bir insanın yaptıklarını ya da söylediklerini hoş bulmayarak ona tavır koymak. o kişiyle ilgili bir süre görüşme, konuşma ya da o kişiyi hatırlama eylemlerinden uzak durmak. küsmenin çeşitleri olabileceği gibi süreleri de vardır. inatçı insanların küstükten sonra bir daha barışmama eğilimleri yüksektir. çocukça bir eylem değildir fakat dozuyla küsülmeli ve gereksiz küsüşmeler ile vakit kaybedilmemelidir.
çocukça bir eylem olarak adlandırılır. bunun denmesinin sebebi aslında küsmenin, istenmeyen bir şey olduğunda " ben oynamıyorum ya" demek gibi bir şeydir. ama büyüyünce özellikle iş hayatında öyle diyemiyorsunuz mesela. sorumluluklar falanlar filanlar. hayat zor mu değil mi bilmiyorum ama hayat tatlı ki zorluğu var. ne bileyim işte.
Ben problemimizi çözemiyorum, medenice konuşup olumlu yada olumsuz bir sonuca varamıyorum, beceriksizim demenin bir baska yolu.
iliskileriniz arkadaşlıklarınız biterken bile anlama anlatma dinleme tartışma yerine küsmeyi tercih etmeniz sizin insan iliskilerinde ne denli kötü ve tecrübesiz olduğunuzu gösterir.
Küstürmeyin insanları hayata.
Sonra her şeyden vazgeçiyorlar.
Bir dağ başında kalmayı, bir adada mahsur kalmayı, nerede bir yalnızlık varsa onu istiyorlar.
Küstürmeyin işte bazı insanları...
Bazen bir veya birkaç kişiden ziyade bir kavrama küsmekte söz konusudur ki: en beteri en can yakanı budur. Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok hesabı, siz içten içe kırgınlıklarla doluyken, kimsenin hiçbir şeyden haberi olmaz ve işin aslı umurlarında da değildir sizin nasıl oldugunuz. Zaten umurlarında olsa, en başta size küstürmezlerdi ki.
Çevrenizdeki insanlar için nasıl uğraştıginizi, onlar için nelere katlandiginizi düşünür sürekli kendinizde kusur ararsınız.
Ulan neyi eksik yaptım? Ne hata ettim der durursunuz ama bir sonuca ulaşamazsınız. Aslında cevap açık ve nettir moruk...
insanlar sizin onları "sandığınız" gibi değil, "oldukları" gibidirler.
Siz onlara güzel, iyi, akıllı, tatlı, centilmen, hoşgörülü... gibi sıfatlar yapıştırır ve öyle olduklarına inanırsınız.
Fakat siz öyle olduklarını düşündüğünüz için kimse öyle olacak değildir. Yediğiniz ilk kazıkta, yanıldığınızı, aslında öyle olmadıklarını görür yıkılırsınız.
Bu yüzden en iyisi: insanlara olur olmadık şekilde bağlanıp, onlara anlamlar yüklemekten vazgeçin. ÇünkÜ öyle değiller.
Sevgiliniz "bitaneniz" değil, arkadaşlarınız "canlarınız" değil... siz bu süslü kelimelerle onların öyle olduklarını sanıyorsunuz.
Sonra size siktir çekip öylece gidiyorlar.
Hani bitanendi?
Hani can dostundu?
...
Noldu mal gibi kaldın dimi öylece. Bu yüzden birader, insanlar geçicidir.
Önemli olan sensin! Sana bir şey olmasın, geri kalanını topla Mamak çöplüğüne atalım amk.
Eğer sevdiğimiz biri bize küstüyse hala umut var demektir. Şöyleki Kırılmak ile kızmak daha çok bir duygu durumu iken küsmek eyleme dökülmüş bir durumu işaret eder. Size yönelmiş tepkisel bir harekettir. "Burdayım ama çok üzgünüm ve hala yapabileceğin bir şeyler var" demenin en kısa ve net şeklidir. Bu anlamda çok samimi ve dürüst bulurum. Nedenine çok takılmamak gerekir fikrimce. Neden sonuç ilişkilerinin mantık dersi dışında pratik hayatta çokca işe yaramadığını, gerek sosyal bilimler gerekse küresel dünyamız tokat gibi gösterdi bize içinde bulunduğumuz yüzyılda. Dolayısıyla küsmek Üçüncü şahıslara ucuzca dert yanma adı altında dedikodu yapmanın çok üstünde onurlu ve erdemli bir davranıştır fikrimce.
Hala bize küsen samimi insanların kıymetini bilelim ve biraz naz yapmalarına izin verelim efendim. Ama atasözünde olduğu gibi Bir yaz günü ipek bir mendil kuruyana kadar.
Küsmek bir sevgi biçimidir çaresizce beklemektir kim düşmanına küserki zarar vermek istemediği kişiye küser insan insanlara küsün kamu spotu ayrıca banada küsün ananıza babanıza küsün ulan inadına küsün.
ilişkiler iki kutupludur. Küsmek, diğer kutbu yok saymaktır. Dengeyi bozmak, ilişkinin enerjisini dağıtmaktır. Sorun çözme değil, sorun erteleme politikasıdır küsmek.