abisi olanların anlayabileceği ve eziklik duygusunun küçükken sıkça yaşatıldığı aile içi görevdir. Bu görevi geri çevirme konusunda hiçbir şansınız bulunmaz. ekmek alacağınız dükkanın evinize olan mesafesinin hiçbir önemi yoktur. Oturduğunuz yerden duyduğunuz ve özellikle mutfaktan gelen bir ses size günlük diyetinizi ödeme zamanının geldiğini bildiri. Hiç işe yaramasa da ilk itiraz cümleleri "bugün de abim alsın ekmeği" olur. Biraz şansınız varsa konu karşılıklı bir kaç cümleyle cevap bulur ama sonuç değişmez. Sonucun değişmediği cümle ise "ama o senin abin, senden büyük" ya da bu cümle ile eş anlamlı olan "sen küçüksün" olur.
Ne yazık ki ülkemizde küçük kardeş şiddeti her aile içine yerleşmiştir ve belki de erkek kardeşlerin en büyük geçimsizlik nedeni kardeşler arasındaki bu kayırmadır. Ama yine de abimi çok seviyorum.
emek ile sermaye arasındaki çelişkiyi ilk gördüğün yerdir.burada anne veya baba patron sen ise ücretli kölesindir. aldığın para ile gider ekmeğini alırsın ve ondan kalan para üstüde senin ücretindir. işte bu böyle başlar yıllarca gider gider gider.
ulan bir ekmek alma muhabbetini nereye getirdik.sosyo-ekonomik açılım yapıyoruz. aha geldik 26 yaşına şimdi bakkala git deseler gitmicen mi gidicen tike tike.burda artislik yapıyoz.yok öyle yok böyle..
bu misyon her zaman evin en küçük erkek çocuğuna verilmiştir. bu durum karşısında isyan eden kardeşin bulduğu süper yöntem sayesinde görev değişikliği yapılmıştır. ( süper yöntem : sabah kahvaltıya ekmek almak için evden çıkan kardeş, parayla ortadan kaybolup sahur yemeği vaktinde eve gelir. fakat ne ekmek vardır ortada ne para.) *