netice itibariyle bakıldığında pkk'nın ortaya çıktığı günlere oranla elde edilen haklar ve özgürlükler ilerleme olarak görülebilir fakat bu da sadece bir illüzyondan ibarettir.
çünkü pkk ve kürtler bu hakları elde ederken "türk halkını" kendilerine düşman ettiler. bugün rize'de trabzon'da çorum'da elde ettiğin özgürlükleri, atıyorum kürtçe kursunu gönül rahatlığıyla açabiliyor musun? açmaya kalksan dahi iki günde talan ediliyor değil mi? bu neyin özgürlüğüdür peki? demek ki bir şeyleri elde ederken başka şeyleri kaybetmişsin.
yıllarca hükümetler ile kirli oyunlar oynayıp, "senin devletin" minvalinde yıkımlara gitmeselerdi belki de onların hakları için bugün el ele direniyor, o beğenmediğiniz hükümetlere sizin için muhalefet ediyor olurduk. ama siz bunu elinizin tersiyle ittiniz, belki de itmek zorunda kaldınız. çünkü size "pkk" dışında kucak açan kimse olmadı.
ama bugün ne halk 30 yıl önceki halk ne de zemin 30 yıl önceki zemin. önümüz açık, kaçakçılık ve uyuşturu ticareti ile beslenen bir örgütün, kendi askerine kurşun sıkmayı tartışan bir hükümet ile pazarlığından medet ummak miskinlik ve salaklıktır. yahut hükümetin hatalarından dolayı sokaklara dökülüp senin, benim paramla alınan kamu mallarına sanki "bu devlet benim değil ve işte sana zarar veriyorum" der gibi yağmalamak ateşe vermek bu insanları daha fazla ayrıştırmaktan ve nefret aşılamaktan başka bir şey kazandırmaz bize.
kürtler bir an önce karar vermeli ayrılık mı birlikte yaşamak mı?
eğer birlikte yaşamak ise ne "senin devletin" diyen partiye ne de "pkk" gibi bir örgüte sırtlarını dayamamalı ve yaptıkları siyaseti artık yıkıcı değil de yapıcı şeyler için kullanmalı, kullanacak insanları seçmeliler.
