dil veya değil bu konuşmayla insanlar anlaşıyorlar mı? anlaşıyorlar.
bunda ne sakınca var ki? 80 yaşında teyze kürtçe den başka dil bilmiyor diye onun dilsiz olduğunu iddia edemeyiz ki.
ingilizce iliklerimize işleyip bizi bizden alırken bazı insanların kürtçe konuşulmasına karşı olunması bilinçli olarak oluşturulan bir düşmanlıktan başka bir şey değildir. tüklerin düşmanı kürtler değildir. kürtlerin düşmanı da türkler değildir. sadece birileri hedef göstermekte işte düşman orada deyip düşmanlığı körüklemek için de kan dökmektedir.
bu dökülen kandan beslenenlerdir asıl bu milletin düşmanları.
hem kanı dökenler hem de bunun insanların duyguları üzerindeki tesirinden yararlananlar bu sahte düşmanlığın sebepleridirler. açık açık söyleyince gizli gizli hainlik yapanları, olmuyor maalesef ama açık açık siz bunları yaptınız deyip yüzlerine tükürülecek zamanlar da gelecektir. bu tür ayrılıktan her ne şekilde olursa olsun beslenenler milletin önüne çıkamayacaklardır. ayrılık ne büyük bir yemekmiş ki yıllardır çok kişiyi besledi. kimisi türklerin duygularını kullandı kimisi kürtlerin. aslında bu iki taraftaki kan emici keneler de aynı yere ve zihniyete aittiler. insanları kullanmaktı o da. ama dışarıdan bakınca öyle görünmüyorlardı.
kürtçe konuşulmasından kimseye zarar gelmedi. trt kürtçe yayın yapan tv açtı da ne oldu? milleti korkuttular açılana kadar. ama şimdi neticelerine bakarsak hiç de korkulacak bir şey değilmiş. devletin sesinin her yere duyurulması için büyük bir gereklilikmiş.
asıl düşman ise terör örgütü pkk ve bu örgütün yaptıklarından doğrudan veya dolaylı olarak beslenenlerdir. kimse kendine besin olan bir şeyin bitmesini istemez besin düşmandan bile gelse. onun için düşman kürtler veya türkler değil bu ayrılığa sebep olanlar, bu düşmanlığı kaşıyanlardır. iyi bakılmalıdır tabloya.
ingilizce, fransıza birer dil afrikanın en geri bırakılmış kabileleri bile ingilizce, fransızca vs. konuşuyorlar. şimdi onlar bir millet mi? ya da şöyle demek lazım bu diller bir millete ait olduğu için dil vasfı kazanmışlarsa eğer afrika kabilerleri fransız milletinden mi yoksa ingiliz milletinden mi? önemli olan şu bu olman değildir. önemli olan devlete bağlılıktır. bu bağlılık da ayrılıkla değil birlikle ve herkesin kucaklanmasıyla tesis edilir.
kürtçe kesinlikle ve kesinlikle bir dil değildir. o bir lehçedir.
biraz ermeniceden, biraz farsçadan, biraz arapçadan araklanmış toplamda 5-6 bin kelimeden oluşan, ilden ile bile farklılık gösteren bir fars lehçesidir.
konuştukları dil ilkel, basit, bozuk bir fars lehçesidir.
kendi içlerinde bile anlaşamıyorlar, ama ısrarla gelişmiş bir dil olarak ilan edenler var. bunu dediğim için diğer türk ülkelerinin konuştuğu türkçeyi örnek verecekler. hani bazen anlamıyoruz ya, o bakımdan... bazı insanların zekasının ortak örneğidir bu. ben aynı topraklarda yaşayan topluluklardan bahsettiğimi ekleyeyim. ama yinede söylenebilir, söylerler yani...*
edit: kürtler alındı...
edit: düşüncesini savunamayan acizler hemen karşı görüşe yine sallamış durmuş. çoğu dil bilimcinin ortak görüşüdür bu. şimdi bana farklı düşünen dil bilimcilerini bulup linkler peşinde koşacaklar. ne deyim ki, bazılarınız hevesli. olabilir, farklı düşünülebilir. zaten önemli olan dil bilimcilerinin tartışmasıdır. kimi keskin zeka arkadaşlar da bilimsel tarif verme peşindeler. peki, haklısınız deyip egolarını tatmin edelim bari. amaçları bilim falan değil sonuçta.
nedense sadece ırkçılar tarafından desteklenen iddia. zira hayır ben ırkçı değilim diyip de bunun doğru olduğunu söyleyenler de o andan itibaren ırkçı oluveriyorlar.
Türkçe'de ne kadar Farsça & Arapça sözcük varsa Kürtçe'de de o kadar vardır. Bazı şeyler iddia ederken bunu da düşünmek lazım. Bir insanın diline , kültürüne baskı yaparsan sonra götünden kan aldıklarında ağlamamayacaksın.
Varlığı inkar edilen her şey, kendi varlığının farkında olmasa bile, varlığını yoklukla sınayana karşı kendini varedecektir; varlığını ispat eden her ''yokluk'' diye bilinen şey'', kesinlikle''var''dır.