bir gün sabah erkenden kütüphaneye gidilir, yaklaşan kpss için gün boyunca ders çalışılır. yorgun günün ardından yatsı ezanı okunduğunda kütüphanede bir avuç insan ile yalnız kalınır. buna rağmen kalıp bir kaç vatandaşlık sorusu daha çözmekte ısrarcı olunur. o kadar çalışılır ki sonunda zaman unutulur, tatlı bir uykuya dalınır. unutulan zamanın farkına varıldığında masanın başında dize kadar uzanan ekose etekli, siyah ince külotlu çoraplı gözlüklü ve orta yaşlı esmer bir kadın dikilmiştir
"beyefendi kapanıyor lütfen boşaltın" denilir, uykunun etkisi ile "beyefendi kalkıyor lütfen boşalın" olarak algılanır.
uykunun etkisi ile kan çanağına dönmüş gözler ovuşturulup tekrar açıldığında kadının hala masanın başında dikildiği görülür. hemen bir bahane olarak fotokopi makinesi olup olmadığı sorulur. kadın memurun aşağılayıcı ve kışkırtıcı bakışlarına maruz kalınarak "kitap raflarının arkasında" cevabı alınır. fotokopi çekmek hakkında en ufak bir bilgi sahibi olunmadığı için yardımcı olması istenir. "beni takip edin cevabını alınca kadının peşine düşülür. kadına arkadan bakılınca fark edilir ki kadının siyah beyaz eteğinin plileri kırışmış, altındaki külotlu çorabı aşağı doğru kaçmıştır.
fotokopi makinesinin başına gelinir.
...
ertesi sabah kütüphane kapısında sigara molası verirken kütüphanenin bekçisi ile hademesi arasındaki diyaloga kulak kabartılır.
-yukarıdaki fotokopi makinesinin kapağı kırılmış.
-deme yav? dün gece baya haşır huşur ses geliyordu zaten raflardan.
yüksek birikime sahip kütüphane memuru ile sevişmek, nice kızlar için erdemdir..
o memur ne kitap tozları yutup, ne bilgiler edinmiştir..
birikimli, entellektüel, metro hatta heteroseksüeldir kişi..
erkek kız demeden herkesin dikkatini çekmiştir..