"Fikir insanı sakat bırakır. Ondandır hisli cellatların sevgili kılığında dolaşması kainatı. Cehennemi soğutacak bir derman ararsın sen de, avucunda tuttuğun buz parçacıklarıyla; ama ne yazık senin de vücut ve ruh ateşindir onu eriten, üflesen kar etmez. Aslında hiçbir hayat inkar etmez günahın küstahlığıyla akranı ölümü aldatmayı. Bir topal, bir çolak, bir kör, bir sağır, bir dilsiz nerelerinden kardeştir yanlız ve yalansız kaldıklarında: aşk bir matemdir can veren bedeninin ardından. Yara sızlamaz sen kendin olmasan."
-Küçük iskender.
sadece siir ve yazım dilinde değil günlük hayatta da çok kaba ve kırıcı sair.
bana hic bi kırıcı hareketi olmadı ama başkalarına karşı kırıcı olusunu defalarca izledim.
son yıllarda iyice saçmalayan ve ergence şiirler yazan şair. bunu roman okumadığını söylemesine bağlıyorum. roman okumayan insanın hayal gücü körelir kelime dağarcığı küçülür. yazık etti kendine daha da rezil olmadan şiir yazmayı bırakmalı.
eşcinsel bir şair. eski sevgilimin bayıldığı aşkla sevdiği bir şair, neden bu kadar çok seviyorsun diye hafif kıskanarak sorduğumda da "ulaşamadığım şeyler hep bana daha çekici gelmiştir" diye yanıt verirdi. öyle hatırlarım bu yüzden bu adamı.
oğlanlardan ve alkolden vaktim arrtıkça seni düşü-
nüyorum türkiye, inan doğru bu kere yanılsamam
ve ruhumun yavşak zıpırlığı, hiç değilse ayık
dolaşamayacak kadar dürüstüm,
türkiye, tarkan öleli çok oldu, artık onu unut; bu-
nadı kurt. playboy'a annemin çıplak resimlerini
satarak beyaz saray'a sırnaşmayı düşlüyorum
spermi biraz fazla kaçırdığımda,
beş parasız paraladığım sokaklarında embesillerini
ve taşak kalpli aydınlarının sidik yarışlarını
görüp bol bol osuruyorum, başbakanı dinlerken
televizyon karşısında ekrana ekmek teknemi aç-
mak ya da esrar içmek, geğirmek en büyük mutlu-
luk bana verdiğin,
otuz bir çekmediğim gecelerde düşler kuruyorum se-
nin hakkında, hür hülyalarımda sana zerre kadar
yer vermiyorum ama, maalesef ayakta kalıyorsun,
sosyal demokrat idiotlarını, orospu tavukların
uğrak yeri sanat galerilerini, festival sar-
kaçlarını, ölüsevici kültürünün uyanık tez-
gâhtarlarını ve tezgâhın altında neler dön-
düğünü farkedecek kadar sosyalistim,
hapsine düşmedim henüz, o yüzden tam solcu sa-
yılmam köle pazarı piyasanda, kıçına cop
girdiği için şair olanlardan da değilim; eli
kulağındadır tımarhanelerinden birinde tes-
cilli manyak olmamın ve koynuna girmediğim-
den dorukta sıçanların, o yüzden ibneliğim
de test edilip onaylanmadı,
uyuşukluklarıyla iktidara peşkeş çekip çaktır-
madan, sonnet'leriyle, balad'larıyla köçek-
leşen, raconları kıyak geçme üzerine kurulu
mason-ulema tayfanı da tanırım, sen de bilir-
sin ki havlayan it ısırmaz türkiye, bak, biz-
bizeyiz, çekinme, şu azınlıkları ne zaman ke-
sip kızartacağız, çok acıktım türkiye,
nâzım'ını severim, buna kızabilirsin, ama bazı
-ne demekse- naif şairlerinin, devlet sanat-
çısı olmasına ve adının iktidar şakşakçısı
starlarla bir anılmasına dair çabalarına izin
verdiğinden, sana korkunç müteşekkirim, inti-
harımı hızlandırıyorsun böylelikle, böylelik-
le artıyor kirim ve seninle kirimiz, ne gam?
iyi akşamlar. persil supra.
