küçük iskender şiirleri

entry291 galeri0
    116.
  1. haşefe

    yanılmışım, ikinci bir tabiatmış seni ısıtan,
    cinsaçı gibi kuşatarak vücudunun en mutena yer-
    lerini, sana bakmak olmazmış, o heykellerin götü-
    rüldüğü ılık havzada sana dudaklarımı vermişmiş
    simsiyah şahmeran, (oluşmuş bir dönenceyim senin
    yanardağında, dönemem, dönersem kazığa bağlarlar
    akşamımı, ipe çekerler, ben aya bakmadan ağlayamam)

    yanılmışım, bir taymış önümde diz çöken, unutturan,
    bir kadının elinden sıyrılıp düşmesi gibi çocuğu-
    nun, oyuncaklarımın kanadıydı hep bir tarafları sen
    bana dokundukça,

    yanılmışım, yağlı gözlerinin kuyusunda asit köpü-
    rürmüş, siyanürmüş tükürüğün, sana sincap getiren
    ressamı hatırla, infilak eden o karaşın kahpeyi,
    on sekiz yaşından küçükler giremezmiş rüyana,

    yanılmışım, bu orman değilmiş benim kaybolduğum,
    ben kendi werther'imi
    bir başka koyda uyurken bulurum.
    1 ...
  2. 115.
  3. Haram

    En gelişmiş suç aletiyle kainat
    ne kadar bir hızla çarpabilir
    metruk alnıma

    iade edilmesi mecburi biçimsizlik'te
    hangi sonsuzluğu alaya alabilir
    çatalsız sataşma

    mahluk: silindir yumurta
    1 ...
  4. 114.
  5. Hamle

    plaj güzeli ay
    kumsalı geri al
    geldigi yüze,
    ıslık ıslık deniz
    sesimi işittir
    içindeki kazaya,
    terkedilmiş toprak
    taşın ruhumdaki krallığa,
    ve
    artık sözü geçmesin
    bu gezegende
    bu gezegenin,
    ben
    çekilen ağla
    dönerim bir gün yurduma,
    ne o doğa
    ne o esrar
    tutmaz üstüme kuma,
    beni bir tek atlar anlar
    anladıkça anlatırlar
    geçmişe çöken tortuma,
    kişnerler
    kişnerler
    kişnerler
    daha fazlasını umma.
    1 ...
  6. 113.
  7. Haberler Ve Kapanış

    ihanete uğradım güzin abla? !

    gece mütemadiyen infilak etti!
    gecenin gardırobunda bulduğum çıplak erkekler:
    utangaç ve isyankar
    sevinci/hüznü, yetim koyup da gitti tutku,
    kendisini aynada seyreden bir ayna gibi
    aldatılmak, bir gölgelenmenin zamiridir...

    siyah hiçbir çocukluk yaşamış mıdır ki
    ardında karartmalar sürükleyerek bakar tarih
    mektuplar sende kasın, çocukları ben yırtarım
    şimdi eski bir pikapta unutulmuş eski bir plak oldum
    çizik çiziğim! ...
    1 ...
  8. 112.
  9. H. Adalet

    Bir erkek kardeşim olsa ölür bu bir mısır
    sanatıdır diyerek elindeki ömür mecmualarını
    şerbete batırırsa çekirdekli yaz mevsiminde
    şüpheli;
    Aşklar yaşayarak kalbi karıncalanan o kızıl
    derili çocuğun toz dudağıyla zalim bir
    meşgale edinircesine ellerini kavminin
    büyüsünde seyrelttiği;
    Kalacak ad: seçilmemiş ruhun orospuluğu, söylenirse,
    biri kendi gözlerini ele verir. bir cildin
    leoparları örgütlemesi
    gibi kararsız başlarsa sanrı, sesinde
    herkesi yenecek bir boğa görülür;
    Ellerini açıklayarak geçirdi hayatını bir saniye
    müsayedeyle her yerinden ayağa kalkmış
    tebessümün boşluğunda diz çöküvermiş
    pencere kenarlarıyla yalnızca az pişmiş
    ölüleri ellerinden tutup cennetten
    cehenneme karşıya geçiren;
    Neden tozlanmaz birlikte terkedilmiş evlerdeki
    pikaplar ve neden, kırıldığında bir 45'lik
    plak, çığlık çığlığa kurumuş bir nehre iner
    yüzlerce martı ve leylek;
    Lacivertler ve bu ben!
    1 ...
  10. 111.
  11. Geniş Aşk Konsepti

