eğer ablanız da yoksa kardeşinizin eli iş tutana kadar evin büyük kızı olmaktır.
sofra kurmak-kaldırmak, çay koymak, ufak çaplı da olsa ev temizliği yapmak herkes tarafından normal görülen işlerinizdir. zaman zaman annenizin pirinç ayıklattığı, fasülye ipliği aldırdığı zamanlar da olur.
tüm bu işleri sizin yapmanıza alışık olan kardeşinizden su isteseniz ben küçüğüm ayaklarına yatar ne kadar da büyüse.
size tavsiyem ilk okula başladığı gün eline sofra bezini verin. ocak civarına da küçük bir tabure koydunuz mu çayı falan da koyar. sonra yavaş yavaş tüm ev işlerini üzerine yıkarsınız.
küçük yaşlardan itibaren yanınıza bir çırak, bir ofis girl verilmiş hissiyle dolmanıza sebep olur.
iyi yetiştirilirse daha az yorulabilme ihtimaliniz vardır. ama küçük kardeşlerdeki işten kaytarma zekası da herkeste yoktur.
siz her zaman anne yarısı* ya da bir nevi hizmetçi olarak kalırken, o su perisi gibi yaşamaya devam eder, ne kadar zorlasanızda.
irkilmeyle edit: başlık abilere ithafen olsada şahsıma münhasır yazılmıştır. *
(bkz: darkranger)
chores denen bütün işleri yapmanıza sabep olur. ona bağırılamadığı için çoğunlukla (bir de en büyükseniz) hedef tahtası siz olursunuz. iyi tarafı ise insanlığı öğrenirsiniz. yeterince yozlaşmadıysanız, başkalarının da sizin kız kardeşinizle aynı şeyleri yapmasını istemediğiniz için, kızlarla çıkmaktan çekinirsiniz, gizli tutsanız bile içinizde bir suçluluk duygusu oluşur.
kimi zaman özenilen bir durum. özellikle tek çocuklar adına.
şöyle senden 4-5 yaş büyük, yakışıklı, dayak yiyebileceğin halde her bokunu anlatmak isteyebileceğin bir abi misal.
(bkz: bütün abileri yakışıklı olma sanrısı)
bunun için aileleri suçlayabilirsiniz, ama ne yapsınlar evlenip zart diye size hamile kalmışlarsa. *