küçük jamaika nın büyük atletizm sırları

entry3 galeri0
    1.
  1. Jamaika'nın nüfusunu biliyor musunuz? 2,8 milyon! Ama bu minicik ülke dünyanın en hızlı insanlarını yetiştiriyor. Eskiden zaman zaman şampiyonlar çıkaran bu ülke pekin Olimpiyatları'ndan itibaren bir gelenek haline geldiler. Peki nasıl oldu bu iş derseniz buyrun okuyun

    1 - Jamaika bağımsızlığını 1962 yılında kazandı. Ama buna rağmen daha 1948 yılında Londra Olimpiyatları'na kendi bayrağıyla katılmıştı. Buradaki asıl gururları 400 metre erkeklerde Arthur Wint ve Herb McKinley oldu. Bu iki atlet Amerikalı rakiplerini geçip altın ve gümüş madalya kazandılar. Dört yıl sonra Helsinki Olimpiyatları'nda bu kez de George Rhoden 400 metrede altın madalyayı boyunlarına taktı. Ama başarının zirve noktası 4 x 400 metre bayrak yarışı oldu. Jamaikalı dörtlü 15 metre geriden gelerek ABD takımını geçti ve Olimpiyatr şampiyonu oldu. Bu başarılar sonraki kuşaklara müthiş birer örnek oldu.

    2 - Bir ulusal gençler şampiyonası düşünün ki yarışları tribünde 30 bin seyirci izliyor. 60 yaşındaki teyzeler 14 yaşındaki çocukların dereceleri üzerine yorum yapıyor. 1910 yılından beri aralıksız düzenlenen Boys and Girls Championship ya da halk arasındaki adıyla "Champs" işte böyle bir atletizm şenliği. Fransız milli takımının antrenörü Piasenta bir röportajda "Yedi olimpiyat izledim, böyle bir atmosfer görmedim" demişti Champs için. Mart ayının sonlarında ülkenin 12 - 18 yaşındaki yaklaşık 2 bin genç atlet bu şampiyona için başkent Kingston'a geliyor. Usain Bolt gibi isimlerin geçmişte yarışıp şampiyon olduğu Champs yetenekli gençler için yoksulluktan çıkış fırsatı sunuyor. Burada parlayan gençler burs veya sponsor bulma imkanına kavuşuyor.

    3 - Ülkede yetişen atletlet 1960'lardan itibaren ABD üniversitelerinin dikkatini çekmeye başladı. Yetenekli gençler bu üniversitelerden burs alarak ABD'nin yolunu tuttu. Lennox Miller, Donald Quarrie ve Marlene Ottey gibi isimler bu yolla hem iyi bir ünivesite eğitimi aldı hem de ülke tarihinin en büyük sportif başarılarına imza attı. Quarrie 1976'da 200 metre olimpiyat şampiyonu olunca heykeli bile dikildi. Ancak, her başarılı atletin yanı sıra ABD'de yitip giden, uyuşturucu batağına saplanıp onlarca Jamaikalı genç yetenek de vardı. Son 10 yılda ise bu tablo tersine döndü. 35 yıl önce eski dünya rekortmeni Dennis Johnson ABD'de öğrendiklerini ülkesine taşıyıp etkin bir üniversite spor sistemi kurmak için kolları sıvadı. Johnson önce iki yıllık bir yüksekokulun temellerini attı. Bu okul daha sonra Teknoloji Üniversitesi'ne (UTECH) dönüştü. Johnson'dan bayrağı devralan şimdiki spor direktörü Anthony Davis'in yönetiminde halen 280 atlet çalışıyor. Bu atletler arasından geleceğin dünya ve olimpiyat şampiyonları çıkıyor.

    4 - Uzun yıllar Jamaika'da iyi antrenör eksikliği söz konusuydu. Ama yeni antrenör kuşağı son 10 yılda ipleri eline aldı. Örneğin eski 100 metre dünya rekortmeni Asafa Powell'in da antrenörü olan Stephen Francis 1999'da Maximizing Velocity And Power (MVP) takımını kurdu. Keza Usain Bolt'un antrenörü Glen Mills'de milli takım antrenörlüğünü bıraktıktan sonra Racers Track Club takımında birçok yetenekli atleti çalıştırmakta...