    Kurtarılmış bir bölgeyim, gölgemde hurma ağaçları.
    Üzerimde sonsuz küstahlığın tırnak izleri var.
    Kurtarılmış bir de gövdeyim aslında yekpare taştan,
    Başucuma slogan yazıyor çok sevdalı çocuklar.

    'Biz gecenin emrine girdik,
    Gözümüz keder görmez artık! ' diye
    hayıflanıyor kimi elementler, oysa ben
    atomunu yeşile kaptırmış alelade bir ot gibi
    bitmek taraftarıyım bir cenk sahilinde.

    Dudakları polis ruju bir kadınla da seviştim
    yüzünde bir yama gibi duran bakışlarıyla
    beton bir kadın.
    Tabelası sökülmüş kasabalardan gelen bir kadın
    Aşkta tedbirli, serserilikte acımasız
    hayata kuvvetli bir şamarla inen
    yedi ceddi yetmiş yedi bela kuşanmış
    başka erkeklere kurnaz
    bana bir gangster kadın.
    Adı dilimde tespih
    Adı göğümde vahşi dolunay
    göğsünden şerbet fışkıran kadın.

    Her yıl derisini değiştirirdi onsuz bunaldığım şehir
    anarşistler ırmakları ateşe verir, dağları zorlardı
    büyük harflerle yazılmış bir yalnızlıkla düşünüyorum da şimdi
    kaç hücresi hayata bağlıdır artık ve
    benim susturduğum kainatta o hangi gezegendedir.

    Kurtarılmış bir bölgeyim, gölgemde hurma ağaçları
    hatıramda öyle uzun, öyle sıcak, simsiyah bir sedir
    oturmuş yaşlılar, topraktan pirinç ve gençlik ayıklar
    söyle bana ömrüm, bu saadet değilse nedir
    1 ...
  12. 110.
  13. Gaz Tüy

    başkasındadır: parmakucundan
    ağza kayan parmakizi

    iz süren bir hayvan
    gibi içinden gidiyorum buzulun ve
    bu büyük paramparça tesadüfün;

    önerildiğim ihanette bir zemin
    bulmuş kendine mana, ters
    yön alsa patlamış yara takacak
    ilk meşru yabancıya - -

    kayıtlarda yazıyor benim yerime
    ölü delinin ilkokuldaki lakabı;
    başlayabilecek mi biriktirilebilmesi
    önlemsizliğin kavurduğu ölümün, ölümlerin /
    bu gece ay misafirimiz olacaksa ay
    1 ...
  14. 109.
  15. Garden

    Siyah havuçların arasında haç ve
    ikisi çıplak suçsuz üç konfeti
    mağduru

    Fırfır, lame ve rengarenk kordelalarla
    süslü bir ölümün
    ağzında sakladığı tek atımlık soluğu

    toprak da veriyor insana
    1 ...
  16. 108.
  17. Garam

    yeryüzünü gökyüzüne itiraf ederek başlıyorum;

    vardın; klasik döşenmiş yüzünle
    bir gemi indirilir gibi denize
    indirildim sessizce bedenine, o gece
    dudaklarına sığınmış ölü martınla hep
    söylenmesi askıya alınmış aşk adına
    ballarımı aldın en güzel çiçeğimden

    ne sarılıyordum kabusuma
    ne de bir müzik parçası bitiyordu,
    itiyordum sesimi kulaklarına doğru
    duy beni duy beni duy beni Hayta
    tasarlanmış bir gezegen değil bu
    ormandaki tek yalnız hayvan benim
    kar yağıyor üşüyorum donacağım Hayta

