1.
kırgız türkü, özbek türkü, tatar türkü gibi türklerin birbirini zor anlaması neticesinde türkçe diye bir dilin olmadığı varsayılabbilir. bu sebeple türkçeyi inkar edecek tüm türklerin kürtçe yoktur demesinde beis yoktur. lakin türkçeyi inkar etmiyorsa kişi, "kürtçe diye bir dil yoktur " diyemez.
edit:
VI. Kırgızca-Türkçe deneyi
1. Men kün sayın erte turamın = Ben her gün erken kalkarım.
2. Krovatımdı cıynaymın, cûnamın = Yatağımı toplarım (ve) yıkanırım.
3. Siler çaşsıñar, ösösüñör, keleçektin êsi bolosuñar = Sizler genç- siniz, büyüyeceksiniz (ve) geleceğin sahip(ler)i olacaksınız.
4. Ukpayt dep uşak aytpa, bilbeyt dep ûru kılba = işitmez(ler) diye dedi-kodu yapma (harf "söyleme") bilmez(ler) diye hırsızlık etme (harf "kılma").
5. Al ôru, mına oşonduktan iştebeyt = O, hasta; işte bu nedenle çalışmıyor.
6. Men emdigiçe erteñ menenki tamaktı içe elekmin = Ben henüz (harf. "şimdiye değin") kahvaltı etmedim.
7. Erteden beri tamak ozana elekmin = Sabahtan beri ağzıma yemek koymadım.
8. Anın oşondoyun men eçak ele bilçümün = Onun böyle olduğunu ben çoktan beri biliyordum.
9. Aba ırayı özgördü = Hava (harf. "hava durumu") değişti.
10. Cerdin beti caykı caşıl ırañdan acırap,kubargan = Yeryüzü(harf.
"yerin yüzü") yazdaki yeşil rengini yitirip sarardı.
VII. Özbekçe-Türkçe Deneyi
1. U kelgändä edi kinogä barär edik = O gelmiş olsaydı sinemaya giderdik.
2. işlägändä körä däm äliş yahşi = Dinlenmek çalışmaktan daha iyidir.
3. Şudgår ådamlar bilän tolä edi: birisi häydäyåtir, birisi målä båsäyåtir, båskaläri ketmån çåpäyåtir = Tarla insanlarla dolu idi: birisi çift sürüyor, birisi (yeri) tırmıkla temizliyor, başkaları da çapa çapalıyor(lardı).
4. Yer kuyåş ätråfidä äylänädi = Dünya güneş(in) etrafında döner.
5. Åldin åwkatlängänlär stoldän turişä yatibdi = Önceden yemek yemiş olanlar masadan kalkıyorlardı.
6. Papiros çekäsiz mi? = Sigara içer misiniz (harf. "çeker misiniz")?
7. ikki tåmåni teñ üçburçäk teñ yånli üçburçäk deb äytilädi = iki kenan eşit üçgen(e) eşkenar üçgen adı verilir.
8. Ulär bir-biri bilän gäpirişmäydi = Onlar birbirleri ile konuşmuyorlar.
9. Akämniñ balälärigä häm men karäymän = Ağabeyimin çocuklarına da ben bakıyorum.
10. Åpäsiniñ yumuşlärigä karäşä başlädi = Ablasına yardım etmeğe başladı (harf. "Ablasının işlerine bakmağa başladı").
VIII. Uygurca-Türkçe deneyi
1. Adättikigä kariganda bügün köpräk işliduk = Her zamankine göre bugün daha çok çalıştık.
2. Uniñga kariganda bu ärzänräk ämäs mu? = Ona bakarak bu daha ucuz değil mi?
3. Pulni poçta arkilik äwättim = Parayı posta aracılığı ile yolladım.
4. Män här yäkşänbä küni teatrga baridiğanmän = Ben her pazar günü tiyatroya giderdim.
5. Äjdiha ot çeçip şirgä karap umtuldi = Ejderha ateş saçarak arslana doğru saldırdı.
6. Çivinlär yorukni räñni arälamdu? = Sinekler ışığı ve rengi fark eder mi?
7. Bizniñ tehi ügünüşimiz keräk = Bizim daha öğrenmemiz gerek.
8. Bu kommuna äzaliri mol hosul alimiz däp ciddiy işlävatidur = Bu komün(ün) üyeleri bol ürün almak için canla-başla çalışıyorlar.
