en yakınımın mezarında gördüğüm et yiyen gibi bazı kötü hatıralarım. kötü hatıranın da kötüsü var hani. kimsenin ilk dokunduğu soğuk tenli soluk benizli fahişenin, sabah uyandığında aslında göz altı torbalarını fark etmek istememesi gibi. çünkü herkes ilklerini hep muhteşem hatırlamak ister. hiçbir çocuğun annesini çirkin bulup onda kusur bulmaması gibi. senin beğenmediğin çirkin kadın doğurduğu evladın tanrıçası olur.
kaybetmekten korkmadığın eski sevgilin, gün gelir başkası için yaşama nedeni olur. hiçbir zaman seni seviyorum diyemeyeceğin babacığının bir gün seninle vedalaşma fırsatı olmadan gideceğini hesaba katmazsın. esrar içtiği için küçük gördüğün mahalle arkadaşın gün gelip o yolda öldüğü günde olabilir.
insanları dışlamanın kötü bir şey olduğunu fark etmez, su testisi su yolunda kırıldı diyebilirsin basitçe. ama anne babası için o kadar basit değildir. annenin teyzesinin rahminin alınması seni hiç etkilemez. ta ki kendi rahmini aldırma ihtimalinin gerçekleşmesine dek. en sevdiğin sanatçının ölümünü bile kabullenebilirsin hemen. tüh be der ağlarsın belki, çabuk geçer.
hayatta böyle zaten, çabuk geçer işte. düşünmek istemediğin bütün korkularının aslında hep seni düşündüklerini fark edersin. hepsi hayatının bir bölümünde ortaya çıkar. yani dünyanın ölümlü bir yer olduğundan çok, ölümün dünyada bir yer olduğunu düşünmeye başlarsın işte.
henüz ölümün olduğun yere hiç gitmemiş insanların hayatından bahsetmek istedim bu gece. sanki hiç bademciği bile şişmemiş bu dünyada, sanki burnu bir başkasından güzel diye bir başkasını aşağılamamış, ufak tefek meseleler yüzünden en sevdiklerini hırpalamamış, bencilliği ile anne baba olarak sınırlarını bile zorlamamış sanki...
inatlaşmayı hüner bilmiş, özür dilemeyi abes geçmiş, burnu yere düşse eğilip almazmış ama insanoğlu her şeyin üstesinden hemen gelirmiş.öyle bir his ki işte, sana belki haksız olduğunu hatırlatmış, seni gene haksız duruma düşürmüş, küslük sebebinin senin üstüne bırakarak, cevap hakkı doğmadan ölmüştür. işte öylece kalakalmış, nerden bileceksin diye teselli edenlerin kollarında avuntu bulmuşsundur bile...
zaman her şeyin ilacı değil, yalnızca pişmanlıkların ilacıdır.