27 senedir gazetecilik yapıyorum... Ve, çalışma hayatımın en enteresan "sansür" olaylarından biri geldi başıma... "Açılım"ı destekleyen arkadaşların, iyi okumasını öneririm.
*
Tatilden döndüm...
"Kürtçe" başlıklı
bir yazı yazdım.
Bugün çıkacaktı.
*
Şöyle başlıyordu:
"Kimimiz Türk, kimimiz Kürt, kimimiz Laz, kimimiz Çerkez... Yahudimiz, Rumumuz, Ermenimiz, Rus gelinlerimiz, Alman damatlarımız; uzatmayayım, derler, değiliz aslında, yuz, koskoca bir aileyiz... Ve, ortak bir vatanımız, ortak bir resmi dilimiz var bizim; Türkçe... Bizi, biz yapan."
*
Şöyle devam ediyordu:
"Dünyaya entegreyiz; ingilizce de öğreniriz, Japonca da... Elbette, anadilini de, mesela Kürtçeyi de öğrenmek en doğal hakkıdır yurttaşların... Ama, bu doğal hakkı, adı altında, resmi dil haline dönüştürmeye çalışmak, bizi biz olmaktan çıkarmaz mı? Bizi bize yabancı hale getirmez mi? iki lisanlı toplum olursak eğer... Birlikte yaşamak isteyen, sorunlarını konuşa konuşa çözme iddiasında olan, ancak, birbirinin dilinden anlamayan bir toplumu, hangi tutkal bir arada tutabilir?"
*
Ve, şöyle bitiyordu:
"Silahla beceremeyen bölücülerin tuzağına düşmemeli Türkiye... Kanın durması için teröriste bile şefkat gösterilebilir; bakarsın, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır... Fakat, farklı dil, kardeşi kardeşe yabancı haline getirir, ki, terörden tehlikelidir."
*
Yazı buydu.
Peki "sansür" nerede?
Şurada...
*
Yazıyı Kürtçe yazmak istedim!
*
Hayır...
Amacım, Türkiye’nin en etkin gazetesinde ilk Kürtçe makaleyi yazan kişi olmak değildi... Yukarıdaki satırları okuyacaktınız ve anlamayacaktınız.
Amacım işte buydu.
*
Araya "ikinci resmi lisan" girdiğinde... Farklı etnik gruplara mensup olan, ancak, Türkçe konuşarak, Türkçe yazarak, Türkçe okuyarak "anlaşan" bir toplumun, nasıl aniden birbirine yabancılaşacağını görecektik...
Kanıtı da, bu yazı olacaktı.
*
E hani sansür?
Buyrun...
*
Kürtçe bilmediğim için, Türkiye Çevirmenler Derneği’ne başvurdum, "Bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istiyorum" dedim. "Hay hay" dediler, istanbul’daki "yeminli tercüme bürosu"nun telefonlarını verdiler. Aradım... "Hay hay" dediler, Kürtçe tercüman bulmak için iki gün izin istediler ve çevirme ücretinin de 180 lira artı KDV olduğunu belirttiler... "Hay hay" dedim, fatura bilgilerimi gönderdim, yazımın Kürtçe tercümesini beklemeye başladım.
*
iki gün sonra... Türkiye Çevirmenler Derneği’nden aradılar... "Kürtçe tercüman bulduklarını, hatta 8 tane Kürtçe tercümana başvurduklarını, ancak 8 tercümanın da bu yazıyı Kürtçeye çevirmek istemediğini" söylediler...
*
Allah Allah!
Niye birader?
"Yazının içeriğini uygun bulmamışlar!"
*
(Bu arkadaşlar "yeminli" tercüman ama, yeminleri bi acayip... içeriğini beğenirlerse, tercüme ediyorlar, beğenmiyorlarsa, etmiyorlar... Sanırsın, tercüman değil,
kendi dilini konuşan bir güruha kimsenin bir şey dediği yok, ama kürtçe konuşucam diye de anayasayı değiştirip ikinci bir dil olarak bize nüfus ettirmeye çalışmak çok saçma. bu arada kimsenin de böyle bir alerji duyduğunu sanmıyor sırf belli bir zümnreye yalaklanmak için belli partilerin götünden uydurduğu dil. yazılı bir tane kanıtı yok. dağdakiler kendi aralarında 1902839123789312 farklı şiveyle konuşuyorlar bunada dil diyorlar. o zaman hayvanlarında bir dili var, biri vikvik ötüyor biri böğürüyor.
otobüste, dolmuşta, üniversitede, alışveriş merkezinde, metroda yani herhangi bir toplu taşıma aracında anlamadığınız bir dilin konuşulmasının yaşattığı alerji, özellikle kürtçe alerjisi olanlar olaya daha milliyetçi yaklaşanlar oluyorlar, ben arapçayada ayar oluyorum yada fransız bir adamın sağ sola bakarak nara atmasınada. amfideki herkesin kürtçe konuşması veya bir köyde herkesin kürtçe konuştuğu biryerde birinin türkçe konuşmasının sebep olduğu alerjiyide bir çoğu biliyor olmalı tabi aynı ortamdakiler türkçeyi bilmeyenlerden meydana geliyorsa etki üç beş misli artıyor. öyle bol keseden atmaya gerek yok, biraz sağduyu problemi çözebilir, karşılıklı atarlaşmayada gerek yok. *
düzeltme: bu başlığı kürtçe açmayı dene mesela şuan problemleri niye türkçe dile getirdiğini anlamaya çalış mesela.
bir kürt olarak, türkçe'nin daha anlaşılır ve şu an kürtler için de en uygun dil olduğunu düşünmekteyim. insanlar şimdi bir dil ile okuyup yazarken neden yeni bir dil empoze etme çabası var anlamıyorum. yalan mı? değil... kürtçe konuşmayı savunan insanların büyük bir bölümü türkçeyi çok daha rahat okuyup yazıyor.
yanında başka bir dil konuşana hayran hayran bakıpda kürtçe konuşan birinin de farklı bir dil konuştuğunu anlamayıp vatan haini gibi bön bön bakan şahsiyet.
o dili konuşurken kendini şirin görünüyor zannedip bir de başlık sıçan şahsiyete duyduğum ruh ve beden tepkisi. Faşizm karşısında dik durmaya çalışırken sırtımdan vurulduğum an bu andır.
kürtçe alerjisinden öte akp'lilerin, cemaatçilerin kürtçe yalaklığı, kürtçe propaganda yapma istekleri epey ilginçtir. **
ayrıca türkiye cumhuriyet'idir burası ki tek dil, tek bayrak, tek millet ibaresi vardır.
gerçi bu ibareler bir çok akp'liye batıyor ama yapacak birşey yok.
o yüzden kürtçe diye ağlayıp, bunu terör propagandası yapmaya yeltenenek kadar kuduran, kürtçe diye diye tek dili baltalamak isteyecek kadar ve yine bunlardan yola çıkarak tek millet ve tek devlet ibarelerini yok etmek isteyecek kadar kuduran hainler olduğu sürece ve resmi dil türkçe + kürtçe olsun diyen sözde kürdistan yalakları olduğu sürece dimdik olarak kürtçe alerjisi devam edecektir.