kim ve ne şekilde gasp edilmiş diye soruların silsilesi kesilmez velhasıl ardı arkası kifayetsiz bir iddia gibi düşünülebilir ama öyle tabiki zira tarihi gerçekler ortada ve bunların neticesi günübirlik hayatta karşımıza çıkmakta.
gasp edilen haklar bir insanın hayatını idame edebilmek için ihtiyaç duyduğu hakların bütünüdür ve vazgeçilmesi imkansız derecede ehemniyet teşkil etmektedir. milliyetçi, ulusalcı ve fettoşçu kesimin dediği gibi bu haklar insan öldürmek, terör estirmek, molotof hakkı, bölünüp çoğalma hakkı değil, insani yaşam haklarıdır bunlar.
-anadilde eğitim hakkı
-anayasal kimlik hakkı
-siyasi ve ekonomik serbestiye
-kültürel hakların bütünü
-eşit yurttaşlık
-din ve vicdan özgürlüğü
-bölgeler arası adalet ve hakkaniyet
-yerel yönetimlerin güçlendirilmesi
-adem i merkeziyetçilik
gibi bir insanın kendini özgür ve huzurlu hissedebileceği haklardır ve unutulmasın ki bu haklar evrensel hukuk normları ve insan hak ve hürriyetlerinin temel taşlarıdır ki türkiye insan hakları evrensel bildirgesini imzalamış bir ülke olarak bu haklara riayet etmekle yükümlü ve mükelleftir.
bu ülke de cumhurbaşkanlığı makamına bile erişebilen bi milletin hangi hakkı elinden alınmışta hakları geriverilecek.
bu hakkı talep edenler önce yedikleri kaba pislememesini öğrensinler. yediği ekmeği içtiği suyu ona sağlayan bu ülkeye riyakarlık etmesinler vefasızlık etmesinler. ülkenin birliğini bütünlüğünü bozacak eylemlerden kaçınsınlar. önce bi desinler bakalım türkiye cumhuriyeti edirnede karsa hakkaride izmire bölünmez bir bütündür bizde bu ülkenin birer bireyleriyiz desinler önce.
ama yok. sanki onlara bu topraklar vaad edilmiş gibi, sanki yaşama hakları ellerinden alınıyormuş gibi, dinini özgürce yaşayamıyormuş gibi, siyasi ve ekonomik kısıtlamalara maruz kalıyorlarmış gibi, sanki kendi dillerini kendi aralarında konuşamıyorlarmış gibi gibi kalkıp gasp edildiğini idda ettikleri haklarını geri istiyorlar.
şu anda mağdur durumda olan taraf türk halkı olduğundan, söz konusu olamayacak bir alış veriş sistemidir. açılımın bahanesidir.
(bkz: türklerin gasp edilen haklarını geri almak)
ne gaspı ya. sanki bu ülkede herkesin hakkı tam bir kürtlerin eksik. düşünce özgürlüğü yok diyoruz, türk köylüleri sefalet içinde diyoruz, isteyen istediği kıyefetle üniversitelerde okuyamıyor diyoruz... ama bunları diyenler hiçbir şekilde dağa çıkıp askerlerimize kurşun sıkmıyor. türkiye cumhuriyeti içide yaşayıp özerklik isteyecekler haa!!! beğenmeyen gitsin bu ülkeden. kuzey ırak onları bekliyor. bu ülke türklerin böyle biline.
ülkede toplanan 10x birim verginin 9 unun batıdan(eğlence, fabrika, sanayi gibi sektorlerin daha fazla olmasından dolayı) 1 ini doğudan toplayıp(ki burda asalaklıktan bahsediyoruz) bunun 9 unu doğuya 1 ini batıya harcayan ülkenin başbakanı bile açılım yaparak kürtlere dötünü açtığı halde hala ne haktan bahsedildiği anlaşılmamıştır. çocuklarınız show tv de ali kırca karşısına geçip benim abim babam ablam dağda diyecek kadar rahatken, 40 arkadaşınız davul zurnayla yanınıza gelmişken, 1993 ten beri bu ülke sizden olmayanların vergisini, hakkını size harcıyorken hala ne hakkından bahsediyorsunuz.
yalıncı keseri gibi hep kendine yontan zihniyetin insan hakları evrensel beyannamesini bile yeri gelince nasıl kalkan olarak olarak kullanıp, milet bilincinden farklı şekilde belirli bir sınıfa ayrıcalık istediğinin açık kanıtı olan başlıktır.
evet yukarıda sayılan haklar insan hakları evrensel beyannamesi ile tüm insanlara tanınmış hukuki yetkilerdir; ancak bunun yanı sıra nedense 29. md.nin 2. fk. sı dikkate alınmamaktadır. ne demiş efendim bu madde bakalım:
--spoiler--
Herkes haklarını kullanırken ve özgürlüklerinden yararlanırken, başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağlanması ve demokratik bir toplumda genel ahlak ve kamu düzeniyle genel refahın gereklerinin karşılanması amacıyla yalnız yasayla belirlenmiş sınırlamalara bağlı olur.
