su an agzım kulaklarımda sırıtmıs bir sekilde "oy anneeeeeem kıyamaaaaam" nidaları esliginde izledigim dizidir.
o utku benim olacak, binicem üstüne, vurucam kırbacı vurucam kırbacı*
ups yanlıs diziden replik oldu bu galiba.*
velhasıl kelam, güzel dizidir.
şu anda yayınlanmakta olan, iğrenç oyunculuklarla dolu, çekim açıları berbat olan, izlenen odada bir saniye bile durmaya tahammül edemediğim ağlak dizi.
Kalbin ağlasa da gülümse inadına
Düşler takıp saçlarına yürü rüzgarlara
Kurduğun hayalleri ayazlar yıksa da
Sen yeter ki hep ümit et hayat döner sana
o pembe gül yüzünü kederle soldurma
Daldaki son yaprak gibi sarıl hep hayata
Kurduğun hayalleri ayazlar yıksa da
Sen yeter ki hep ümit et hayat döner sana
Unutma göğün asıl rengi mavidir
En kör gece bile sabahdır sonunda
Kalbin ağlasa da gülümse inadına
Düşler takıp saçlarına yürü rüzgarlara
O pembe gül yüzünü kederle soldurma
Daldaki son yaprak gibi sarıl hep hayata
Geçerken acılardan gülmeyi unutma
Fırtınalara direnmektir yaşamak birazda
Kurduğun hayalleri yağmurlar yıksa da
Sen yeter ki hep ümit et, hayat döner sana
SEN YETER Ki HEP ÜMiT ET,HAYAT DÖNER SANA
sözleriyle bizleri etkileyen şarkı.(küçük kadınlar dizisinin jenerik müziği...)
son olarak 15 yaşındaki hanım kızımızın eniştesinin tecavüzüne maruz kalmasıyla bünyedeki mide bulantısının ana sebebi.
tamam biz de biliyoruz hayatta böyle şeylerin olduğunu. ama bu derecede tiksindirici bir şekilde gösterilmez ki bu şey insanlara. ana-baba ilk bölümden öldüler. 4 numaralı kızcağız kalp hastası. hala zaten psikopat bir şey. en büyük desen, onun da gelecek başına bir şey ama du bakalım.
birgünde bütün kriminolojik olayların gerçekleşebildigi ve bunların tek bir ailenin başına gelmesiyle gelişen , maalesef annem tarafından da ilgiyle izlenen dizi.dizi manyaklıgında son nokta dedirten dizidir aynı zamanda.öyleki geçen gün, abimi bile bu diziyi izlerken buldum.tutmamasını ve yeni sezonda yaynlınmamasını ümit etmekten başka yapıcak bişi yok sanırsam.
sürekli kötü olaylarla gelişen dizidir. başlarına sürekli felaket gelen beş küçük kadının hikayesi. yaprak dökümü gibi iç karartıcı bir dizi. eh artık başlarına daha kötüsü gelemez derken daha da kötüsü oluyor walla. içimdeki mazoşist sadist egoist feminist * duyguları uyandırıyor. ne diyelim hayırlısı olsun yazık valla kızcağızlara.
yaprak dökümü vs. ile bir kere daha sayıca fazlalığı kanıtlanan duygusal izleyici kitlesine yönelik duygu sömürüsü dolu dizi. oyunculuk vasatın altında, orta halli bir hikaye..seyirciye "yazın takılsın bunlar böyle" dercesine bir dizi.
gerek oyunculuk, gerek senaryo, gerek her şeyiyle ucuza getirilen dandik yaz mevisimi dizilerinden. bir de "genco" gibi tutar da bütün bir yıl yayınlanırsa, hiç şaşırmam.
ben ilk defa söyle bir bakayım diziye dedim de...şoklardayım.
bu nasıl bir oyunculuktur, bu kızlar hergün anneleri babaları ölüyormuş gibi davranıyolar resmen. sanki komşunun annesi ölmüş de başsağlığına gidiyolar.
bade bile daha çok üzüldü. gördüğüm en kötü oyunculuk, o kadar.
güzel kız oynatmakla olmuyo bu işler.
acaba ölümün hayatın bi parçası olduğu mesajını veriyorlar da ben mi anlamadım.
neyse.