ingiltere ve hollanda kraliyetleri'nin her türlü korsanlık faaliyetlerini yasaklama kararının ardından müslüman olup fas sultanı'nın himayesine girmiş, fas'ın atlantik kıyısındaki sale limanını ispanyollardan alarak, "kurtarılmış bir korsan cumhuriyeti" kurmuştur.
daha sonraki yıllarda fas'ın osmanlı'ya bağlanması ile birlikte osmanlı'ya tabi olmuş ve cezayir beylerbeyi'nin emrine girerek, osmanlı'nın atlantik korsan kuvvetleri komutanı olmuştur.
küçük murat reis'in en önemli akınlarından biri izlanda seferi'dir.
murat reis, 1627 senesinde Cezayir Limanı'ndan 15 parça gemi ile yelken açıp, Cebelitarık'tan çıkmış ve kuzeye soğuk ve sisli denizlere yönelmiştir.
Murat Reis, bu harekata Manş Denizini geçerek başlamış, Kuzey Denizi boyunca Danimarka ve Norveç kıyılarına taarruz etmiş, 20 Haziran 1627 tarihinde izlanda açıklarında demirlemiştir.
Bu bölgede 16 Temmuz tarihine kadar 26 gün kalan Türk Denizcileri, adayı kontrol altında tutmuş, 400 esir ve büyük bir ganimetle Cezayire geri dönmüştür.
Yaklaşık 2800 deniz mili olan geri intikal seyri 27 günde tamamlanabilmiştir.
Murat Reis ve emrindeki kaptanlar, ingilteredeki prenslikler ve kontluklar başta olmak üzere, izlanda, Norveç, isveç ve Danimarka limanlarına ard arda saldırılar düzenlemiş, önemli miktarda ganimet ve esir ele geçirmişlerdir.
Danimarkadaki Kraliyet Kütüphanesinde 1628 senesinde yazılmış ve Türklerin Atlantik serüvenini belgeleyen bir kitapta Piskopos Olaf Eigilsson "Türk denizcilerinin 1627 senesinde izlandaya geldiklerini, kendisi de dahil, 300 kişiyi esir alarak Cezayire götürdüklerini, daha sonra serbest kalarak izlandaya geri döndüğünü" anlatmaktadır.
Yolculuğunda esirlere Müslümanlar tarafından iyi davranıldığını, kendileri ne yemişse esirlere de aynısını yedirdiklerini, izlandalılara asıl kötü davrananların, sonradan Müslüman olmuş ingiliz ve Danimarkalılar olduğunu bizzat o gemide esir bulunan Piskopos Olaf Eigilsson söz konusu kitapta anlatmıştır.
Kopenhagda, "Kgl Bibliotek Chistians Brygge No: 8" adresinde yer alan kütüphanede bulunan diğer bir kitap, pek bilinmeyen iki Türk denizcisini bizlerle tanıştırmaktadır, izlandanın başkenti Reykjavik'de 1852 yılında basılan ve H.Haengsson ile H.Hrolfsson tarafından beraberce yazılan, "Litil Saga Umm Herhla-Up Tyrkjans A islandi 1627" adlı eserde, Murat Reisin filosundan Arif ve Bejram (muhtemelen Bayram) adlı iki komutanın gemileri ile Beruşyord Limanına girdikleri anlatılmaktadır.
Aynı kütüphanedeki diğer bir kitapta, "Murat Reis, Amiral olarak tanıtılmakta", başka bir kitapta ise, "1631 senesinde Türk Donanmasının 15 parça gemi ile ingiltereye geldiği ve daha sonra 12 parça gemi ile izlandaya sefer düzenlediği" belirtilmektedir.
Kopenhagın 60 km. uzağında bir liman şehri olan Helsingörde, müze olarak kullanılan Hamletin şatosunun duvar pano ve tablolarında iskandinav Limanlarındaki Türk Denizcileri ve gemileri tasvir edilmektedir.
Stanley Lein Paul, "Devonshire Kontluğu Tarihi" adlı kitabında "Türk denizcilerinin, 1625 yılının Ağustos ayında Plymouth ve Hardland Point limanları açıklarında 27 parça ticaret gemisine el koyduklarını, Suseks, Hatas, Devon, Cornwell ve Batı kıyılarındaki Kontluklara ait kalelere akınlar düzenlediklerini" anlatmaktadır.
