Kutuphane insanların merak edip gitmek istediği üzülünce mutlu olacağı ileri hayatına sağlam adımların atilmasinı sağlayacak kişiyı hayata hazırlayan güzel kokulu laboratuvardır.
cogu zaman kitaplarin hapsedilmesi icin kullanilan bir raflar dizisidir. kitaplar ust uste yigilarak da pekala istiflenebilir. sirf gorsel bir butunluk saglamasi acisindan kitaplik sahibi olup kitaplari orda muhafaza etmek, bir daha kitaplarin yuzune dahi bakmamak; kac yil cezasi oldugu bilinmeyen bir suru kurek mahkumu olusturmak gibidir. kitapliginizda olumden son anda donup hayatina bir sure kurek mahkumu olarak devam etmis bir yazarin kitaplari var mi mesela? yoksa edinin ve okuyun, daha sonra kutuphanenizi olusturun.
yıllarca seksen bin kitaplı bir kütüphanede yaşadım. yaşadım derken günümü orada geçirdim demiyorum. gerçekten yaşadım. evimdi yani. o binaya sinmiş kitap kokusuyla uyanmak ve acaba bugün ne okusam diye saatlerini kitapların arasında geçirmek var ya. işte dünyanın en büyük zenginliği o.
ülkemizde daha çok etüt salonlarına dönmüş mekan. bugün eve misafir gelince eve yürüyüş mesafesindeki kütüphaneye gideyim dedim. kütüphane de kalabalıktı ama neredeyse herkesin önünde sadece lys vb test kitapları, sürekli test çözüyorlar. koskaca kütüphanede benim gibi bir-iki kişi de kitapları kurcalayıp makul bulduklarını okuyor. (6 saatimi orda geçirdiğim yetmediği gibi iki tane de ödünç kitap aldık bakalım) görünüşe göre bu sınavlardan sonra kütüphaneler öksüz kalacağa benziyor. *
Havaların bozmasıyla bu aralar takılmaya başladığım, sessizliğin birinci, sıkkınlığın ikinci kural olduğu tuhaf kutu.
Geliyorum buraya öğleden sonra. Oturuyorum saatlerce. Kimse niye boş oturuyosun demiyor. Kimse niye daldın gittin demiyor. Kimse ne düşünüyorsun demiyor.
Dışarıdayken kaynar halde bulunan bir mantar çorbasına benzeyen kafam, kütüphane içinde soğumaya karar vermiş mercimek çorbasına dönüyor.
Neyse bırakalım ortamı mevzuya gelelim. Eskiden bahsetmiştim g. Var dün o. ile birbirlerinden hoşlanmışlardı. Bugün ikisini tanıştırdım ve ikisini de kütüphaneye getirdim. işim var bahanesiyle çıktım birkaç saat geçince. Maksadım ikisini yalnız bırakmak tabi.
Ben çıkarken çıktı onlar da. E diyeydiniz de ben kalaydım de mi, oyvahoy. Çıkmışken ben de bir-iki iş hallettim öyle döndüm kütüphaneye.
Şimdi ikisi yok ortalıkta. iyi güzel. Her şey benim soğumaya yüz tutmuş mercimek çorbasından hallice kafama göre gidiyor.
Bu ikisi mutlu olsun da ben de şu lanet dişi kırayım.
Ders çalışmak için az sonra gitmeyi düşündüğüm mekan bu saatte açık mıdır bilmiyorum bilgisi olan varsa beni aydınlatsın şehir kutuphanesi veya uni kutuphanesi fark etmez.