küçük esnaf (bkz: bakkal hüseyın amca) insanın gerçek dostutur çevrenizde ki herkes gidebilir ama bir tek bakkalcı hüseyin amca yanınız da kalır tek bir nedeni vardır (bkz: veresiyeyi almak için).
eskiden en çok gidilen, dükkan sahibiyle muhabbet edip ortam kurulan esnaflardır. ancak düzene yenik düşmüş sadece para kazanmak için kurulan mekanların yanında bitmektedir. küçük esnafa gittiğinde sana uygun olan neyse onu önerir, bir çoğu ticari kaygısı olmadan sırf seni tanıdığı için kazıklama gereği duymaz ve o şekilde yaklaşır. paran yoksa "sonra getirirsin ablacım/abicim" der ve menfaatini sömürmediğin sürece senin onurunu gözeterek borcunu istemez çünkü bilirki sen birgün o borcunu ödeyeceksin. oralardan alınan en dandik şey bile şu an en pahalı mağazalardan/dükkanlardan alınan ürünlerin mutluluğunu vermez.
ülkemizde kapitalizmin daha da gelişmesi adına tasviye sürecine sokulmuş kesimdir. ölçek ekonomisi bunu gerektiriyor. yavaş yavaş kendilerine başka işler arasalar iyi olur.
şimdilerde avm lerin şehir dışına çıkması için çaba gösteren esnaf.
tamam, benim de kazancıma ambargo koysalar ben de üzülürüm de...
satışta fiş kesmiyorsun, satış sonrası hizmet vermiyorsun, ürününün küsüratını yuvarlayıp fahiş fiyata mal satıyorsun, buna sizin paranız yetmez diyen tezgahtar bile sen oluyorsun.
toplumun günümüzde iyiden iyiye kentleşmesinden ötürü doğal olarak ölen tacir. artık tekelleşme hakim olduğundan ve gayet de mantıklı olduğundan bu abilere büyük esnaf olma yolu yine kendileri gibi küçük esnaflarla birleşmeden geçer. bence.
ayrıca iki dakika kapitalizm emperyalizm demeseniz ölceksiniz sanki ak
kominik lerin ''küçük burjuva'' diye nitelediği esnaf. bu kom kom lara kalırsa, onların ideolojisinde ''esnaf'' diye bir ünvan yok zaten. geçelim bu ütopyacıları.
küçük esnaftan alışveriş yapmak kapitalizm'e direnmektir. en azından direnene destek olmaktır. ''kahrolsun kapitalizm'' diyorsan o büyük alışveriş merkezlerine gidip onların gücüne güç katmayacaksın. onlar semirdikçe sömürür.
bir de şöyle bir şey var; büyük alışveriş merkezine gidip peşin paraya alışveriş yapmak, para olmayınca mahalledeki esnafı hatırlayıp, gelip oradan veresiye alışveriş yapmak. ne kadar trajikomik değil mi?
yıllarca gönlü büyük esnaf, acıların esnafı diyerekten kaşıma gözüme, kıllı döşüme bastığım kitleydi. sigara zammından sonra esas yüzlerini görmüş olduk. winston box'a altı lira diyenler çıktı. 5,30 liraya satanı da gördüm 4,80 e satanı da. tansaş girsin götünüze fırsatçı ibneler.
(bkz: kobi)
bu güruhun insanları, kendilerinden kat be kat büyük anonim şirketlerin, holdinglerin, kartellerin, tröstlerin aksine, vergilerini bir lira kaçırmadan kuruşu kuruşuna öderler. zaten o yüzden küçük esnaftır adları ve hepte öyle kalırlar.