    avcımı arıyorum bir çabuk

    istediğim, sıkılacak bir kurşun
    kendi kanımı görmek istiyorum Hayta
    bir gelinlik gibi giyeceğim kanımı bir başıma
    kocam karanlığın ruhuna uzanacağım sonra
    duvağımı en korktuğum canavarlar kaldıracak
    ve ağzıma deyecek hafifçe uzay
    bekaretimi hüsrana saklıyorum Hayta
    tasarlanmış bir gezegen değil bu
    tanrı dediğimiz, şaşkınlığımızın karakutusu

    ellerim artık senin suyunda denizyosunu

    felaketten arta kalanlar senin olsun
    gözlerine deprem olmak için ne yapmalı
    kasıklarını yıkıp geçen sel
    kim bilir şimdi nerelerde ve
    şimdi hangi güzel çocuklar çırılçıplak
    yüzüyor içinde, yüzüyor senin için de!

    Hayta! mum bitiyor
    Hayta! padişahımı devirdiler
    sarayda nereye saklayacağım küçük şehzademi
    ve tahta atını
    o da ağlıyor
    biz bu yalnızlığa ne zaman yazıldık
    ne zaman günışığına çıkarttılar sevdamızı

    mektuplarımızı taşıyan ulak niye öldürüldü
    mektuplarımızı şimdi kim okuyor
    mektuplarımı şimdi kim yakacak
    bak, öfkem firarda, Hayta!
    bak, öfkem firarda!
    prangasında yasadışı güller açan;

    madem kalbime bırakılmış şu yeni yurdum uçurum
    ilk kez, ama ilk kez
    yeryüzünü gökyüzüne şikayet ederek başlıyorum

    ölümüm evcilleşmeyecek asla sen olsan da Hayta!
    1 ...
  18. 107.
  19. Füme

    kadını öldürmeme yardımcı ol

    dedi tek basamaklı muhakeme üzerinde
    kırmızıya tutunarak ayakta durmaya çalışan
    gün adamı rüzgarı entarilerken de, geride

    ovaları ağ yapan bilicilerin yorgunlukları
    birikmişse de onları satın alarak geçinen
    saatten çocuğun kırparak geçtiği

    sözlü denizlerin upuzun yarıkları boyunca

    uzanmış uyuyan büyük böceklerin ağızları
    nı birleştiren siyah kalın çizgide yürüyen abbas

    gereken gerçeği harekete geçirmiş ve
    çarklarla bobinlerin birbirlerine karışmasını
    önleyen suni izdivaca tanık olmuştu bile büyü

    aracılığıyla; o gürültüde büyümeyle meşgul
    olma inancı benimser benimsemez rah
    iplerle imamlar özel bir dans ederlerken ben
    ayakparmaklarımın ucunda dönüyordum arda ben; ben

    döndükçe kafatasımda ters yöne çevriliyordu beynim
    cesaretini yitirmiş topraklar güllerini
    uzatarak uzlaşıyorlardı lalelerini, el

    meyvası veren ağaçların dallarına güceniyor
    ölülerini taşıyan kuşlarla, aşk
    -ateşin kasasında saklıyordum- şarkılarımı

    gelmiyordu
    açılışıma davetli yeryüzü
    1 ...
  20. 106.
  21. Freud Juice

    kahverenginin derisi soyulurdu
    sokulurdu mutedil bir gülümsemeyle romans

    şairler aşkı bir günde uyur buldular
    kalıntılar arasında kurşunlanan ordu
    ben yalnızca, hüzünden bir pardösü, istedim
    kim bilir yalnızlık bitince artık ne başlayacak

    ve kim bilir en büyük sevdalar kimler içindi
    ve biz ki dünyanın tetikleri,
    bir yer vardı bir yer vardı şimdi hatırlayamadığım
    hani, insanların cümbür cemaat gelip
    ölümle alay ederek tek başlarına gittikleri!

