özellikle ermenilerin kürt kimliği altında her türlü pisligi bu halka yikmalarina araci olmuş bir kavramdır. hala intikam peşindeler ve hala bu güzel insanların kültürünü dilini bu intikam icin basamak yapmaktalar.
kavramların ne önemi var ki. sayısızca insanın birbiriyle anlaşabilmelerini sağlayan bir çeşit ağız, dil, lehçe, harf partisi. ne dersen. saysınlar ya da saymasınlar, yok olmuyor ya da aşağılanmıyor ırkları. varlar ve olacaklar. sen tüm geleneklerini kültürlerini var saymasan ne olur? dilini dil saymasan ne olur? eman tanrım bunu bir dilden saymıyorlar deyip nöronlarının ölümünü gerçekleştirip kongocaya mı geçecekler.
öncelikle ben kürtlerdeki ışığı görmüştüm zaten. olmayan bir dili konusabilmek her baba yiğidin harcı Değil, valla helal olsun.
yani yok ve ona rağmen konuşuluyor bu daha büyük bi başarı.
bizim semtin kahvesindeki ahalinin büyük çoğunluğu.
gelirler, otururlar bir masaya başlarlar kürtçe konuşmaya.
bütün masalarlardan kafalar uzanır aşağılayan ifadelerle bir bakılır. bunlar çay isterler, kahveci mehmet abi "masa saati uygulanır bu kahvede, yarım saat 10 lira" der. bozulur bunlar bu duruma, çünkü bilirler ki, böyle bir uygulama sadece kürtçe konuşanlara uygulanır. buna rağmen çay istenirse, çay bütün kahveyi dolaşır mümkün olduğunca geç verilir ki, istenmediklerini anlasınlar. mehmet abi esnaf adamdır, kavga gürültü sevmez, bilir ki bunca yıllık müşterisi huzursuz olacak bu tiplerden, hır çıkacak.
not: çaylarını içip kalkıp gidenlerden para da almaz mehmet abi. ama ifadesi "yine bekleriz" ifadesi değil; "para mara istemez bir an evvel siktir git, bi daha da gelme" ifadesidir.
aynı toplumdan olan insanların birbirlerini ile aynı lehçe ya da farklı lehçeler üzerinden konuşması aralarında bir dil olduğu gerçeğini değiştirmez. resmi olmadığı için bir dil değildir elbette ama türkler (bizim) için genelde "ikinci kanal" olarak bilinen dildir.
buna göre şöyle bir alıntı eklemek gerekir ise;
Dil değişimleri
Elsine zamanla değişime uğrarlar veya tamamen yok olurlar Sözcük yazılışlarında, okunuşlarında ya da imlâ kurallarında oluşan yavaş ve küçük yenilikler birikerek ve büyüyerek bu değişimleri oluşturur Bir dili konuşan ya da kullanan insanlar yeterince uzun bir süre fiziksel ya da kültürel olarak ayrı yaşarlarsa dilleri farklılaşmaya başlar Bir lisânı belirgin farklılıklarla konuşan iki insan, birbirlerini anlayabiliyorlarsa ayrı lehçeleri, birbirlerini anlayamıyorlarsa ayrı dilleri konuşuyor olarak kabul edilirler Dillerin birbiriyle ilişkili olup olmadıklarını anlamakta kullanılan göstergelerden biri de benzer anlamalar taşıyan, benzer yapılı kelimelerdir Bu şekilde doğal olarak gelişmiş dillerin dışında, yapay olarak geliştirilmiş diller de vardır Yapay dillere Esperanto ve Mondlango örnek verilebilir
Türkçe zaman içinde aşağıdaki gibi şekillenmiş ve değişmiştir:
Altay dil ailesi
Türk dil ailesi
Güney Dilleri
Balkan Gökoğuz (Gagavuz) Türkçesi (Türkiye, Avrupa)
Gökoğuz (Moldovya)
Horasan Türkçesi (iran) (hemen hemen iran'dan yola çıkarak Horosan türkçesi diyebiliriz)
Türkiye Türkçesi (Türkiye, Avrupa, Kuzey Amerika)
kendilerini kandıran tipitiplerdir.
bunlar milliyetçidirler aynı zamanda.
yukarıdaki yazılara baktıkça herkesin bir filolog, bir bürokrat, bir faşist olduğunu görüyorum.
ne mutlu filoloğum diyenlere!