--spoiler--
şimdi bu merkezde bahsedilen yasayla sınırlanmış ve yine yeri gelince hukukun evrensel ilkelerinden bahseden; ancak kendi bu ilkelere uymaktan imtina eden zihniyetin en önce bilmesi gereken ve medeni kanunumuzun ikinci maddesinde vücut bulan "dürüstlük kuralı" * bu bağlamda bakalım ne diyor:
--spoiler--
Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
--spoiler--
şimdi; hak gaspına uğradığını iddia eden zihniyet öncelikle ve asgari seviyede yasayla belirlenmiş dürüstlük kurallarına nekadar riayet ettiğini kendine sorsun. ondan sonra hukuktan, hukukun genel ilkelerinden, insan haklarından bahsetsin.
yasayı da bildirgeyi de bir kenara koyun insanın sadace insan olmaktan kaynaklanan yaşama hakkını töre cinayeti, kan davası vs. gibi tanımlarla ihlal eden zihniyet nekadar insan haklarına saygılıdır kendine bir sorsun.
vergi vermeyen, fatura ödemeyen, bakamayacağı sayıda çocuk yapıp sevgiden, saygıdan, eğitimden, ilgiden yoksun olarak akıbeti belli olmayan bir nesle imza atıp; gaspçı, tinerci, terörst, çeteci olmasına sebep olan kişiler öncelikle bu hakları talep ederken bir düşünsün.
sanki bu coğrafyada yaşayan ve farklı bir dil kullanan bir tek kendileriymiş gibi ana dil diye tutturup da açılan kürtçe kurslarına dahi katılmayan ve siz vatandaşsınız azınlık değil denmesine rağmen ayrıcalık isteyen zihniyet dürüstlüğünü bir sorgulasın.
vatandaşlık bağıyla bu ülkeye bağlı olmak istemeyip de anayasal kimlik hakkı diye tutturan zihniyet dürsütlüğünü bir ortaya koysun.
başbakanlar çıkaran, ekonomik olarak işadamı yahut sanatçı bağlamında her gün tv.lerde fink atan soydaşları olmasına rağmen siyasi ve ekonomik serbestiye diyerek artık miğde bulandıran zihniyet dönsün kendine bir baksın.
kültürel hakların bütünü ile kastedilen ayrı bir kültür ise ve bu coğrafyada yaşayan kültürden farklı ise tanınmayan bu haklar nelerdir açıklansın bizde bilelim.
herkes için varolması gereken din ve vicdan özgürlüğü sanki münhasıran kürtler için sınırlama altındaymış gibi belirli bir zümre için çığırtkanlık yapan çarpık zihniyet bir kez olsun acaba desin.
bölgeler arası adalet ve hakkaniyet diyen yüzsüz zihniyet ise allah için artvin'in, rize'nin, tokat'ın kastamonu'nun yada anadolunun kendince daha iyi bildiği bölgelerinin köylerine bir baksın. yolunu kendi yapan, suyunu kendi çeken, okulunu kendi diken, ekmeğini taştan çıkaran insanları bir görsün ve utansın.
yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve adem i merkeziyetçilik diyerek aslında federatif ve ayrıcalıklı bir yönetim isteyen uyanıklar ise bu adamları biz kendimiz kadar kadar salak sandık ama acaba yanıldık mı lan diye herkese sorsun.
-anadilde eğitim hakkı ( anadilde eğitim kurslarla verilebiliyor isteyen alabilir.)
-anayasal kimlik hakkı ( isteyen de ne olduğunu tam olarak bilmiyordur.)
-siyasi ve ekonomik serbestiye ( kimsenin ticaret ve siyaset yapmasına engel var mı)
-kültürel hakların bütünü ( kültürel haklar her topluluk için var türkiye'de)
-eşit yurttaşlık ( eşit olmadığı iddia edilebilir mi)
-din ve vicdan özgürlüğü ( din ve vicdan özgürlüğü açısından sıkıntı mı var allah aşkına)
-bölgeler arası adalet ve hakkaniyet ( öğretmen , mühendis gönderiliyor öldürülüyor nasıl kalkınsın bölge)
-yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ( her şehir için aynı şey isteniyor.)
