kusura bakmasın ama mal bir insandır. insanlar orada kitap okumak, ders çalışmak, muhakeme etmek, düşünmek gibi ulvi eylemler içinde bulunurken okuduğunu anlamakta zorluk çeken bir insanın orada gelip vik vik vik ötmesidir. sinir bozucudur. üstelik uyardığınızda hem suçlu hem güçlü pozisyonuna girer. ama burnunun üstüne kafayı yedimmidi gider oturur usluca kitabını okur.
öyle bir ortamdır ki cafede kantinde eşi benzeri bulunmaz; alçak ses tonuyla pısır pısır anlattıkça anlatasınız gelir... görevlinin sizi uyarmasıyla kısa bir süreligine son bulan eylemi gerçekleştiren varlıktır bu insan.
diğer üniversiteleri bilmiyorum ama uludağ üniversitesinde özellikle de 1. katında çokça görülen insan kalabalığıdır. birinci kat, laptopını alanın gelip yerleştiği, onca yazılı uyarılara rağmen insanların araştırma dışında msn takıldığı klavye seslerinin insanın başını şişirdiği yerdir.
başkası * azıcık konuştuğu* an on kaplan gücünde bakışlar atabilme kapasitesine sahip olan, ancak iş kendisine gelince sanki o tiz sesi hiç duyulmuyormuş gibi rahat rahat konuşan ve hatta dedikodu yapan; empati yoksunu, sefil, sinir bozucu insan(cık)lardır. ***
genelde grup içindeki gereksiz insanlardan çıkar.
5 kişi gerçekten araştırma peşindeyken geri kalan 3ü ya dedikodu ya geyik ya da piyasa yapmaktadır. hiç çekinmeden içimdeki hayvanı üzerlerine salıp tekme tokat kovduğum kişilerdir efendim bunlar.*
kendilerine nerede oldukları hatırlatılması gereken insanlardır. sözden laftan anlamayanlar ise itina ile dışarı atılmalı, kapıya resimleri asılmalı, içeri alınmamalıdır.
Bunlar hem kütüphanede amaçsızca yer işgal eden, hem de insanların meşgul oldukları önemli faaliyetleri (ders çalışmak, araştırma yapmak, ödev hazırlamak vs.) Sabote eden boş ve saygısız insanlardır. Üstüne üstlük uyarıldıklarında pek çoğunun tepkisi "sana ne yha .s" gibi insana sinir harbi yaşatan cinsten olmaktadır. Kısacası gördüğünüz yerde acımayınız efendim vurunuz, bir fırıncı küreği edinip ağızlarının ortasına şöyyle okkalı okkalı geçiriniz!