kurtuluş savaşı yıllarını her iki taraftan da anlatmayı başarmış güzel bir tarihi roman. romanı okurken insanların savaş döneminde çektiği sıkıntıları,düştüğü fikir ayrılıklarını çok güzel anlatılmış. bir tarafta 600 yıllık bir imparatorluğa bağlı millet diğer tarafta da işgalcilere karşı milleti uyandırmaya çalışan atatürk ve ona inanan insanlar var.Düşüncelerin kolayca silinip atılamayacağını istanbullu hoca karakterinden anlıyorsunuz .çerkez ethem ve onun gibi birliklerin ordu kurulmaya başladıktan sonra gururlarına yenilip nasıl isyan ettikleri kendi bakış açılarıyla verilmiş .tarihi romanları seven herkesin okuması gereken birkaç kelime dışında oldukça sade,halkın yüreğine inilebilmiş güzel bir roman,oldukça da sürükleyici .
şaka lan! amına koduğumun kanal d'si o kadar güzelim dizi vardı 2 bölümde bitirdin.
böyle saçma salak şey 1 sene sürdü! yazıklar olsun halkımıza ve kanal d'ye.
Az önce kanal d'de fragmanını izlediğim dizi. küçük ağayı yine kaçırıyorlar. ulan yeter be senaristler yeter insanları aptal yerine koyduğunuz yeter. Bir velet 2 haftada bir kaçırılır mı? Yettiniz be.
Çocukken dizinin sadece müziğini severdim. Fikret Hakanın oynadığı çolak salih karakteri ise çok itici gelirdi nedense. Ama cihan ünalı beğendiğimi hatırlıyorum.
okuduğum her kitaptan sonra kendimi sorgularım; acaba ben yazabilir miydim bunları, bu kelimeleri biraraya getirebilir miydim derim. küçük ağayı okuduktan sonra büyük bir eziklik hissettim. her cümlesi usta ve doğuştan var olan bir yeteneğin ürünüydü. roman kurtuluş savaşında düzenli orduya geçilmeden, mücadelenin kuvayı milliye tarafından gerçekleştirildiği döneme ışık tutuyor. halkın hilafete, kuvvacılara, ermenilere ve rumlara karşı tutunduğu tavır anlatılıyor, kurtuluş uğruna feda edileceklerin arasında ne büyük cevherler olduğunu anlatıyor. bir adamın doğru bildiği değerler için ölümü göze almasını fakat şartların o doğruları bir bir değiştirmesini anlatıyor...
ittihat ve terakki nasıl tarih kitaplarından değilde kurt kanunundan öğrenilirse, kuvayı milliye de küçük ağadan öğrenilir ancak.
nihayetinde tarık buğranın bir ölümü nasıl ustaca anlattığını görmek lazım:
--spoiler--
artık, hiçbir şey, ama iyi, ama kötü hiçbir şey, hiçbir şey bu binlerce adale ve sinirin en ince, en küçüğünde de, en güçlü, en büyüğünde de mikronluk bir karşılık bulamayacaktı.
--spoiler--
edit: romanı okuduktan sonra 80 li yıllarda çekilen bit trt uyarlaması olduğunu öğrendim. youtubedan 8 bölümlük diziyi indirdim ve büyük bir heyecan ve zevkle izledim. dizinin senaristi tarık buğra. dolayısı ile şimdiki uyarlamalar gibi kitaptan sapma yok. aksine çoğu replik kitapla birebir aynı. üstüne üstük türk sinemasının en iyi oyuncuları toplanmış. ali şen, kadir savun, ahmet mekin, fikret hakan, eşref kolçak, fikret hakan, sümer tilmaç, nuri alço, aydan şener, nubar terziyan, kenan pars, erol taş, halil ergün... tek eksiği oyuncularla kitaptaki karakterlerin yaşlarının uygun olmaması. mesela çolak salihin 25 yaşlarında olması gerekirken dizide fikret hakan 50 yaşlarında var. buna rağmen 25 yaşında gibi davranılıyor. gene çetin tekindor 30 yaşın altındaki küçük ağayı canlandırıyor ama o da 40 dan az değil. bunlar tabi büyük meseleler değil. trt zamanında gayet iyi iş çıkarmış diyebiliriz.
yıl 0lmuş 2014 biz hala ağaydı, aşiretti, töreydi, bunlarla uğraşıyoruz. büyükleri bitti küçük ağalarla uğraşıyoruz. bu velet 20 sene sonra hepimizi zikse hakkıdır.
komiklik diye büyük gibi davranan bir çocuğun şımarıklıklarını gösteren dizi. çocuklar çocuk gibi davranmalı dizilerde.
dizi nedense yayında hala. uzadıkca çocuğun lösemi olması gibi klişe hikayelerle dizi uzatılıyor.