mustafa suphi, artık hamsi mi türkiye, dikkat et,
balıkları örgütlemesin,
allah'a inanmıyorum, osmanlı'yım velhasıl, akın
edip avrupa'ya, toplayıp getiremesem de cil-
lop gibi veletleri, n'apalım, buradaki lüm-
pen teen-ager'larla idare ediyorum,
türkiye, ayıptır sorması ne zaman akıllanacağız;
türkiye, kıbrıs'ın yakasını ne zaman bıraka-
cağız ve ne zaman yaraşır olacağız binlerce
devrim şehidimize,
türkiye, hiç terbiye edinemedim, yeteneğim bu ka-
dar; çük kadarken okudum sabahattin ali'yi,
kafka'yı, dostoyevski'yi, london'ı; kapital'e
başlayışım babamla aramızda çıkan küçük bir
harçlık sorununa dayanır,
ıq'larımızın düşük olduğunu sanmıyorum, peki
bir eşek şakası mı bu; köy enstitüleri,
halk eğitimler, halkevleri ne ayak; behice boran
, iyi ki unutuldu; iyi oldu, eline
sağlık türkiye,
hasbelkader bir önerim var: cıa, eurovision'u
kazanmamızı, aet'na girmemizi sağlayamaz
mı acaba, şüphesiz, eh benimki de salaklık,
haklısın türkiye,
bizi milletçe sevmeyenlere ayar oluyorum; ağız-
larını burunlarını kırarak onlara medeniyet
öğretmek istiyorum türkiye,
ben, sex-shop'ların, komünist partinin, müslü-
man demokrat partinin, rock partinin,
çeşit çeşit gay barların açılmasını, askerliğin
kaldırılmasını istiyorum türkiye; bu top-
raklarda nobel, oscar, lsd, özgürlük ve sik
anıtları görmek istiyorum: kişi başına düşen
milli gelirden bana ait payı iade ediyorum
bütün bu harcalamalar adına sana; hapishane-
ler, hayvanat bahçeleri, kamplar, tımarhane-
ler boşaltılsın derhal; ben bütün kentlerin-
den barışla, erdemle, insanlık haklarımla ke-
yiften gebere gebere, ıslık çalarak dolaşan
bir seyyah olmak istiyorum; mandela kötü a-
dam, döv onu türkiye,
`uzak asya'dan gelip akdeniz'e bir kısrak ba-
şı gibi uzanan bu memleket... sizin! afiyet
olsun efendiler' demekten bıktım, bıktık,
anlıyor musun, orada mısın türkiye,
ama yine de memnun olmuyorsan bu tavırdan ve
kızıyorsan ve sinirleniyorsan, olsun, biz
yine geliriz; yine yazar, söyleriz; ölürüz;
biz yine gideriz; sen, rahatını bozma o za-
man, güzel bir çocuk gibi bu şık dünya ya-
tağında, böyle masum böyle mazlum uyu tür-
kiye, (bkz: behice boran)
Agir romandaki oyunculugunu sevdigim facebook arkadasim. tabii ki gercek hesabindab arkadasim. Dune kadar hic unlu arkadasim yoktu is ve hayatima giren kadim bir gazeteci dostum sayesinde tur magazinin bogurundeyim. *
Küçük iskenderin Bir Yaratığın Akıl Almaz Ahlaksız Maceraları adlı deneme kitabı, Sel Yayıncılık aracılığıyla yayımlandı.
--spoiler--
Ah zavallı çocuk! Dedem Beni Korkuttu Hikâyeleri diye başladığın macera büyüdükçe, değiştikçe nerelere geldi. Artık otelde yer yok, barmen içki vermiyor, herkes tuhaf tuhaf bakıyor sana ve son otobüs de kalktı.
Kâbus başlıyor gecenin ilerleyen saatlerinde. Bakalım şimdi seni kim nasıl öldürecek?
--spoiler--
Tercihleri nedeniyle şiirlerinin okurken garip ve kötü hissedilen ama bir yandan bu duygudan ve öteleştirmeden dolayı kendimi ayıklamak sebep olan şahıs.
Gidiyorsun işte! Bir kenti terk ediyorsun. Belki de sonsuza kadar, sonsuzluk neyse, ne halta yararsa, sonsuza kadar terk ediyorsun belki de. Kaybolan farlara, stop lambalarına şöyle seslenmek geliyor içimden: Kötü yola düşmüş gecelerden geliyorum kusura bakma gözlerim biraz kirli...
vakti zamanında deli gibi sevdiğim bir adam vardı, bu şiiri sevdiğimi bilirdi.. birlikte değildik henüz o zamanlar. geyik yapıyo ya eleman hesapta. güzel şiirmiş ben de şahane yazarım arkadaşlar bana küçük iskender der demişti.. ben de kendisinden o esnada pek haz etmediğim için ibne olduğundan mı, küçük iskender ibne çünkü demiştim..
sonra benim ağzıma sıçtı ilişkide o ayrı...
neyse, süper bir şiiridir, bu anlamsız anektoddan sonra, buyrun! okuyun.
De gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatin!
de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!
göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak..
göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki
iste o vakit bana-doğrudur! -
sair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!
bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kaplı kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!