-adem i merkeziyetçilik ( bunu hangi devlet kabul eder.)
TÜRKiYE'NiN VATANDAŞı OLMAK HAKKıNı" bir kenara itip, etnik köken üzerinden ırkçılık yapan ve tercih eden; terör ve pkk yanlısı kişiliklerin yalanlarıdır...
bu ülkenin vatandaşı olmayı sindirememek ÖZELEŞTiRi yapmamak, nedensiz aşağılık kompleksi yaşayan kişiliklerin yalanlarıdır...
başına taş düşse ülkeyi ve diğer insanları suçlamak... herşeyi devletten beklemek... asimile edildiği yalanını söyleyip, 21. yüzyıl Türkiyesi'nde tek kelime Türkçe bilmeyen milyonlarca insan... emperyalist devletlerin sahte bir mazi yapıştırması neticesinde Anadolu'da hiçbir zaman varolmayan, sözde gasp edilmiş hayali bir anavatanı olduğu yalanını yayan kişiliklerin yalanıdır...
ülkeye hiçbir şey vermeden, kaba kuvvet ve vandalizmle, terör ile toprak gasp etmeye çalışma ahlaksızlığı içinde olan diyaloğu ve insani ilişkileri es geçip, yakıp yıkarak bu ülkeyi bölmeye çalışmak ! düşüncesi içinde olanların yalanlarıdır...
Avrupa'ya gidip Türkiye Cumhuriyeti ve onun ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında her türlü asılsız yalanları söyleyen, " bana işkence yaptılar, baskı yaptılar, dilimizi konuşamıyoruz, fırsat eşitliği yok " gibi mesnetsiz yalanları söyleyerek siyasi mülteci statüsüyle o Avrupa ülkelerine kapağı atan, bir parazit gibi yaşayıp oralarda da suç işleyen Avrupa'da Türkiye'yi şikayet etmek sözkonusu olunca " ben Kürdüm " diyen, ama cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği ile Avrupa ülkelerinden herhangi birinde suçüstü yakalandığında " ben Türk'üm " demek üçkağıtçılığını bilenlerin yalanlarıdır...
çapulcu terör örgütüne her türlü desteği verip, demokrasi ve insan haklarından bahseden,ve bu yalanları söyleyip ülkeyi enayi yerine aptal yerine koymaya çalışan terbiyesiz ve alçak insanların yalanıdır...
Eğitim diyip; öğretmen öldüren; terör örgütünün katillerini ve elebaşını lider, siyasi irade kabul edenlerin yalanıdır...
Dilimizi konuşamıyoruz diyip bugüne kadar Türkiye'nin çeşitli kentlerinde açılmış " Kürtçe Kursları " sözde dil öğrenmeye susamış kişilerin ilgisizliği sonucunda neden kapandı ?
Siyasi platformda temsil hakkı diyip; siyaseti etnik ırkçılığa ve bölücülüğe dayalı söylemler, eylemler ve politikalar üzerine kuranların yalanıdır.
sokaktaki vatandaşlara saldıran, molotof kokteyli atan, otobüs yakan, polise ve sade vatandaşlara, kadınlara, ufacık çocuklara " kaldırım taşları " atıp kafalarını yaran köhne düşüncenin, barbar anlayışın insanlarıdır...
Bugüne kadar hangi " Kürt kökenli " Türk vatandaşına; hop ! sen Kürtsün şu şehre giremezsin, şu işi yapamazsın, şu mesleği icra edemezsin denmiş veya denmekte ? Bu ülkenin en çok para kazanan insanları çoğunlukla Kürt kökenli şarkıcılar, eğlence yeri sahipleri, işadamları, ticaret erbabı, turistik otel sahipleri, eğlence dünyasında, tv'de, gazinolarda iş yapan isimler (ibrahim Tatlıses, Özcan Deniz, Ceylan, Yılmaz Erdoğan vs.) değil mi ? Hani ne oldu " fırsat eşitsizliği yalanınıza ? " işin doğrusu, bu düşünce içinde olan insanların, bu ülkeyi terör ile, vurarak, kırarak bölmek ! Bir oldu bitti yaratarak bu güzelim memleketi parçalamaktır. Bu kadar basit. Şu çıplak gerçeği artık ilkokula giden küçücük çocuklar bile anlayabilmektedirler.