    bir cinnet yaşanır da
    ardında ılık bir orgazm bırakır ya,
    orda etini, sütünü, rengini aşarak
    uzar uzaklaşır büyür junior sardunya!

    oysa ben oyuncaklarıma acıyı çoktan öğrettim
    anlattım onlara, hesse'in romantik ölü gençlerini
    ben oyuncaklarımı hiç öpmedim
    hep onlar sarıldılar bana...kim bilir
    yalnızlık bitince artık ne başlayacak
    kim bilir neyi tanımlayacak hiskara'mızın örttüğü gece
    ölüm! öyle uygun gördü
    uydumuz olan şeytan
    onu kerhaneye götürmedik diye bize küstü!
    1 ...
  22. 105.
  23. Flucin

    Ölüm, doğası gereği eğlendirici.
    Flu cin giymiş bir delikanlı içi
    n: ama uzun yola çıkarken
    yanına insan almalı bir deli.
    tereddüt etmeden ertelemeli esrarı
    gözkenarlarında yürürken düşgücü dersleri.

    Belirsizliğin yüzüne yayılırken sağlıklı acı:
    birdenbire karşılaşılınan çizgiler-daireler
    etrafta kimse yokken çivilenmeli, çakılmalı
    sıçrarken tenin pırıltılı nefretinde diğer
    değişmeler: katlı duran meşhur çatı katı
    ve oranın suçlu sakinleriyle kurulan masum bağlantı.

    Uşak ve zehir. Uşak ve entrika.
    Ateşe kalbini bahşiş bırakan sahip.
    Dokunuşun sütü. Yırtılan yabani hayvanların
    salyalarında kalan düğümlü, ıslak ip. Jilet
    cevaplamasın demek
    bulaşıcı bir kaosta o kösnül intiharı.

    anlamak değil sorun,
    enseden öpmek. Enseyi uygun bir çiftleşmede
    korkunun kasnağına gererek ürpertmek.

    O, hala lacivertlere bürünmüş çatlak bir cımbızla
    otomobillerden lastik ayıklıyor
    O, hala peltemsi bir atığın görkemli hücumunda
    karanlık liderlerin delik deşik kaslarını sayıklıyor

    KUTU. UĞURLU KUTU. UĞURLU DAR KUTU.
    mezarı ağzına alıp bağlamış etmüzik
    kızgın yağız esmer gururlu DAR KUTU.

    Özel bir kart açılışı kılların çarpıştığı
    kalabalık dialoglarda sessiz ve olgun.
    biraz göl canavarları, biraz su perileri,
    biraz dürbünle uzakları tarama alışkanlığı
    dudaklarımda bir yara taşıma şanssızlığı.
    köpürtülmüş siyah saçlar
    köpürtülmüş siyah avuçlar
    köpürtülmüş siyah yaz meyvaları:
    şimdi yağmalanmış bir ülkenin dağlarında
    birbirine sarılmış baygın uyuyan
    kuşlara hayal götürür çağıyla çakışan melek
    ve meleğin espri hapları

    kızgın yağız esmer gururlu DAR KUTU
    perişan kumral terli tekerlekli PUSU
    mutlu son kabusu!

    Kesici aletlerle yakın bir yatakta uyuşturucu
    hep alkol hep alkol hep alkolün tekrarında
    bilincin kanlı ucu.

    aşka çökerken
    ölüm, doğası gereği eğlendirici.
    1 ...
  24. 104.
  25. Fincan

    Kontrolden çıkmış aşk etkinlikleri
    için baktığım yerlerden uzaklar
    nasıl da köpük köpük

