Bu fotoğrafı sabah cektim. Yeğenim kendisi 4 yaşında öylece oturmuş agzı açık halde çizgi film izliyor. Bazı şeyler hiç değişmiyor. Aklıma çocukluğum geldi tek derdimiz çizgi filmin bitmesiydi. Ama şimdi öyle değil o saf mutluluğu yakalayamıyoruz. Velhasıl dakikalarca onu izledim öyle saf öyle mutluyduki hem hüzün hem tebessüm oldu yüzümde. Keşke hep çocuk kalsaydık keşke. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1429766/+
A101'in fırsat ürünleri reyonuna Çiçek tohumları gelince koşarak girip alan ve işi gücü bırakıp peşinden saksı, toprak vs de alarak tohum ekme işine giren insanın da aralarında bulunduğu zümre.
Yalnız bu insanların kafalarında taşıdıkları dertler diğerlerine nazaran daha çoktur. Bu yüzden küçük şeylerle mutlu olmayı kendilerine düstur edinmişlerdir. Yoksa kalkmaz o baş yerden, doğrulmaz belleri.
Ve bu insanların yanında her zaman birileri vardır. Çünkü insanları dertleriyle boğmaz, her şey yolunda gibi davranırlar. Ve ciddiye aldıkları bir konuda dahi "hallolur her şey" tavırlarının rahatlığı da insanları strese sokmaz. Çünkü içlerindeki onca şey nasıl barınabiliyorsa orada, bir fazlasını da ufak tefek şeylere mutluluk yükleyerek dengelebileceklerini düşünürler.
O değil de, çiçeklerle hiç alakası olmayan insanın dahi işbu hadiseyi gerçekleştirmesi, mutlu olmak için nasıl umutların peşinden koştuğuna ve ders çalışamaz, hiçbir konuya odaklanamaz hale gelen beynini bu gerçekten uzaklaştırmak için kendini nasıl oyaladığına kanıt..
bugün analitik geometri dersi için pergel gerekiyordu ve her zamanki gibi pergelim yoktu. parlak bir öğrenci değilimdir ben, turist gibi çantasız gidip gelirim okula. hayatım boyunca kalem,defter vs. gibi şeylere ihtiyaç duymadım. bir adet kalem almamaktan aciz olan birinden pergel almasını beklemek çok saçma. herneyse hoca yanıma gelip senin yok mu? diye sordu. olmadığını görünce bana bir tane pergel-cetvel takımı verdi. kutunun kapağını açıp içindekilere baktım, ne ilginçtir ki baya sevindirmişti bu beni. bu da başıma gelen kendimin bile şaşırdığı bir olaydı işte. aslında düşündüğüm zaman gerçekten bu kadar basit ve anlamsız şeylerden bile mutlu olabilen bir insanım. durum böyle iken hayatımın genelinde mutsuz olmam ise, acaba bende mi bir tuhaflık var yoksa insanlar mı ısrarla mutsuz olmam için uğraşıyor? sorusunu sormaya zorluyor.
hayatı kendileri için zevk alınabilir düzeye getiren insanlardır. mutlu olmakiçin çok büyük şeyler bekleyenler, zamanlarını genelde bekleyerek geçirmeye mahkumlardır.
yurt arkadaşım bana yeni yıl hediyesi almış aslında hediye alması değil beni mutlu eden kaç yıllık arkadaşları dururken bu yok zamanda paraya kıymış bana hediye almış yahu ..
Bunun 'polyannacilik' olmadığının farkinda olan, yetinmeyi bilen ve beklentilerin cokluguyla mutluluk arasindaki ters orantiyi gorebilen insanlardir. Samimi bir dostun "hepsi geçecek" sözü güç verir onlara, küçük bir çocuğun o minik elleriyle topladığı çiçekler iyi hissettirir. Sesini duymak istedim diye gelen bir telefon mutlu kılar. Hep olsunlar...