Huzur içinde yaptığım en iyi şeylerden biridir. Şimdi karşımdaki manzarayı buraya atsam koca koca şehirlerde pazar günlerini avm'lerde geçiren arkadaşlar üzülür. Onları üzmeye gerek yok.*
çok güzel bir duygudur.evinizden cikip yürümeye başladığınız an karsilastiginiz esnaf bile sıcak kanlıdır.gidersiniz denizin kenarına yazsa hele bide içersiniz çayınızı elinizdede gazeteniz.kışın çok bir şey yoktur ama yine ufak bir yürüyüş ile kendinize gelirsiniz.
soğuk bir kış günü, dalgaların acımasızca dövdüğü bir kumsalda aniden ve muzipçe bir su savaşı başlatacak, iliklere kadar ıslanılıp sarılarak ısınılacak bir beden, el-ele, göz-göze ve gönül-gönüle yürümekten doyumsuz keyifler alınacak bir yâr ile güzeldir.
En nihayi hayalimdir. Dönüş yeri, dinlenme yeridir. Çok mükemmeldir böylesi hayat. Müstakil bir ev, yüz metre ileride deniz ve dalgaları, kapı önünde bir çardak, çardak direkleri arası iplerde asılı, etrafı aydınlatan minik ampuller. ve dostlarla alkol eşliğinde muhabbetle son bulan bir gece.
sanırım harikadır. bir süre bunu yapmak istiyorum hatta balıkesire komple yerleşeyim diyorum. istanbulda ilgimi çeken hiç bir şey kalmadı bir değişiklik olur.
sabah kuş cıvıltıları ile uyanıp eşinizin közde demlediği çaydan doldurarak kahvaltı hazır diye seslenip eliniz ve yüzünüzü yıkadıktan sonra kurutmadan koşarcasına kahcaltıya oturmak...
sabahları dalgaların sesine karışmış bir avuç insanın güne hazırlık sesleri...
evlerin kapı girişlerinden sarkan balıkların kokusunu bastıracak derece güzel kokan hanımeli çiçekleri..
büyük şehirlerdeki akrabalardan bile samimi komşular..
kim istemez küçük bir sahil kasabasında yaşamayı nedir bazı insanları büyük şehir tutkusuna sürükleyen gerçekler?
sahte gülümsemeler mi?
yıldızların yerini alan ithal ışıklar mı?
ne kadar küçük olduğuna bağlıdır. mesela geçen bir sahil kasabasına gittim benim malikaneden bile daha küçük. e neyleyim ben orada? bir arya söylesen herkes megafonsuz dinler vallahi, o derece.
zaman zaman gidilesi gelinen hayalleri süsleyen buram buram huzur kokan kasabadır. büyük şehrin hengamesine alışmışlıktan mıdır nedir, bırakıp gidilemiyor kolay kolay? emekli olunca belki diye geçiştirilen bir hayal olarak kalabiliyor.
8 ay yaşamaya nail olduğum durumdur.insanın hormonal dengesini bozan, spiritüel açıdan dinginleştiren, yaratıcılığını ve zeka potansiyelini yükselten , çok farklı bir tecrübedir. herkesin yaşamasını dilerim.
Ankarada Sabah 8.30 da uyanıp tam hazırlanamadığınız bir sınava iğrenç kalabalık fakültenizde girecek olmanız durumunda hissedilen durum.Bugün yaşadım.