çok romantik bi başlık lan! isterim ki şöyle özdemir asaf tandansı yakalıyım da mest edeyim alayınızı ama yok arkadaş. öyle bi kapasitem yok.
kim ne derse desin küçük şehrin arkadaşlıkları, kederleri, imkanları ve imkansızlıkları farklıdır büyük şehre nazaran.
mesela bi sinemaya gitmek ya da bir tiyatroya; önemli bir şeydir küçük şehrin insanı için. ya da ne bileyim onaltılık bi ergen asla, atıyorum fazıl sayı piyanosunun başında göremez kendi şehrinde. gerçi ben 8 sene geçirdim ankarada, bi kez olsun gitmedim ama o benim öküzlüğüm. tipi de bi garip mi ne?
şehiriçi otobüslerinin durakları bile farklı isimlendirilir küçük şehirlerde. "salim'in yerinde inecek var ın yerini "milli kütüphane alıverir. ya da "özel hasteneden geçer mi?" diye sorulur şoföre binerken, zira koca şehirde bir tane özel hastane vardır ki bu hastane yeni açılmış ve herkesin dikkatini fazlasıyla cezbetmiştir..
