Sıfırdır. 50 kere yazdık; türkiye de sağ seçmen ideolojiye değil şahsa oy verir. Bu demirel de de böyleydi, özal da da, çiller de de. Erdoğan için de aynı durum söz konusu. Yarın bıraksın akp yi, seçim olsun meclise giremez parti.
çok acayip, ne kadar büyük bir öğrenilmiş çaresizlik bulutu altında yaşadığımızın açık kanıtı olan oran ve söylenenlerdir.
arkadaşlar sapla samanı ayırt ediniz kurban olayım ya. bir konu daha var.
siz diyorsunuz ya şu konu gündeme geldi seçmen geri adım atmadı, bu konu gündeme geldi geri adım atmadı diye. örnek verdiğiniz her durumda söylenenler tek atımlıktı. yani cumhurbaşkanı 50 defa kandırıldık diye açıklama yapamaz tamam? 5 müteahhit şirkete paraların peşkeş çekilme hikayesine aklı basıyordur ya, basmıyorsa da bakıyor kendisinin bir avantası var mı diye, avantası olan hayatına devam ediyor.
yalnız bu vakada birkaç önemli husus var. ilki, iktidar partisinin kendi mensupları ve kendine çok yakın olanları beslemesine insanlar tepki göstermiyorlar. çünkü bu peşkeşi çekenden ben de payımı alabilirim diye düşünüyor; yapılan tuhaf gelen açıklamalar, sarayın şatafatı, makam arabaları da bu düşünceyi besliyor.
--- spoiler ---
bak ben yiyorum sana da koklatırım
--- spoiler ---
yalnız kürşat olayı biraz daha farklı. bakın buradaki iktidar mensubu değil, ona hizmet eden falan da değil, dış kapının mandalı, etkisiz bir eleman. buna rağmen elindeki maddi imkan asgari ücretli bir iş, hadi bir adım daha gidelim, iyi bir kurumda sağlam bir koltuktan çok fazlası. bildiğin parayı ezecek, ezdiği paranın hesabını bilmeyecek kadarını kazanıyor adam. aptal mı millet, bakacak elindekine, bakacak kürşat a.. aga bu nedir diye sormayacak mı, soracak? ee?
gördüğünüz üzere yapılan açıklamalar da durumu kurtarır değil. eskiden ak partinin zıt olduğu kutbu temsil eden doğan grubu gibi, komutanlar gibi, ne bileyim anayasa mahkemesinde alevi yargıçlar gibi mağduriyetler vardı. şimdi kim var kardeşler? var mı ülkede büyük bir koltukta oturup iktidar yanaşması olmayan, iktidar dokunuşu ile oraya gelmeyen tek bir kişi kaldı mı? kalsa yerlerdi, yediler hepsini.
dış güçler kaldı, götürürse orası mağduriyetten biraz daha taşır iktidarı, da nereye kadar? evet işi devralabilecek muhalefet partisi ortada gözükmemesi sorundur, sözümona muhalefetin iç yapısının karbon kopya bir ak parti olması sorundur, ama bu iktidardaki düzenin alaşağı edilmesinin talep edilmesine engel değildir.
100 yıl önceki şartlarla üstelik savaş halindeyken halk ile iletişim halinde faaliyet gösteren bir meclis kurabilmiş bu ülke, bunun da üstesinden elbette gelecektir. yeter ki kabuslarımızdan uyanalım, yeter ki sağımıza solumuza döndüğümüzde gördüğümüz insanlarla konuşmaktan, iletişim kurmaktan, iyiyi-kötüyü paylaşmaktan geri durmayalım.