    5 - Jamaika Teknoloji Üniversitesi'nin başkanı Prof. Errol Morrison iskoçya'nın Glasgow Üniversitesi'nden bir ekiple yaptığı çalışmada Jamaikalı atletlerin genetik üstünlüğüne dair bir bulguya ulaştı. Morrison'a göre Jamaika'nın seçkin atletlerinde yüksek değerde a-actimin -3 proteinine rastlanıyordu. ACTN3 isimli bir gen tarafından üretilen bu proteinin hızlı kasılan kaslara patlayıcı güç sağladığını öne sürdü. Jamaikalı atletlerin % 70'inde a-actinen-3'e rastlandı. Bu oran örneğin Avustralyalı atletlerde ancak % 30'du. Bu bulgu da genetik üstünlüğün kanıtı oldu.

    Jamaikalı sürat koşuları, özellikle de erkekler 2011'de de rakiplerine büyük üstünlük kurmuş durumdalar. Bu yıl 100 metrenin en hızlı sekiz atletinden beşi Jamaikalı: Powell, Mullings, Frater, Bolt ve Carter. Yedi Jamaikalı 10 saniyeden daha hızlı koşmayı başardı. Tam 23 Jamaikalı atlet 100 metreyi 10.30 saniyeden hızlı koştu. Kadınlardaysa en hızlı 10 arasında dört Jamaikalı var. Campbell, Brown, Fraser ve Simpson... 2008 öncesi jamaika'nın olimpiyatlarda 41 madalyası vardı. 2008 Pekin Olimpiyatları'nda 11 madalya kazandılar, 2009 Berlin'deki Dünya Şampiyonası'nda ise 13 madalya kazandılar... (Alp Ulagay, Hürriyet, 07.08.2011)

    *** Şimdi bu adamlara bakıp "biz de böyle olabilir miyiz" diye düşünüyorum. Ne yazık ki Hayır, olamayız... Çünkü biz millet olarak zora gelmeyi pek sevmiyoruz. Adamlar 1910 yılından beri bu turnuvayı düzenliyorlarmış. Ona bakarsanız biz de 650 yıldır yapılan Kırkpınar var ama aynı ilgiyi görmüyor. Biz birden bire ünlü olmak, yaşamı sıyırmak istiyoruz. Bu yüzden 70 milyonluk ülkeden sporcu seçmelerine ilgi olmaz ama 5 yıldızlı otellerde yapılan popstar seçmelerinde kalabalık yollara taşar. Bizim gencimizin olmak istediği kişi Acun'dur, Tarkan'dır, Beren Saat'tir. Sporcular daha fazla kazanmasına rağmen küçümsenir. Derya Büyükuncu'nun adının dans yarışmasına ve Survivor'a katılmazdan evvel bilinmemesinin sebebi de budur. Atletizmin herhangi bir dalında Türkiye rekorunu elinde bulunduran bir ismi bilememizin sebebi de aynıdır. Çocuk yaştaki atletlerin derecelerini takip eden bu insanların başarılı olmalarına şaşmamak gerekir. Bizde benzer durum at yarışlarında vardır. Atların sülalerini, anasını, babasını, kumda mı çimde mi koştuğunu takip eden bu işin hastalarını bilirim. Ama bunun altında da yine para kazanma güdüsü vardır. Biz böyle olamıyoruz ama. O yüzden gidiyoruz afrika ülkelerinden devşirerek milli formayı giydirdiğimiz isimler buluyoruz.
    3 ...
  2. 2.
  3. fiziksel güçlerinin normale göre daha fazla olmasından, doğadan gelen normalüstü bir güce sahip olmalarından ve tripod olmalarından kaynaklanan sırlardır.
    0 ...
  4. 3.
  5. Jamaika'nın, zehirin en bol olduğu şehir olması
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük