şahsî kütüphaneler -ev kütüphanesi gibi- için konuşursak; sözlükleri, ansiklopedileri ve yabancı dildeki eserleri ihtiva etmediği sürece eksik kalacak olan yerdir.
bir kütüphanede, kütüphane sahibinin anadili olan dilin sözlüğü muhakkak bulunmalı. elbette bu sözlük ortaokullar için hazırlanmış olan sözlükler olmamalı. türkçe için ötüken türkçe sözlük ya da tdk'nın hazırladığı sözlüğü örnek gösterebilir ya da tavsiye edebiliriz.
ayrıca kişinin bildiği yabancı dillerin- kâmil bir kültür hayatı için yabancı dil bilmek şart - sözlükleri de bulunmak zorunda.
bunların yanında, etimolojik bir sözlüğün bulunmasının da faydalı olacağını düşünüyorum. ülkemizde bu alanda çok fazla çalışma yok. aklıma ilk gelen sevan nişanyan ile hasan eren'in çalışmaları.
başvuru eserlerine gelirsek bu biraz da ilgi ile alakalı. yani icatlar ansiklopedisine mi devrimler ansiklopedisine mi ya da islâm ansiklopedisine mi sahip olup, kütüphanenizde barındıracağınızı ilgi alanınız belirler. öyle ya da böyle, türü ne olursa olsun, bir kütüphanede ansiklopedi bulunması bir zorunluluktur. ansiklopediler -zaman zaman hatalar barındırsalar da- ciddiyetle meydana getirilmiş; maddeleri konularının uzmanlarına yazdırılmış çalışmalardır ve en sahih bilgi kaynaklarıdır denebilir.
yabancı dildeki eserler kütüphanenin diğer önemli parçalarıdır. üstte yazmıştım, kâmil bir kültür hayatı için yabancı dil bilmek, bilmekten ziyade o bilgiyle yabancı dildeki eserleri okumak şarttır. elbette amerikan güncel romanlarını takip etmek zorunda değil kimse. ancak tüm alanlarda, yabancı dildeki literatürlerde yepyeni bilgiler, yorumlar içeren; pek çok farklı kapı açan birçok kitap var. kütüphanenin bir bilgi hazinesi olduğunu düşünürsek, farklı mücevherleri de ihtiva etmesi gerektiğini de anlarız.
alıp okuduğunuz kitapları raflarına geri koymaya çalışmayın. masanın üzerinde bırakın. yalan yanlış bölmelere koyuyorsunuz sonra götünüzü biz topluyoruz. teşekkürler.
hayatımın kütüphane gibi mekanlar veya kitapların bulunduğu raflar veya her yer olmadan çekilemeyeceğini bildiğimden benim için kütüphane bir yaşam pınarı ... sanal alemde de kütüphaneler olmadan internetin tadına varamıyorum be .
Ders çalışmak için az sonra gitmeyi düşündüğüm mekan bu saatte açık mıdır bilmiyorum bilgisi olan varsa beni aydınlatsın şehir kutuphanesi veya uni kutuphanesi fark etmez.
Havaların bozmasıyla bu aralar takılmaya başladığım, sessizliğin birinci, sıkkınlığın ikinci kural olduğu tuhaf kutu.
Geliyorum buraya öğleden sonra. Oturuyorum saatlerce. Kimse niye boş oturuyosun demiyor. Kimse niye daldın gittin demiyor. Kimse ne düşünüyorsun demiyor.
Dışarıdayken kaynar halde bulunan bir mantar çorbasına benzeyen kafam, kütüphane içinde soğumaya karar vermiş mercimek çorbasına dönüyor.
Neyse bırakalım ortamı mevzuya gelelim. Eskiden bahsetmiştim g. Var dün o. ile birbirlerinden hoşlanmışlardı. Bugün ikisini tanıştırdım ve ikisini de kütüphaneye getirdim. işim var bahanesiyle çıktım birkaç saat geçince. Maksadım ikisini yalnız bırakmak tabi.
Ben çıkarken çıktı onlar da. E diyeydiniz de ben kalaydım de mi, oyvahoy. Çıkmışken ben de bir-iki iş hallettim öyle döndüm kütüphaneye.
Şimdi ikisi yok ortalıkta. iyi güzel. Her şey benim soğumaya yüz tutmuş mercimek çorbasından hallice kafama göre gidiyor.
Bu ikisi mutlu olsun da ben de şu lanet dişi kırayım.
ülkemizde daha çok etüt salonlarına dönmüş mekan. bugün eve misafir gelince eve yürüyüş mesafesindeki kütüphaneye gideyim dedim. kütüphane de kalabalıktı ama neredeyse herkesin önünde sadece lys vb test kitapları, sürekli test çözüyorlar. koskaca kütüphanede benim gibi bir-iki kişi de kitapları kurcalayıp makul bulduklarını okuyor. (6 saatimi orda geçirdiğim yetmediği gibi iki tane de ödünç kitap aldık bakalım) görünüşe göre bu sınavlardan sonra kütüphaneler öksüz kalacağa benziyor. *