9. U çoñkur tinivaldi vä kätmäk üçün asta kozgaldi = O derin-derin esnedi ve gitmek için yavaşça (yerinden) kalktı.
10. Siz bilän hoşlaşkini käldim = Sizinle vedalaşmağa geldim.
IX. Tatarca-Türkçe deneyi
1. Ana şatlığınnan yılap cibärdí = Anne sevincinden ağlamağa başladı.
2. Bízníñ bakçada çiyä, karlığan häm kura cilägí kuwakları üsä = Bizim bahçede vişne, frenk üzümü ve ahududu ağaçlan yetişir.
3. Bízníñ uram zur uram = Bizim cadde büyük (bir) cadde(dir).
4. Atlıyk duslar alga taban! = Yürüyelim, dostlar ileri doğru!
5. Yak-yünínä karanıp ozın ozın atlıy = Yanına yöresine bakınarak uzun adımlarla yürüyor (harf. "uzun uzun adımlar atıyor").
6. Anıñ maturlığı miní tañga kaldırdı = Onun güzelliği beni şaşırttı.
7. Bay bay öçín tırışa, yarlı yarlığa bulışa = Zengin, zengin için çalışıp çabalar, yoksul (da) yoksula yardım eder.
8. Yañgırlar yawgalasa da cir älí dımga tuymadı = Çok yağmur yağmasına rağmen yer henüz neme doymadı.
9. Ul irtän altı säğattä tora, zaryadka yasıy, salkın suw bílän yuwına = O, sabah saat altıda kalkar, jimnastik yapar (ve) soğuk su ile yıkanır.
10. Yıl ahırına bik küp torak yortlar faydalanuwga tapşırılaçak = Yıl sonuna (kadar) pek çok yaşama evler(i) istifadeye sunulacak.
X. Başkurtça-Türkçe deneyi
1. Häzír ük kuzgalayık, yukha huñlarbız = Hemen şimdi kalkalım, yoksa geç kalacağız.
2. Hin toğrolokto aytkanda yaratmayhıñ = Sen, gerçek söylenilince, hoşlanmıyorsun.
3. Uynap höylähäñ dä uylap höylä = Şaka söylesen de düşünüp söyle. 4. Üzíníñ zur bähíthízlíkkä osrağanın hizä = Kendisinin büyük (bir) bahtsızlığa uğradığını hissediyor.
5. Bında öyzär taştan matur itíp halıngandar, tübälärín arış halamdarı mínän yapkandar = Burada, evler, taştan güzel (bir şekilde) yapılmış; çatılarını (da) çavdar sapları (harf. "samanları") ile örtmüşler.
6. Yulga irtängí halkında sığırbız = Yola sabah serinliğinde çıkacağız.
7. Säğät östö huktı = Saat üçü vurdu.
8. Bawzıñ ozono, hüzziñ kıskahı yakşı = ipin uzunu, sözün (ise) kısası iyi(dir).
9. Alt alhañ hınap al, aksa alhañ hanap al = At al(ı)rsan, sınayıp al, para al(ır)san sayıp al.
10. Kistärín min öyzä bulam = Akşamları ben evde olurum.
I. Kazakça-Türkçe Deneyi
1. Sizben tanıskanıma öte kuwanıştımın = Sizinle tanıştığıma çok sevindim (harf. "çok kıvançlıyım").
2. Mağan kalanı aralatıp körsetiñizşi = Bana şehri gezdirip gösteriniz, lütfen.
3. Siz şetel tilderiniñ kaysısın bilesiz? = Siz yabancı dillerin hangisini biliyorsunuz?
4. Men azdap Nemisşe bilemin = Ben biraz Almanca biliyorum.
5. Mağan sizdiñ kala kattı unadı = Sizin şehr(iniz) benim çok hoşuma gitti.
6. Mağan konak üyge baratın joldı körsetiñizşi = Bana otele giden yolu gösteriniz, lütfen.
7. Tike jüre beriñiz, sodan soñ oñga burılıñız = Doğru yürüyünüz, ondan son(ra) sağa dönünüz.
8. Halıkaralık hat-habardı kay jerde kabıldaytının aytıñızşı = Yurtdışı (harf. "uluslararası") mektupları nerde kabul ettiklerini söyler misiniz, lütfen?
9. Mağan sizdiñ kalanıñ suwreti bar otkrıtkanı beriñizşi = Bana sizin şehr(iniz)in resmi bulunan (bir) posta kartı veriniz, lütfen.
