kayra ve saian gibi iki çok yetenekli rap şarkıcısının çok iyi ortak şarkısı.
sözleri;
kayra
kenara çekmişim bugün bi yokluk etkisinde
yükümü ben boşalttım hükümü giydiren bi çift gözümde
ben için kabul ve bencilim özür
nafileydi aklanır mı sancım acaba arada çıkta yüzümü güldür
günüme beni bi küstür ellerimde var sebep ve çok gülünçtür
öykünür bu insan ister olmasın mesafeler
fakat bu seller içime mesken olduğundan itibaren
anlarım ki ister hep sefiller
şimdi nerdeler desemde boş bir dükkanın camında
arka sayfalarda bir haber ve yokluğunda ben
olgun olmayan dönemde çok ağır basardı düş denen
şimdilerde dengeler kelam eden ve çare yok ki bende dinleyem
benden istenen evvelinde bana da karşılık verilmeyen
yoktu zati karşılıkta bekleyen isteğimde kafidir sebepler
aksi hiçbir eylem içine girmez gari parça toplayıpta bütünü bulmak istemez
belki günüme denk bütün ve bütünü bozmak istemez
hevesi kalmamış bu nefese suni teneffüs hiçbir yetki yetmez
midemizde pek deneysel etki tek sorunsa sebebi kimse bilmez
tahminim şudur ki bilse dahi fayda adam olup ta tesir etmez
bildiğim birşey var arkadaş bu iş bu tatla gitmez
saian sakulta salkım
canıma minnet saian sakulta cinnet
ben bu çağdan bir kez olsun kendi şerefimle geçicem
lazım gelen kanı da yeniden kendi ellerimle içicem
belki saf bir çocuk sevmek belki yinede herşeyden geçmek
bak nedenli sevilmiştim oysa hiç çiçek koparmamıştım ben
sevildiğimi o ? anlamıştım girdaplarla savrulsa da bak bu kalbim ha tek nüsha
kayra
tahminen bu işleyen düzende günümü mahveden
güven denense hep şakaklarımla dişlenen
eksilense mahvolan bir akşamın sonunda
hissedilmeyen bir memlekette özlem
artı kendi ekseninde yirmi artı yıl dönen bir ben
beni bilen bir ben beni biçen bir benve sende geliyosan dakka durmayam gidem
ve her bir şey ve aldı ben bugünde cenk ederdim
olsa isteğim olsa benle yalın ayak gezen bi yarenim
olsa adam akıllı tek bir tercihim oysa dakka başına kendisiyle yüzleşir
bu nefsi tahribatla çok büyük bir etkenim
bence sanıyorsun ki bu ara hep keyifteyim
hayır tabiki pek yanılgı etkisindesin
ertelenme derdim olmamıştı baştan alsak olsa isteğim
dakka beklemez yanında ben biterdim
amma sende biliyorsun ki geçti işte mevsim
geçmeyen bir türlü bitmeyen birşeyse içime sinmiş özlemim
bir dahaki görüşe ben bileylenir ve sarhoş halim arada perdedir
bu ben değilsem acaba kimdir hep dedirtir hep delirtir anlarım
bir varsayımla başlanır sonuçta kimse kalmaz orda
lafta yalnız olmayan hayattadır o son kelamların kafamda fink atar
ton çeken bir naradır
saian sakulta salkım
boynumuzda hep ağır vebal var
uyku kaçıran hiç duyulmayan sirenler geceme kumpas
kendi memleketime çaresizce ağlamak kendi geçmişime yüz çevirmek
zamanı yelkovanla küs geçirmek nedense hepsi memnun
ne derse yaptılar ne denli sadıksın
korkularına yenisi eklenir ama çıkışa kapalı kapıların
ve sende dargınsın insanoğlu işlevsiz bir silüet
durma sende emret garp denense çölde kaktüs
lime lime parçalar bulunca etme bulma dünyalarına aldanma
et kesilse kanın yarada kettir
ben ve neslim elin kapılarında köpekleştirildik