Ayrıca izlandada Türk gülleleri halen sergilenmektedir.
murat reis komutasındaki Osmanlı korsanları Büyük Britanya adasını da hedefleri arasına seçtiler.
ingilterenin güneybatısındaki Lundy Adası 1625-1630 yılları arasında Türk Korsanları tarafından ele geçirilerek, özellikle kuzeye yapılan harekâtları daha iyi destekleyebilmek amacıyla üs olarak kullanıldı.
Türkler Bristol Kanalının açığında Lundy Adasını almakla Bristol liman ağzına hakim oldular.
Murat Reisin emrindeki Türk Korsan Filosu "Land End"den yaklaşık 100 mil kadar içerde Hard Lend Burnundan 11 mil açıktaki bu adayı üs yaparak batılı devletlere dehşet saçmaktaydı.
ingiltere, yıllarca Türkleri Lundy ve Scillya adalarından atamadı.
ingiltere Kralı i.James ve oğlu i.Charlesın tüm çabalarına rağmen ingiltere kıyılarına sadece 10 km mesafedeki bu küçük ada yaklaşık 5 yıl boyunca Türk Korsanlarından geri alınamayınca birçok ingiliz amirali Kral tarafından görevden alındı.
1631de de Türkler ingiliz limanlarını yıllık vergiye bağladılar.
ingilterenin Bristol, Plymouth, Southampton ve irlandanın Cork ve Baltimore gibi birçok limanları Türk korsanları tarafından birçok kez vuruldu ve Atlantik ortasında yüzlerce ingiliz, ispanyol ve Hollanda gemisi ele geçirildi.
1627 yılında 10 gün içinde 27 ingiliz gemisi Türkler tarafından zaptedildi. 19 haziran 1631 gecesi irlandanın Baltimore Limanı da Türk Korsanları tarafından zapt edilmiş ve bu olay sonunda ünlü şair Thomas Usborne Daways 56 mısralık uzun bir şiir yazmıştır.
bugün tüm bunlar neredeyse hepimize bir hayal gibi gelmekte, lakin osmanlı'nın döneminin süper gücü olduğu düşünüldüğünde ve o dönem devlet teşkilatının emin ellerde ve iyi yöneticilerin hakimiyeti altında olduğu düşünüldüğünde insana gurur veriyor.
düşünsenize, bugün türkiye'nin atlantik'te bir donanma üssü olduğunu...
"ispanya, Portekiz ve Fransa kıyılarını izleyip kuzeye çıkmıştır, ardından irlanda, iskoçya, Hollanda, Danimarka, Norveç ve izlandaya seferler düzenlemiştir. 1631'de de ingiliz limanlarını yıllık vergiye bağlamıştır ve ingilterenin Bristol, Plymouth, Southampton ve irlandanın Cork ve Baltimore gibi birçok limanlana saldırı düzenlemiştir., 12'si kadırga olan 15 parçalık bir filo ile 1627 yılında yapılan izlanda Seferidir. Murat Reis, bu harekata Manş Denizini geçerek başlamış, Kuzey Denizi boyunca Danimarka ve Norveç kıyılarına taarruz etmiş, 20 Haziran 1627 tarihinde izlanda açıklarında demirlemiştir."
izlanda ve murat reis derken duruyoruz, çünkü aklıma makale arşivimde yer alan yılmaz özdil yazısı gelmişti. yazıda izlanda'daki konsolos niye fahri konsolos derken bir ucu murat reis'e çıkmıştı. işte ilginç ve beğendiğim o yazı:
Birkaç yıl önce konuştuğum bir isveçlinin bana söylemesi ile haberdar oduğum kişilik. Siz bizim kadınlarımızı kaçırdınız dediğinde içimden bu nasıl abazalıktır. Taa isveçe, norveçe, izlandaya gitmişiz demiştim..
Yukarda yazılanlar doğruysa Gavurları türklere düşman etmiş bir gavurmuş. Bu resmen başkasının bilgisayarından millete hakaret edip bilgisayarın sahibine ceza aldırmak gibi. Adam Türk denizci diye geçiyor ama aslında gavur sonradan müslüman olmuş. Osmanlı neyin kafasını yaşıyormuş anlamış değilim. Türk evlatlarını yetiştirmek yerine devşirmelere bırakmış devlet yönetimini.