secmeli olucak ama bu secmeli dili kim ogreticek sorunsalini yaratacak durumdur. kendi payima ben, kurceden ziyade komsu ulkelerin dillerini ogretilmesinden yanayim, zira onlar bizim dilimizi cogunlukla konusabiliyor ama biz cogunlukla konusamiyoruz.
Umarım zazaca, soranice gibi dillerde de açılır. kuzey ırak'ın geleceğin dubai'si olduğu düşünüldüğünde, özellikle soranice nin, gelecekte bilen için çok iyi bir geçim kapısı olacağını düşünüyorum.
daha görür görmez hadi canım dedirtti başlık bana. tamam herkes kendi dilini özgürce konuşmak ister ama Türkiye Cumhuriyeti'nin okullarında bu uygulama pek yakışık almaz diye düşünüyorum. benim anlayamadığım neden bu kadar ayrıcalık olması için çaba yani,bu ülkede farklı kökende pek çok insan var, ozaman çerkez,laz,bulgar,arap falan da kendi dilinin okullarda ders olarak verilmesini talep etsin. şimdi çok eksilencek entryim, ama görüşüm budur. bir ingilizce, almanca, fransızca evet seçmeli der olarak alınabiliyor fakat bunlar yine kişinin kendi profesyonel hayatında karşısına olumlu sonuçlar için çıkıcak. kürtçe yerine çince, japonca seçmeli ders olarak gelsin, bari insanlar, okudum öğrendim zorlandım da ama faydasını gördüm diyebilir.
Türk insanını germek, ortalığı karıştırmak için ortaya atılan fikir, düşünce veya hayallerden bir tanesi. Bunun gibi bir kaç tane daha vardır; kürtlere özerk bölge, azınlık haklarında ayrıcalık, alevilere ibadethane ve seçmeli ders olsun, yalnızken çıplak namaz kılınır mı vb.
böyle bir durumun gerçekleşmesi için öncelikle bu dilden eser verilmiş olması, dil bilgisi özelliklerinin belirlenmiş olması, yöreden yöreye değişiklik göstermemesi lazımdır.
birçok kürT ARKADAŞIM VAR VE KÜRTÇENiN YÖREDEN YÖREDEN ÇOK BÜYÜK DEĞiŞiKLiK GÖSTERDiĞiNi BiLiYORUM. örneğin Kurmancî konuşan birinin Soranî, Zazakî gibi lehçeleri anlamaması normaldir, Kurmancî de Kürtçenin bir lehçesidir ama "Kurmancî" yi kullanma ve seslendirme biçimi de yöreden yöreye değişiyor buna da ağız deniyormuş.
ancak türkçede de bir sürü ağız var bunları hemen hemen bütün türkçe bilenler anlayabiliyor şöyle ki, bir ege köylüsü ile bir karadenizliyi uzaktan dikkatli dinlemeyen adam aynı dili konuşuyor demez ancak birebir muhattap olunduğu zaman çok rahat hiçbir sıkıntı yaşamadan anlaşır. çünkü dilbilgisi kuralları sabittir.