" KÜRT " kökenli vatandaşlarımız, eğer bunca kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olan bu BÖLÜCÜ ıRKÇı TERÖRiSTLERi hala destekliyorlarsa, KUSURU DEVLETTE DEĞiL, KENDiLERiNDE ARAMALıDıRLAR ! Meydanlarda eller hep zafer işareti, ellerde 30 bin insanımızın katili kanlı terör örgütü PKK'nın afişleri, terörist başı Apo'nun posterleri, yakarız-yıkarız tehditleri ve herkesin malumu ülkemizdeki büyük kentlerde meydana gelen şu terör olayları...
Çocuğunu terör örgütünün militan olarak kullanmasına müsade ediyorsan, bu kaos ve terör yöntemlerinden medet umuyorsan ve bu yolla bu ülkeyi böleriz, sözde ülkemizi de kurarız diye düşünüyorsan, canın yandığında veya meydanlara saldığın, yak-yık-kır-dök evladım dediğin çocuğunu kendi ellerinle ateşe attığında da bunu devlete fatura edemezsin !
Demokrasiden bahsedip, teröre yol açmak? insan öldürüp hak talep etmek? Bu ne yaman çelişki..!
Hak isteyen, hukuk isteyen önce bu ülkenin bütünlüğüne, bu ülkenin insanlarına, toplum kurallarına SAYGI gösterecek. Ülkesine katkıda bulunacak. iNSAN gibi davranacak, yakmayacak, yıkmayacak !
Kısacası; TERÖRiST ile arasındaki farkı yine bizzat KENDiSi ortaya koyacak. Bu ülkenin güzel insanlarını kendisine inandıracak !
Kürt toplumu yüzyıllardır kendisini sömüren, geri bıraktıran, kulun kula kulluk ettiği " FEODAL DÜZEN " denen ilkel sistemden ne zaman vazgeçecek ? Ne zaman HANIM FERTLERiNE gereken " ÖZGÜRLÜĞÜ " teslim edecek ? Ve neden ülkede en yüksek kadın intiharları Batman'da ? Neden aile içi şiddet sorununda ve TÖRE CiNAYETi denen illette ekseriyetle Kürt kökenli insanların yaşadığı iller başı çekmekte ? Büyük şehirlerde kapkaç ve bu tür illegal suçları işleyip, elde edilen yasadışı geliri Terör örgütüne aktarma suçu neden hep Kürt kökenli çocuk ve gençlerde görülmekte? Neden, neden, neden ?
Kürdüm diyen bu denli kötü niyetli kişilikler, acaba bu KUSURLARıNıZı hallettiniz mi ki, devleti ve devletin insanlarını pervasızca eleştiriyorsunuz ? Size yer, yaşam hakkı, hak-hukuk vermekten başka ne yapmış bu ülke ?
Güzel bir atasözü vardır. " GÖZÜNDEKi ÇÖPÜ GÖRMEZ, ELALEME ŞAŞı DER ! "
Bu özlü söz ülkemizin içine düşürülmeye çalışıldığı " Kürt fesadını " ne de güzel anlatıyor değil mi ? art niyetli olanları ne güzel anlatıyor değil mi ! ! ?
kısacası gasp edilen hak değil; gasp edilmeye çalışılan toprakların şirret ve çirkef tutumlar içinde ancak; boşuna çırpınışlarıdır....
kürtlerin gasp ettiklerini geri vermelerine müteakip hayhay denecek veriştir. zira kürtler; bu memleketin geleceğini kurdukları terör örgütüyle mücadele için harcanan paralar vesilesiyle epey gasp etmiştir.
an itibariyle doğudaki çocukları okutan 30 dan fazla vakıf, dernek vs. vardır. hepsi türklerin kurduğu derneklerdir. kürtler bu memlekette ne işe yarıyor? işte aranması gereken cevap budur.
10 trilyonluk düğün yapanlar, düğünde bilmem kaç bin liralık havaya kurşun sıkanlar şu zamana kadar kaç okul, kaç yol, kaç hastahane, kaç sağlık ocağı yaptırmıştır?
kürtlerin hiç bir hakkı gasp edilmemiştir. kürtlerin tanrısallaştırdığı ağalar, feodal düzende ağızlarına sıçmaktadır. ve maraba doğmuş, maraba ölecek olanlar hala daha o ağalar "öl" dediğinde ölebilmektedir.
açık, seçik ve net olarak ifade ediyorum ki; hiç bir şey hak etmiyorsunuz. şimdiye kadar yapılanlar dahi sizin için çok çok fazladır.