10. Mağan jöteldi basatın däri beriñizşi = Bana öksürüğü kesen (harf. "basan, bastıran") ilâç veriniz, lütfen.
XII. Nogayca-Türkçe Deneyi
1. Men barmasam eken şalıska hatın harsa eken = Keşke ot biçmeğe ben değil, kadın(ım) gitse!
2. Bulıt aşıldı da kün tağı kızdırıp basladı = Bulut açıldı ve güneş (ortalığı) ısıtmağa başladı.
3. Ol isti kutarar üşin men de baradıkenmen, sen de baradıkensiñ = O işi bitirmek için ben de gitmeliymişim, sen de gitmeliymişsin.
4. Men barayak ekenmen, mutıp kaldım = Ben gidecektim, (fakat) unuttum gitti (harf. "unutup kaldım").
5. Üyken yamgır yavsa, koy ıkka tartar, eski yelge tartar = Şiddetli (bir) yağmur yağarsa, koyun rüzgâr tutmayan yere, keçi (de) rüzgâra (karşı) gider (harf. "çeker").
6. Yuvırkan koydıñ yüninen etilgen = Yorgan, koyun yününden (harf. "koyunun yününden") yapılmış(tır).
7. Olar yılkıdı kaldırıp kaşkan = Onlar atı bırakıp kaçmış(lar).
8. Tegerşikler aylandı ama avtomobil kozgalmadı = Tekerlekler döndü ama otomobil hareket etmedi.
9. Eğer keşede yel toktasa kayık pan kıdıramız = Eğer akşamleyin rüzgâr dinerse kayıkla gezeriz.
10. Şaşuvdı soñga kaldıruvşı bir kolhoz da bolmavga kerek = Ekimi sona bırakan bir kolhoz bile olmamalı!
I. Çuvaşça-Türkçe deneyi
1. Vírenekensem şkula kayrí? = Öğrenciler okula gittiler.
2. Kíneke sítel ?inçe vırtat = Kitap, masa(nın) üstünde duruyor.
3. Vìl layìh í? tìvat = O iyi iş yapar.
4. Yìmìka valli kìrantaş iltím = Kız kardeş(im) için kurşun kalem al- dım.
5. Ìna stena ha?açín redkollegine suylarí? = Onu duvar gazetesinin yazı kuruluna seçtiler.
6. Mana pír uyìha otpusk paçí? = Bana bir aylık izin verdiler.
7. Mín akatìn ?avna vıratìn = Ne ekersen onu biçersin.
8. Kíneke vulani usìllì = Kitap okumak faydalı(dır).
9. Tabak turtnine siyenlí te??í = Tütün içmenin zararlı olduğunu söylüyorlar.
10. Çul şıvra putat, mínşín tesen vìl şıvran yıvìr = Taş suda batar, çünkü (harf. "niçin dersen") o, sudan ağır(dır).
III. Tuvaca-Türkçe deneyi
1. Siler kaynâr bar çor siler? = Siz nereye gidiyorsunuz?
2. Siler kaynâr-la çoruksay-dır siler, ınâr bar men = Siz nereye git- mek istiyorsanız (ben de) oraya gideceğim.
3. Çâşkın hûñdan kudupkan ışkaş çâp tur = Yağmur bardaktan bo- şanırcasma (harf. "kovadan dökülüyormuş gibi") yağıyor.
4. Uluğ hünde çılığ bolur bolza hemelêr bis = Pazar günü (harf. "bü- yük günde") (hava) sıcak olursa kayıkla gezeceğiz.
5. Sêñ-bile kadı çorup şıdavastır men, çüğe dêrge ajılım dozulbân = Seninle birlikte gidemem, çünkü işim bitmedi.
6. Küzêr bolzuñca çuğâlâr men = istersen, anlatırım.
7. Ol duğayın bis düün çuğâlaşkan bis = o(nun) hakkında biz dün ko- nuşmuştuk.
8. Zavottuñ medêzi şağda-la edipken bolgaş ajılçınnar çana bergen = Fabrikanın düdüğü çoktan öttü ve işçiler (evlerine) döndü(ler).
9. Ol kiji bolgançok-la ârıp turgan bolza-da, eki öörenikçi çorân = O, genellikle sık sık hastalanıyor idiyse de, iyi (bir) öğrenci idi.
10. Büğü deleğeyde dayın küzêr ulus çok = Bütün dünyada savaş iste- yen (hiçbir) ulus yok(tur).
daha gider bu. kaynak: http://gramerimiz.com/turk_dilleri_ailesi_1.htm
ya bizim türkçemiz türkçe değil, ya da onlarınki değil. onlar kafkasyada olduğuna göre bizimki değil. *