    Zararına sevilmiş erkeklerden
    geriye kalan diz çöküşler
    eğeler törpüler zımparalar

    hatırlıyorum o kadar ıssız değildi maceralar
    1 ...
  26. 103.
  27. Fenalık

    can almaya devam eden masumiyet
    boşluğa yağan yağmur
    tahminleri boşa çıkartan sürat
    hangi kalıba sığar his

    yeryüzüne yönelik en tehlikeli tehditken gökyüzü
    ben terketmeye müsait misiniz?
    1 ...
  28. 102.
  29. Fassbinder

    kanı dönmüş işte. maymun ne yapsın.
    denizciyse.. çiçekleri bilmez o. beyaz
    bir satırla geldiğinde, çocukların gözü
    önünde
    sürdürdüğü ıslaklık, hatta suç..
    okşanır. uzak. renksiz meyvaları var.
    istemem. caz durur. sarılır. danseder.
    kim. nerede mezarı. öldürülmüş mü.
    elinde bir bebeğin kafası
    onu ekleyeceği bir sonbahar arar. bulsa.
    takacak. anlıyor musun. gitmeyeceksin.
    öp. pişir. misafirler aç / misafirler pis.
    bant sardı. onu konuşturamadılar. onu
    götüremediler. çiçekleri bilmez o.
    saten miço. leylak miço. orospu miço.
    geminin kıçında miçonun adı yazılı
    spermle. geminin canı acıyor.
    filikaları yakmış kadınlar. kan dönmüş işte.
    1 ...
  30. 101.
  31. Evarkadaşı

    Ölü kuşlara attığın yem
    suladığın kırık dal
    hatırlayamadığın telefon numarası

    Nedendir bilmem
    zamanın keskin yüzünde vücut bulan o ihmal
    o yabancılık merakı, o ihanet ihtirası

    ağladıkça temizlenip parladılar mutfakta seni bekleyen bulaşıklar
    1 ...
  32. 100.
  33. Etheromanie

    Bana...
    ayna dönerken içine bakamam

    kanapede uyuyor çıplak delikanlı
    aşk memnun

    Cuk Paşa'nın fermanı sarılmış
    ütüler arasında yatıyorum, buruşmuşum

    el peşrev, ölü gözleri ve şehvet,
    zamanın arifesinde bir çift
    siyah deri eldiven

    kapı aralığı bir sevgilim var
    dudakları: intihar fragmanı
    gözleri: filmin devamı
    türkçenin ilk büyük Yalnızlığı bu

    komşu bahçede öldürülüyorum

    yangın uyandırıyor beni sesimden
    akışta sürekli yenilenen bir renk,
    rakı içmeye ve sevişilmeye gidilen
    o kenar ev, bahçıvanın beni seyrettiği

    boynumdaki mor atkıyı örtüyorum
    delikanlının ateş kasıklarına, bir denizatı
    çıkmak istiyor aralayıp gözkapaklarını
    mazgala yuvarlanmış bakışlarda ara
    anı hapishanesinin gaddar gardiyanını

    bir jilete bütün hayatımı anlatıyorum

    kız bir memesini yatağın altına düşürmüş
    öbür memesi apartman boşluğunda,
    dışarsı?
    dışarsı sahte bir dua sarhoşluğunda!

    snop ve kedi, kalorifer dairesinde
    gizle cehennem sarıyorlar

    yeşil horoz geceyatısı öter

    künyemi ve seksimi ders diye okutuyorlar
    otomobilimin arkası yarın ve dışkı kırıntıları

    bir lise tuvaletinde, camda, korkma!
    buğuya yazdığım son destan:
    -yürüyemeyeceğin caddede
    kaldırıma çıkman fayda etmez

    pazar günleri sokakta sevişelim

    raconumu bozarak doğuyor gün ve
    ve gün raconumu ortadan çizerek,
    dlyrk bir dark side of the moon
    ayışığının ayışığı bir yılgının sanrıları
    bir sebeplenişle, ilelebet saks eşliğinde,

    kes sakallarını!

    bazı sözcüklerin tozunu alma sırası geldi
    sırtının demiryolu omurgana deydirdiğim makas
    senin denizfenerinde yakıldım ben
    özür dilerim

    tamamı siyah! timsah siyah!