Bir insanın en büyük hakkı hiç kuşkusuz, yaşama hakkıdır. Sırf haklarımızı bize vermiyorlar diyerek insanları öldüren bir zihniyetin haktan hukuktan bahsetmesi çok enteresandır. En temel hakka dahi saygın olmayacak, ama herşeyi hakettiğini düşüneceksin. Terör yoluyla hak aranıyorsa, bundan sonrasında da hakkımız yendi diye dolaşmayanız ortalıklarda. Çünkü bu yolla hiçbir zaman hakkınız size teslim edilemez. Ancak nefret ve kin tohumları ekersiniz, kardeşi kardeşe kırdırırsınız.
-anadilde eğitim hakkı : Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde yaşamaktayız. Bu nedenle dev bir devlet sınırlarından bahsediyoruz ki bu da tek dil düzenini getirir. Bütün etnik kökenlerin kendi dilleri vardır, bu dünyada bir tane kürtçe dili yok, lazcasıda var en basitinden. Bir ülke içinde yaşayan bütün küçük dillere eğitim hakkı verecek diye bir şey yoktur. Anadilde eğitim hakkı diye bir hak yoktur.
-anayasal kimlik hakkı : Tek bir devlet olduğunu kavrayamıyorsunuz galiba. Tek devletin tek bir anayasal düzeni olur. artık bunu bilmeyecek cehaletteyseniz lütfen kendi evinizde sadece açın bir defter ona yazın. istediğiniz bu hak devlet kuracağız toprak verinse sıkar biraz.
-siyasi ve ekonomik serbestiye : bu ülkedeki otobüs firmalarının, şirketlerin çoğu kürtlerin en basitinden. türkiye'de serbest ekonomi var zaten. kimsenin kimliğine bakılmıyor. ha serbest ekonomiden kastınız eroinleri serbest serbest geçirmek ise sıkar o biraz.
-kültürel hakların bütünü : kültürü yaşatmak o bölgede yaşayan kişilerin başarması gereken şeylerdir. devlet sizin kültürünüzü yaşatmak zorunda değil. sen kendi kültürüne sahip çıkıp, onu öğretip devam ettirmek istiyorsan ona göre tedbirini alacaksın. kültürel hak olarak töre cinayetleri serbest olsun diyorsanız o da sıkar gülüm biraz.
-eşit yurttaşlık : dünden bugüne bu ülkenin askerini öldürenlere destek verdiğiniz halde bu ülkenin hiçbir yerinde size ikinci sınıf muamele yapılmıyorsa bunun nedeni türk halkının size bırak eşitliği, fazladan hak vermesidir.
-din ve vicdan özgürlüğü : kürtler müslüman değil mi? bu ülkede bırak zaten hepimizin müslüman olmasını, her dinden insan rahat rahat yaşıyor.
-yerel yönetimlerin güçlendirilmesi : pkk'ya yardım eden belediye başkanlarına biraz daha para gönderilip molotof yapılması hakkı mı bu?
-adem i merkeziyetçilik : ne yazdığını kendin biliyon mu acaba. çok merak ettim. *
yok öyle bir hak ki, gasp edilsin.
ama asıl olan;
kürtler, insanların yaşama hakkına gasp ediyorlar. insan kötü niyetli olmaya görsün. her türlü bahaneyi bulur.
öyleyse bütün etnik gruplar, bulundukları bölgede özerklik istesinler. var mı böyle birşey?
nerede kaldı öyleyse devletin bütünlüğü, bölünmezliği, üniter yapısı.
kürtlerin dertleri üzüm yemek değil zaten, bağcıyı dövmek. en başta, bölgede eğitimi engellemek. maksat halk bilinçlenmesin.
bu terör eylemlerini otuz sene önce başlatmasalardı, şimdiye kadar çoktan, bir şekilde sanayi kurulurdu oralara. terörden, bırakın devleti işadamları yaklaşamıyorlar ki bölgeye. ya dozerlerini yakacaklar, ya adamlarını öldürecekler. amele bile bulamayacak orada çalıştırtmaya.
diyeceksiniz, madem otuz sene öncesine kadar neden girişimde bulunulmadı?
Otuz sene öncesine kadar türkiye' nin hiçbir yerinde doğru dürüst girişim yoktu. türkiye yeni yeni yapılanmaya, sanayileşmeye başladı.
şu anda bu hakların gasp edilmediği,gayet özgür ve resmi bir kürdistan zaten mevcuttur. (bkz: kuzey ırak) türkiye cumhuriyeti devleti'nin hatası ise,o bölgede zamanında saddam zulmünden kaçan kürt kardeşlerine kucağını açması ve cumhuriyet tarihinin en masraflı projelerini o bölgeye aktarmasıdır (bkz: gap)
dileyen o özgür coğrafyaya gidip gaspsız olarak haklarını kullanabilir.