O güneşe en yakın
Kimsenin varamayacağı bir dağ başında
Uçsuz bucaksız uzak denizlerde
insan ayağı değmemiş ormanlarda
Uzaklarda en uzaklarda
O gemilerin uğramadığı limanlarda
Işığım ol alınyazım ol benim
Vatanım ol evim ol
Yeter ki bir ömür boyu benim ol
dizelerini bir çırpıda haykırmanıza vesile olan hayal.
sorsan herkesin hayali...
işkembeden sallamak kolay tabii.
millet küçük bi sahil kasabasında yaşayınca hayat boyu hiç derdi tasası olmicak falan mı sanıyor anlamıyorum ki..
bu hayale sahip olanların çoğu; bunu yapamayacakları için istiyor ayrıca..
arkadaşım sahip olamayacağın şeyleri istemekle harcama vaktini boşuna..
hem sahip olsan bile 3 gün sonra sıkılırsın sen, minicik yerde..
hadi, naşşş.. başka hayaller bul..
Ankarada Sabah 8.30 da uyanıp tam hazırlanamadığınız bir sınava iğrenç kalabalık fakültenizde girecek olmanız durumunda hissedilen durum.Bugün yaşadım.
8 ay yaşamaya nail olduğum durumdur.insanın hormonal dengesini bozan, spiritüel açıdan dinginleştiren, yaratıcılığını ve zeka potansiyelini yükselten , çok farklı bir tecrübedir. herkesin yaşamasını dilerim.
zaman zaman gidilesi gelinen hayalleri süsleyen buram buram huzur kokan kasabadır. büyük şehrin hengamesine alışmışlıktan mıdır nedir, bırakıp gidilemiyor kolay kolay? emekli olunca belki diye geçiştirilen bir hayal olarak kalabiliyor.
ne kadar küçük olduğuna bağlıdır. mesela geçen bir sahil kasabasına gittim benim malikaneden bile daha küçük. e neyleyim ben orada? bir arya söylesen herkes megafonsuz dinler vallahi, o derece.
sabahları dalgaların sesine karışmış bir avuç insanın güne hazırlık sesleri...
evlerin kapı girişlerinden sarkan balıkların kokusunu bastıracak derece güzel kokan hanımeli çiçekleri..
büyük şehirlerdeki akrabalardan bile samimi komşular..
kim istemez küçük bir sahil kasabasında yaşamayı nedir bazı insanları büyük şehir tutkusuna sürükleyen gerçekler?
sahte gülümsemeler mi?
yıldızların yerini alan ithal ışıklar mı?
sabah kuş cıvıltıları ile uyanıp eşinizin közde demlediği çaydan doldurarak kahvaltı hazır diye seslenip eliniz ve yüzünüzü yıkadıktan sonra kurutmadan koşarcasına kahcaltıya oturmak...
sanırım harikadır. bir süre bunu yapmak istiyorum hatta balıkesire komple yerleşeyim diyorum. istanbulda ilgimi çeken hiç bir şey kalmadı bir değişiklik olur.
En nihayi hayalimdir. Dönüş yeri, dinlenme yeridir. Çok mükemmeldir böylesi hayat. Müstakil bir ev, yüz metre ileride deniz ve dalgaları, kapı önünde bir çardak, çardak direkleri arası iplerde asılı, etrafı aydınlatan minik ampuller. ve dostlarla alkol eşliğinde muhabbetle son bulan bir gece.
soğuk bir kış günü, dalgaların acımasızca dövdüğü bir kumsalda aniden ve muzipçe bir su savaşı başlatacak, iliklere kadar ıslanılıp sarılarak ısınılacak bir beden, el-ele, göz-göze ve gönül-gönüle yürümekten doyumsuz keyifler alınacak bir yâr ile güzeldir.