"Fransa bayrağının mağlup Türk toprakları üzerinde gururla dalgalanmasını
sağlayan, nam-ı diger 'küçük Fransa', galatasaray camiasina ve ordumuz ileri
gelenlerini en guzel şekilde ağırlayan galatasaray lisesi öğretmen ve
görevlilerine teşekkürü bir borç bilirim"
20.3.1915
Fransa Isgal Ordulari Kumandani
Jean-Pierre DUMOULIN
ve
Galatasaray Lisesi'nden Türkçe konuşan Fransızlar çıkar..!!!
Atilla ilhan
sözlerinden sonra ortaya çıkan deyim.
galatasaraya haksizlik yapilmis basliktir. cunku osmanli doneminde acilan her takim turklere futbol oynamanin yasak olmasi nedeniyle yabancilarin yardimiyla acilmistir.
türk bayrağını avrupa'da hak ettiği yere çıkaran, san siro'da, nou camp'ta, old trafford'da, westfallen arena'da, della alpi'de, anfield road'da rakiplerine kök söktüren bir klüp için gereksiz bir ayrıntıdır.
fransa ile galatasaray ın özdeşleştirilmesi gibi çok da doğru olmayan bir tespit. zira bu camianın mensupları yeri geldiğinde kendi ağızlarıyla söyledikleri gibi yunanlı olup ;
1915 çanakkale savaşı nedeniyle 1 dönem mezun verememiş mekteb-i sultani'lilerin kurduğu futbol takımını hazmedemeyen, bölücü, iftiracı, ayrıştırıcı, kavat fenerli söylemi.
bunlar kendi tribünlerinde gördükleri varoş, at hırsızı, ağzından salyalar akan leş sürüsü tiplerin birtakım uydurmalarıdır.
mekteb-i sultani, bünyesinde birçok aydını yetiştirip yurtdışına göndererek beyin göçü başlatmış bir kurumdur. bu kişiler, tekrardan yurda dönerek cumhuriyetin ilk yıllarında modernleşmede pay sahibi olmuşlardır.
ne çabuk unutuldu gs yıllar önce bir yunan takımıyla karşılaşırken gs bayrağına yumruğunu geçirip yırtan fb yöneticisi ve yunanlıyız beyanları?
Bu bölümün tam karşısındaki duvarda ise Donanma Mecmuası'nın Ekim 1915 sayısının Spor ilavesi'nde yayınlanmış olan Galatasaray mensubu şehitlerin, yaralıların ve cephelerde vuruşanların listeleri "Şerefli idmancılar" başlığı altında yer alıyor. Bu liste Donanma Mecmuası'nın büyük boyda yayımlanan haftalık dergisinin "idman Sütunları" ismi altında verdiği ilavelerin 118 ve 119. sahifelerinde yayımlanmıştır. Bu panoların yanındaki bir başka panoda, Devrin en büyük gazetesi Tasvir-i Efkar'ın 13 Nisan 1913 tarihli ve 725 sayılı nüshasında çıkan resmin ve yazının bugünkü Türkçe'yle ifadesi bulunuyor: '1913 Balkan Harbine Gönüllü Giden Galatasaray Talebeleri Hakkında' başlığıyla verilen yazıda, talebeyken savaşa gidenlerin haberi yer alıyor. Çoğu öğrenciyken gönüllü olarak katıldıkları savaşlarda şehit olan bu yurtseverler hiçbir zaman unutulmadı.
--spoiler--
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ü "bir takım taraftarı" yapmak çabaları, tarihin gerçekleri karşısında her zaman hüsrana uğruyor.Ulusların yaşamında çok az sayıda kişi önder niteliğini kazanmış ve tüm ulusa mal olmuştur. Bu nitelikteki kişilerin kayıtlı belgeler olmadan sözel tanıklıklara dayanarak birtakım alanlarda tüm ulusun aidiyetinden koparılıp bazı camialara mal edilmesi yanlış bir tutumdur. Bu kişiler tarihsel özellikleriyle, kişiler, topluluklar, gruplar ve camialar üstüdür. Bunun tersini savunmak kişi ve camialara bir öncelik kazandırmayacağı gibi, toplumsal boyutta da onarılmaz yaralar açar. Bunun bilincinde olan gerçek önderler de, toplumun tümünü kucaklamayan ve kurucusu olmadıkları ya da arasında yer almadıkları oluşumlara katılma konusunda büyük hassasiyet gösterirler. Mustafa Kemal Atatürk bu özeni göstermemiz gereken kişilerin başında gelir.
Atatürk'ün Galatasaray camiasıyla olan ilişkisi, Galatasaray Lisesi'ni 2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932 ve 1 Temmuz 1933 tarihlerindeki ziyaretleriyle somutlaşmıştır. Çok yakın bir tarihte yitirdiğimiz ve bugün örneğine pek rastlanmayan "duayen" gazeteci Metin Toker' in sözleriyle,
"Hiçbir lise Atatürk'ten böyle bir ilgi görmemiştir...Galatasaray, sadece 'Türkiye'nin' Batı' ya açılan penceresi' değil, Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden, belki de en önemlisi laisizmin kilometre taşlarından biri olmuştur.
Nasıl Harp Akademisi, Harbiye ve Mülkiye sıradan eğitim müesseseleri sayılmazsa Galatasaray da sıradan bir lise sayılamaz."
--spoiler--
çanakkale boğazı'nın aslanlar gibi savunulmaya çalışıldığı tarihlerde fransızların işgal gücü olarak istanbul'da bulunduğu (!) tarihi bilgisi(!)ni edinmemizi sağlayan hakaret ifadesi.