çekmekten kolların fena yorulmasına sebep olan eylemdir.
mesafeli, ağır başlı, otoriter tutumu nedeni ile baba ile gereksinildiği derecede diyalog, iletişim kurulamıyorsa, ev ile pazar arasındaki mesafede edilen sohbetin, şakalaşmaların tadından yenmediği, sebze meyve, balık ya da peynir seçme konusunda ilk talimat ve tüyoların alındığı, canlı, cıvıl cıvıl, kalabalık pazar ortamı sayesinde moral ve neşenin tavan yaptığı, tek olumsuz yanı yanan, ağrıyan sıskacık kollar olan kıymetli fırsat, coşku dolu deneyim.
pahalı ve büyük ıvır zıvırların herzaman en iyisi olduğu düşüncesinin kişide yer etmesine sebebiyet veren, alışveriş konusunda bilinçaltına işleyen çok garipsenesi bir durum.
çocuğun zaferi ile sonuçlanır. çünkü anne her istenileni almaz. ama baba öyle mi? zaten anne kendi listesindeklerin dışında bu fazla ve gereksiz şeyleri gördükten sonra kavga kaçınılmaz olur. ama zafer çocuğundur. elma şekerini odasında yemekle meşguldur.
sebze satilan kisimlardaki alis verisler jet hiziyla yapildiktan sonra balikçilarin oldugu yerde 2 saat süren iskence. anneyle gitsen dert, babayla gitsen ayri dert. götürmeyin beni ya diye isyana sebebiyet olur.