keskin bir kılıcı bölmeye çalışıyorlar.
anlayamadıkları, kılıca her saldırdıklarında biraz daha bölündükleri, biraz daha zayıfladıkları.
kılıç, dışarıdan göründüğü kadar zayıf değil anlayacağınız.
kılıcında, bildiği, çok iyi bildiği şeyler var;
karşındaki kılıç yerine konmaya layık değilse, öylece dur, bırak o sana gelsin ve parçalansın.
bu milletin kılıç gibi iradesine, hainler boyun eğmeye mahkumdurlar.
yeter ki, kılıçlığımızı bilelim.
dimdik durmaya, kesmeye ve inanmaya devam edelim.
kürt siyasetçilerin türkiye den ayrılma, bölünme fikri değişmemiş sadece şekil değiştirmiştir.
önceden direk olarak bağımsız kürdistan söylemlerini dile getirirken bugün bölgesel özerklikten bahsediyorlar. bunun en açık örneğini geçtiğimiz aylarda osman baydemir "belediye binamızın önünde ay yıldızlı bayrağımızın yanında, sarı-kırmızı-yeşil bayrak dalgalansa ne olur" diyerek beyan etmiştir. zatın beyanı
bu aslında değişen kürt siyasetinin ayak oyunundan başka bir şey değildir. önce bölgesel özerklik ardından tam bağımsızlık. amaçları uğruna her yolu denemektedirler.
ayrıca bölücülük diye bir şey yoktur. çünkü bölünecek bir şey yoktur.
bu iki halk yüce atanız atatürk'ün verdiği sözü tutmaması *, kürtçe köy isimlerinin değiştirilmesi, darbelerde kürt halkına yapılan işkenceler, kürtleri dağ türkleri ilan etmek şimdi de ayrılmak istedikleri için şerefsiz ilan etmekle çoktan ayrılmıştır.
bir de herkese eşit davranılıyor ayaklarına yatanlar var onları hiç saymıyorum. sırf kürtler gelişmesin diye doğuyu geliştirmediniz. neyi eşit bu iki halkın?
şimdi kim karşıma çıkıp haksızsın diyebilir?
zoruna giden varsa eksileyebilir, umurumda değil.