bugün

güzel bir usluba sahip olan bir yazardır. (bkz: pop hart)
DE GÜLÜM

de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın!
üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!

de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm!

göreceksin gülüm! Bekle!
hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alışacak..
göreceksin-sevinçten ağlayacaksın gülüm-ki
işte o vakit bana-doğrudur!-
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!

bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kapli kitaplardan çıkartılacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!
"bu dünyanın kendi trafik kuralları yoktur, ama bir şeye dönüşmek isteyen kaotik bir serbestlik vardır!" k.i.
ilk okunduğunda garip gelen şiirlerin şairi.
(bkz: can/#2018757)
eskiden daha büyüktü, adını özellikle üzerinde taşımakta ve giderek küçülmekte kendisi. giderek de domalmakta ayrıca. bir zamanlar eşcinseldi ve yazardı, başımızın üstünde yeri vardı. sonra eşcinsel yazar oldu, yine indirmedik ordan. sonra sadece eşcinsel oldu, yazdıkları bunun uzantısı olarak kaldı. yatmadan önce yüz fırça darbesini yazan melissa p. kızımızdan bir farkı kalmadı. evet, eşcinselsen ve bunu saklamayı iğrenç buluyorsan haklısın da sonuna kadar ama, saklamamak ve ifşa etmek arasında inceden de olsa bir fark var maalesef, hadi ifşa ediyorsun diyelim, ona da tamam, bari yaptığın pornografiye sanat deme. ya da en azından sokaktan toplayıp sado-mazo fantezilerine malzeme yaptığın tinerci çocuklardan haberimiz olmasın. o kadar nefret etmeyelim biz de senden böylece.

"çok ibnesin küçük!" desek, başarılı olduğunun bir resmi olur mu bu?

ha, "yıldızlar gökyüzünün göt delikleridir!" demiştir kendisi. ve aklıma gelmeyen dahaları da vardır. nadirdir anlatım zekası ve eskileri de özlenir. ancak artık tekrarlardan ibaret bir otomatik ibnedir kendisi.
28 Mayıs 1964'te istanbul'da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde beş yıl okuduktan sonra ayrıldı. Bir süre de istanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde öğrenim gördü. 1985 yılından itibaren çeşitli edebiyat dergilerinde şiir ve yazıları yayınlanmaya başladı. Temalarında alışılagelmişin kimi kez tam karşısında yer alan, polemikçi, başkaldırıcı şiiriyle sadece 1980'li yılların değil tüm Türk şiirinin en gözüpek şairi.
önde gelen şiirleri;

GÜLTEN
SON SEN
GAZEL
MOLEKÜL BUKETi
ÖLÜMÜ DE KUSACAĞIM
BUNDESLADE
GECE KUKLALARI
ÇÜRÜK KRAL DEPOSU'NDAN 194
DIR DRAM
CiVANGiR L
BiR GECE ŞAH'ESER iMPARATORU FUZULi
BiR DELiKANLILIK YAPTI iSE BEN BUNU YAZDIM
DE GÜLÜM
BiR MARTIYI AĞLATTIN SEN
orta 3 de ve lisede çok okumama rağmen tanışınca beni sükut-u hayale uğratan benden nefret ettiğinin 2 katı kadar nefret ettiğim erkek arkadaşıma gözlerimin önünde yazan hı bi de ona şiir yazan yazar kişisidir. cihangirde kaldığım dönemlerde neredeyse hergün bize gelen şarap içtikten ve anlaşılmamak için elinden geleni yaptıktan sonra giden, içinde barındırdığı ve beyninin nöronlarında şimşekler gibi çakan eşcinsel eğilimlerine engel olamayan doğum gününde pasta savaşı başlattığımız yazardır.e güzel kitapları da yok değildir yiğidi öldür hakkını yeme. ''666,made in hell,bir nedeni yok sadece öpmek istedim''
Bir aralar Beyoğlunda "neva" adlı bir salaş bara takılan, arada nevizadede de rastlanabilecek şair formundaki kişidir. 1997 yılında akm'deki dünya şiir gününde okuduğu "lila" adlı şiirinin bir erkeğe yazıldığını duyunca bayağı sarsılmıştık. Eşcinsel olduğunu bilmeyen yoktu gerçi; ama bir erkek başka bir erkeğe şiir yazmanın ne olduğunu anlayamıyor. Biz de aynı anlam krizine girmiş olduk böylece. Aslında güzel şiirleri de vardır. Ama açıkçası "Ağır Roman" filmindeki rolü de aşırı eşcinsellik vurgusu da bıktırdı.
(bkz: iskender paydaş)
bir nevi * dadaist... şiir aleminin serdar ortaç'ı, orta*lama özcan deniz'i, denizin deryası, deryanın baykal'ı, baykal'ın partisi, partinin renksizi... *
açılması muhtemel
(bkz: her ebattaki iskenderlerin ibne olması).
paris isimli şiiri pek güzel olan insan.
http://www.radikal.com.tr...p?ek=cts&haberno=6548
(bkz: kucuk iskender vs kucuk emrah)
regular bir içki muhabbetinde, dostlar meclisinde can baba* ile küçük iskender tesadüfen yanyana oturmuşlardır. sofradaki uzunca bir alkol demlenmesinin ardından can baba'nın alete masa altından hafiften meyleden küçük iskender'e can baba'nın çıkışı pek hoştur:

"ben küçüğünü değil, büyüğünü s.kerim."*
çok zeki, bazan güzel dizeler yakalayan, genelde zekice söylemleri şiire uygulayan, cinselliğini sanatına yansıtan hatta bazan cılkını çıkaran, mehmet fuat'ın yürü dediği, aykırı şairdir kendileri.
edebiyatımız nedense pek sever küçük iskenderleri...
küçük iskender ,RAHiBiNDEN SATILIK KiLiSE ''den inciler:

-insan vücudunda da lades kemiği vardır ve bu kemikle tutuşulan iddiada iki taraftan biri mutlaka ölür.

-Aşk Lazım Partisinde herkes kendi yalnızlığını örgütler

-(aşk ilişkilerine dair) Tahterevalliden ilk kim kalkarsa yırtar, öbürünün kıçı yere vurur

-Dünyaya sıçmaktan sıkıldım

-Ölüyorum. Hayatım gözlerimin önünden bağırsak şeridi gibi geçiyor

-intihar, tek çalgılı orkestradır

-Meyve vermeyen tek ağaç darağacıdır

-Aklım, bir böcek; aşk felsefesini kemiriyor

-Öyle bir yerin düşünü gördüm ki:insanlar, sabah uyandıklarında hala hayatta olduklarını fark edip, günaydın demeden önce birbirlerini öpüyorlardı

-Hey cellat! Giyotine seslen, de ki: Ben altındayken inerse keskin olması gerekmez
bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık
kütür kütür küfrediyor gece imanıma
bir yaprak kırılıp suya düşüyor
su yaralanıyor su kanıyor şelale!
*
"kim tutar ki elini bir daha içini kanatan bir rüya olur bu yara,bir masalın sonunda ölüme aşkını anlatan bir kadın olur bu defa"
yazdığı şeyleri beğenen ruh hastası, uzak durulası insanlar vardır. bu insanlar içlerindeki ruhsal bozukluklarını farkında olmadan dışarı vururken, bir yandan da eşcinsel bünyenin sinyallerini vermektedirler.
cinsel seçiminde murathan mungan kadar saygı görmeyen yazardır. kendine karşı sözünü söyleyebiliyor mu söyleyemiyor mu eleştirisi pek azdır. yazdığı kaçak yayın'ın haziran sayısında sözlüklerde cinsel tercihinden dolayı yapılan aşağılama refleksine muzdaripliğini yazmıştı. ha al oku, beğenme ,fırlat , at ! kim ne diyebilir.
(bkz: insanın en iyi dostu tekerlek olur mu lan)
(bkz: agır roman)
(bkz: tilki orhan)
erotika'dan birkaç bölüm:

hatalı sollama
aşk ile komunizm çarpıştı
aşk çarpı komünizm
eşittir intihar
imza:mayakovski

darbe mi: ilk kez uyarıldığımda da ürkmüştüm böylesine
kim başkaldırıyor diye şu kristal bedenimde
tutup sıkınca başını, uysallaştı köpek gibi
ve tanıdı cunta penisim hakiki sahibini.

mevsimlerden napalm, günlerden ilkbahar

serseri kurşunlar gibi
yaşanır incelmiş yalnış şarapta
hasretinden tangolar esrittim...
kafam kıyak bu dünyadan hiçbir beklentim yok ama o ölçüde de dünyadaki olaylara karşı duyarlıyım numarasına yatan lise genci psikolojisinde yerden bitme şair. radikal'de köşesi var sanırım ama yatacak yeri yok