    ayna dönerken içine bakamam

    ve asansörün çelik halatlarını kesiyor
    annem
    1 ...
  34. 99.
  35. Erotik Yaratımlar Rehabilitasyon Merkezi

    kötü yola düşmüş gecelerden geliyorum
    kusura bakma gözlerim biraz kirli

    soyulmuş elma gibi duruyor dışarda kent
    bir çocuk yere uzanmış gibi duruyor

    beni denizden oymuşlardı baharlarım örtbas
    beni ketenden çıkarttılar baharlarım örtbas

    bazı caddelerin akrabası yoktur almando!
    bileklerimden aşağı tabiat analar hamile

    parkamın cebinde sana neler getirdim
    dışarlıklı birkaç sözcük bir de köz getirdim

    sahte barlarda asitli rakılar içiyordum
    dudaklarımda bir gençkızı doğradılar içiyordum

    sonra gemilertrenler birbiri ardınca gitti
    müziği kestiler upuzun bir yaz gürültüsü oldum

    vücudumu gözetlediler biri kaşını kaldırdı
    kaşının altından bin sarı akrep yüzüme kaçıştı

    delikanlılar telefonlarla beni rahatsız ederdi
    öteki çıkagelip parmaklarıma bal sürerdi

    biraz zebur okudumdu biraz trapezden düştüm
    haritadaki denize girdim yüzemedim boğuldum

    yakındaki baharatçıdan keditozu aldım
    dokuzuncu kıtaya benim bir heykelimi dikin

    ben dönüyorum
    blues çalarken, mumları yak, gülleri sen söndür
    1 ...
  36. 98.
  37. Erkek Olanlarınız Bilirler

    erkek olanlarınız bilirler: Sarıdır
    pikabındaki plak takılı kendisi balkon
    da da durabilen kadının öldürdüğü erkekler:
    şüphesiz büyük saraları vardır ve bir
    teknenin açıldığı ama dönüşte bulamayacağı
    iskeleler;

    erkek olanlarınız bilirler: Yeşile geçmiştir
    uzaktan çığlıkları işitilen kendisi yan
    mış bir tekerlekli iskemleden sallanan
    sandalyeye doğru atlayan kedinin içindekiler:
    şüphesiz büyük yaraları vardır ve bir
    insanın ettiği ama aslında tutamayacağı
    son yeminler;

    erkek olanlarınız bilirler: Siyaha susamış
    ceylanın avcısıdır bir gece boyunca din
    lediğiniz o hiç bilmediğiniz hoş melodiler:
    şüphesiz büyük göndermeleri vardır ve bir
    şarkının istenmeden hatırlattığı amaunutulmuş
    amahepdüşünülen ah o eskiyememiş
    sevgililer;

    erkek olanlarınız bilirler: Griyi seçmiştir
    kayıp ülke çocuğu elleri kadifeden
    içi dökülü akşamlarda okuduğunuz küçük iskender:
    şüphesiz büyük yanlışları vardır ve bir
    gün bakarsınız o da bir yanlışa kurban
    gider;
    erkek olanlarınız bilirler
    1 ...
  38. 97.
  39. Entrika

    Ah nasılda geçiyor zaman
    Yeni ölmüş birinin üstünü örtercesine narin
    Heryerde akşamüstleri bir gül gibi kopartılabilir
    Polisle tartışan kadının arasına bayılan deniz
    Neden her denizin bir de annesi olmasın
    Bir elin bir elden hamile kalması denli zengin
    Ve Taksim'den Beşiktaş dolmuşuna binen sardunya
    Her adam adını bir yerlerde düşürebilir
    Bu şiir yazıldığı gibi okunmalı
    Bu hayat bilindiği gibi yaşanacaksa
    Yani hüzün dediğim yalnızca bir küfürdür
    Ve küfür bir karanfilin ağzına ne kadar yakışırsa
    Kalın kırmızı bir çizgi çekin aşkın altına
    Bakışların altına, ihanetlerin, intiharların da
    Sonra karşılarına geçip şaşırın biraz
    Yani uçuruma yuvarlanan kamyona koşan köylü çocuklar
    Direksiyonun başında bir palyaço bulunca nasıl nar gibi şaşırsa
    Ah nasılda geçiyor zaman
    Nefes nefese doğan sevdaya rağmen
    Keşke bir şeyler keşfetseydik diyor insan
    Ve mezarlık yoluna sapıyor hemen
    Ben bütün bir gece uyumadan ölebilirim
    Herhangi biri bütün bir gece ağlayabilir
    Unutturabilir saydam bir renk eski bir sevgiliyi
    Ve bir camın patlayarak kırılması
    Eski bir sevgiliyi birdenbire
    Hatta acımasızca hatırlatabilir
    Yani sevgili dediğim yalnızca bir fıkradır
    Hem insan bir fıkraya daha ne kadar gülebilir
    1 ...
  40. 96.
  41. Sacrifice