var ki gelecek mutlu olsun sanki her geçen nesilde boşvermişçe
vurdumduymayan tavırlar her geçen dakika her geçen saatte
kötü bir dünyada yaşıyoruz. iğrenç insanların arasındayız. gerçekten. henüz yaşım 25, çok şey gördüm mü bilmiyorum ama kendimce bir şeyler gördüm yaşadım. bundan 9-10 ay öncesine kadar garsonluk yapıyordum. 3 sene alanya ve antalya'da ondan sonra da istanbul'da bu işi yaptım. pavyondan bozma bir tavernada, beş yıldızlı otellerde, çok lüks bir kafede, günü birlik işlerde ömrümün gayet uzun bir dönemi bu meslekle geçti, kendimce hayal ettiğim bir şeyler var, kendime göre yazdığım ve henüz tam olarak gün yüzüne çıkarmadığım öyküleri yazmaya verdim kendimi. (iki tanesini uludağ sözlük'ün söykü adlı dergi çalışmasında beğeniye sundum merak eden varsa buyrun: http://www.uludagsozluk.com/e/19018089/ ve http://www.uludagsozluk.com/e/18543030/ ) bu nedenle ve hem de okul işi iyiden iyiye çıkmaza girmeye başladığı için son iş yerimden ayrıldım ve artık garsonluk yapmama kararı aldım. bu anlattıklarımın bu şarkıyla ne alakası var? oraya da geleceğim, bu girişti.
neyse ne diyorduk, kötü bir dünyada yaşıyoruz. bu şarkının ne zaman çıktığını ne zaman ilk defa dinlediğimi ne zaman bu şarkıyla bu derece bir bağ kurduğumu bile hatırlamıyorum. bazı cümleler akıldan hiç çıkmıyor, bazı şarkılar bazen diğer herkese ifade ettiğinden daha fazla şey ifade ediyor, belki de ben gereğinden fazla anlam yüklüyorum ama girişte söylediğim iki cümle, garsonluk yaptığım zaman boyunca sanki her daim kafamın içindeydi. fakat ben bu cümlelerin etkisini şimdilerde garsonluk yaptığım dönemden daha çok hissediyorum. uzun süre çalışmayınca maddi sıkıntılar baş gösterdi, bir yandan da okul gereksiz yere tekrar uzadığı için yeniden iş arayışlarına koyuldum ama kendi kendime bir söz de verdiğim için garsonluk dışında bir iş arayışına koyuldum. biraz anketörlük yaptım ve itler gibi çalıştırdıkları bizlerin parasını ödememek için kırk takla atan bir şirkette çok kısa bir süre çalıştım ve bu işi de asla yapamayacağımı anladım. çağrı merkezleri için çok değişik yerlere başvurdum, bunlardan bir banka olanı(isim vermek istemiyorum ama reklam yüzü bir eşek, bir tavuk, bir köpek ve bir güvercinden müteşekkil yerel bremen mızıkacıları) bizleri bir sınava soktu, sınavdan geçince de mülakata aldı. işin 2 sene gibi bir garantisi olduğundan bu işi çok istiyordum fakat bu plazalar, bu mülakat işleri, bu kişisel gelişim kurslarında öğrenilmiş hareketlerle , suratlarında yapmacık gülümsemelerle dolaşan insanlar, bu anlamsız yapmacıklık beni her zaman çıldırtmıştır. lakin ihtiyaçlar söz dinlemiyor neylersin. her neyse o mülakat sürecinde de işi alamadım. işi alamadım, üzüldüm ve gerçekten dünyaları paranın etrafında dönen insanlar beni kaşındırdı.
işte bu şarkı o plazaya sınav için giderken, sınavdan çıktıktan sonra, mülakat için çağrıldığımda, mülakata giderken, mülakattan sonra ve mülakat sonucu geldiğinde her zaman kulaklarımdaydı. kafamda da hep aynı soru vardı "ben bu çağdan bir kez olsun kendi şerefimle geçebilecek miyim?"