"artık zamanın da üstünde şık bir şehirde
mazgallara kapatılmış, büyüyemeyen çocuklar için
kafatasları çelikten adamların şarkılarını
ya da rahibe pelerini altına gizlenmiş
gözleri irin torbalarıyla kanlı şeytanları
bir ruhun turuncu mihrabına getirip
oradan aşağı atmalı"
"yürümezdi içimdeki haydut gölgenin dengeli uyuşturucusu
parlatmazdı kalbimi bela
ey nerdesin sevgili sultan kıç kırığı cinayet tutkusu
biliyorum bundan sonrası
yatağın yatağa omuz attığı
papağanın papağana silah çektiği
cesedin cesetle çılgınca raksettiği o upuzun cerahatle
lal vakti
masmavi yemyeşil bir ihtilal vakti
bir ihtimal
ihtişam ve mutluluk sorgusu
çıkarıp attığım gözlerim kadar uzak bakışlarım
bakışlarım birbirini seven iki akşamın arasına girmiş
gün gibi kıskanç
tıpkı o gün gibi flu suçlu"
artık zamanın da üstünde şık bir şehirde
mazgallara kapatılmış, büyüyemeyen çocuklar için
kafatasları çelikten adamların şarkılarını
ya da rahibe pelerini altına gizlenmiş,
gözleri irin torbalarıyla kanlı şeytanları
bir ruhun turuncu mihrabına getirip
ordan aşağı atmalı..
"yağmura çok teşekkür ederim
bu gece yalnızca cesedime yağdı
bana bir şey olursa diye korktum
seni birkaç saniye düşünürsem;
düşünürken üşürsem diye korktum
oturup siyah portakallar yedim
oturup korkunç kitaplar okudum
içimde bir sıkıntı gibi cinayet
içimde bir sığıntı gibi telaş
içimde felaket gibi bir merak
hislerimin uzağına düştüm, şimdi çok üzgünüm
şimdi çocukluğumun uzağına da düştüm
daha da düşersem diye korktum
seni birkaç saniye düşünürsem;
ay kıvrılırsa diye
kan kıvranırsa diye
can sıçrarsa ölürken bir yerlere,
daha da ölürsem diye korktum
seni birkaç saniye düşünürsem;
sessem, sersem bir heceysem eğer
seni bir kelime edersem diye korktum
seni kötü bir cümlede kullanırsam
adını söylerken takılırsam, yalnış telaffuz edersem
böyle bir günah işlersem
tanrı affeder diye korktum
yağmura çok teşekkür ederim
bu gece yalnızca bu şiire yağdı
Sana, senli masalımı anlatmamı ister misin?
-Bir vardın, bir yoktun...
-En çok yoktun!
-Evvel zamanların, şimdiki zamanlarımın kalburundan aktı gitti... Ve sen zamanla hiç oldun.
realist bir insandır kendileri, öyle pembe gözlüklerle anlatmamıştır aşkı, sevgiyi... sözleri ilgili konuya nokta koyar niteliktedir. ayrıca bir neyzen tevfik potansiyeli görüyorum kendisinde hadi hayırlısı...
"sana tuz yalatsam; sabaha kadar tuz yerine suyu düşünürsün.
işte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu.
bir durumla uyarılan her durum, bir başka durumu işaret edecektir.
beni sevdiğini söyledikçe sen, ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım.
buna ihanet diyemezsin..."