    Sana bu gün bir abajur aldım:
    Bir şeyin ucunda durur ya yeşil Chevrolet
    Kapıları açık, Baltimore plakalı usta işi
    Teybinde Elton John dan sacrifice
    Biz sahile doğru yürümüşüz
    Ayak izlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
    Periler birbirine düşman, pelerinler birbirine küs

    Sana bugün bir mektup yazdım:
    En çok
    En çok güllerden söz ettim
    Saysam, renksiz, özgür güllerden
    Bir gül olmak korkusundan
    Nedenini hatırlamıyorum ama ağladım
    Sağda solda yakılıp unutulmuş sönmüş sigaralar
    ;Canım.. diye başlanılıp
    Yarım bırakılmış bir sürü kağıt parçası
    Ruh parçası
    Aşk parçası
    Buğu parçası
    Haz parçası
    Paramparça içime paramparça bir kış gelmiş
    Biliyor musun ben daima
    Kışları saklanırım kan
    Kan ödüldür açıkçası

    Sana bugün bir kurban kestim
    Hala ağrıyor ve kanıyor bileklerim
    Gelip geçici bir seyahat
    Üzerinde konuşulmamış bir sevgi
    Karşılıklı hoyrat kullanılmış bendenler
    Aynı dalda karşılaşan iki çocuk sincap
    Dal, ağacına düşman, sincaplar birbirine küs
    Dudaklarda müstehzi bir hal
    Yani bir yere vurup kaybolan far ışığı gibi
    Bir an aklıma vurup kaybolan o fevkalade hayal
    Vurup kaybolan ruh ve aşk parçaları
    Beyaz ve terli alnımda belirip dolaşan
    Delikanlı tanrının eli usulca düzeltirken ıslak kakülümü
    Otuz yıllık ömrümde ilk kez düşledim ölümü
    Bugün sana abajur aldım, bir mektup yazdım
    Sana, diyorum,bugün bir abajur ve mektup
    Ben bugün sana öldüm başkasına değil
    Hani o Chevrolet yeşil, kapıları açık
    Teybinde Elton John’dan sacrifice
    Avucumda pembe ziftli bir alyans
    Vurup kaybolan buğu ve haz parçaları,
    Biriktirdiğimiz
    Zamanla biriktirenle biriktirilenin
    Birbirine karıştığı
    Bende bir eşya mıyım diye düşündüğü
    Üzüldüğü şey
    Bir tüy gibi yanınıza gelip
    Bir tüy gibi dokunup ürpertip
    Sonra
    Sonra geri çekildiği...sacrifice...

    Koskoca bir aralık ayını müzikle geçirmiştik
    Sokaklarda elimizde şarap şişeleri
    Adlarımızın yan yana olduğu
    Kalpler kazımıştık ağaçlara
    Modern çağın gereklerine inat,
    Bir romantiktik biz birbirimizi seviyorduk
    Biz ayrılmayacaktık biz arabesktik biz..
    Bugün bir abajur aldım sana
    Eve geldim
    Yatağın hep sol tarafında yatardın
    Sol taraftaki başucu sehpasına yerleştirdim onu
    Bir ampul taktım sarı soft hep istediğin gibi
    Işığında bir mektup yazdım sana
    Teypte Elton John’dan sacrifice
    Beni terk ettiğini bildirdiğin o telefon konuşması
    Gözlerinin gencecik mavisi
    Birden başlayan, o telaşla bütün gece
    Yağan yağmur geldi hatırıma
    Nedenini hatırlamıyorum ama ağladım
    Yüzüme kapanan ellerin
    Yüzümü yeryüzüne karşı perdeleyen ellerin geldi hatırıma
    Kaset sustu kapandı yeşil Chevrolet’ in kapıları
    Tuvalette sarıldım jilete hasretle öptüm
    Ampul patladı bir anda alev aldı abajur
    Kan ödüldür
    Kanımı bu gece dışarı gezmeye çıkarttım
    Tenler birbirine düşman, aşıklar birbirine küs
    Nedenini hatırlamıyorum ama utandım
    Utandım
    0 ...
  42. 95.
  43. Emin

    Rüyalardan geçerek gelen
    engerek buhar çizmekte
    gaz odası taslaklarını

    Bir kolun uyku anında
    kıvrılıp örtmesi gibi yüzü
    aşk örtüyor hüznü

    şeref madalyalarından tanıyorum gökyüzünü
    1 ...
  44. 94.
  45. Embriyo

    Sokularak soğuğa ileri çıkışından
    bir uzun saçlı yelkenin
    notalara ayak atarken sihir

    Şimdi nerede ağlıyor billur
    kanatırken son rüzgarın
    sessiz kimliğini

    cesedi tanınmayacak haldeyken aşkın
    1 ...
  46. 93.
  47. Elifbamın Yapraklarında Gemilerim, Yelkenli Gemilerim

    -asal sayıdır yalnız insan
    bir'den ve kendisinden başka
    kimselere bölünmez! -

    kapaklanmışım kapkara bir neyin üstüne
    başımdan aşağı kaynar karanfiller dökülüyor
    kendimin elleri bunlar, kendimin gözleri, unutmadım
    tavaf ediyor yüzümü
    bir eşcinselin lalli ölüsü

    tüller serpilmiş gençliğim
    bir hicran kını sanki. sahil düşüyor pozum
    filmin negatifinde. fotoğrafçı, asıl çocukluğum.
    ve bana verdiği ödünç gülümsemeyi bırakıp oraya
    bir masalı yazmaya başlıyorum yeniden
    kötü üvey anne, iyi prenses
    aciz, hasta padişah baba
    kurbağalar, balkabakları ve kaf dağı
    ne çare! efsun yetmiyor acımı dindirmeye
    perikızı inandıramıyor beni hayatın gerçeklerine!

    ve ben çıkar çıkmaz
    iri bir palyaço burnuna dönüşüyor
    hayal kasabası
    nerden aktığı belli olmayan bir kan var dudağımda
    ve dudağımda nerden gelip konmuşsa bir kuş gözyaşısı!
    ağlıyorum, omzuma puhular yerleştirerek
    teselli ediyor beni elifbam,
    bu akşamüstü ben
    hala kimi sevdiğimi ve kimi özlediğimi bilmeden
    bir sıkıntıyı ateşe veriyorum
    alevlerin leşini kucağımdan yatağıma yatırıyorum sonra,
    kalbim
    altta hüznün uyuduğu
    üstte umudun sabahladığı bir ranza
    gibi sürekli gıcırdıyor birinin koynunda.

    23.kasım.1989
    1 ...
  48. 92.
  49. Eğretina

    Herkes biraz denizdedir. Suç
    eğretilemesinde suyun maviyi.

    Herkes biraz caz dinler. Güç
    eğretilemesinde sözcüğün harfi.

    Herkes biraz anarşisttir. Haz
    eğretilemesinde dogmanın doğruyu.

    Herkes biraz ölümlüdür. Can
    eğretilemesinde hayatın umudu.

    Herkes biraz haindir. Gün
    eğretilemesinde ihtirasın ihaneti.

    Herkes biraz eşcinseldir.Gen
    eğretilemesinde zevkin soyluluğu.

    Ve herkes, tabii, biraz da sevdalıdır. Aşk
    eğretilemesinde insanın kendi kendini.

    11.haziran.1986
    istanbul
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük