istisnaları bir kenara atarsak,* hukuken cinayettir. hukuk okuyan arkadaşlar düzeltsin beni, fakat rahimdeki cenin bile hak ehliyetine sahiptir. sanırım bu ceninin de yaşama hakkı vardır ve siz bunu elinden alıyorsunuz. hukuk okuyan arkadaşların affına sığınırım.
Kürtajın cinayet olmaktan çıkması ve sadece çok gerekli durumlarda yapılabilmesi için,toplumun aile planlaması konusunda bilinçlenmesi,yaygınlaştırılması gereklidir.Devlet vatandaşını aile planlaması konusunda bilgilendirmeli ve ücretsiz kontrol yöntemleri sunarak desteklemelidir.
hukuk kuralları şu an cinayet diyor bile olsa değişmesi gerekiyor demektir.
örnek: aramızdan herhangi bir sözlük yazarının annesi bir gün eve yürürken tecavüze uğradı ve hamile kaldı. bu kadın devlet asayişi sağlayamadı, güvenliğini garanti altına alamadı diye istemediği bir çocuğa kuluçka makinesi görevi mi görmek zorunda? kadının seçme şansı nerde, yanlış bir şey yapmadan sadece eve yürüdüğü için çocuk mu dünyaya getirmek zorunda? neden? çünkü yasalar öyle emrediyor. hiç bir güç bu konumda o kadının yerine karar verme hakkına sahip olmamalı.
kürtajı cinayet olarak gören hangi sözlük yazarı doğacak bu çocuğu kardeş olarak bağrına basar? yok bağrına basmayacaksın, o çocuk neden istenmediği bir dünyaya gelmek zorunda?
kimse değer yargılarını herkese uygulatmak adına bir başkasının hayatını mahvetme hakkına sahip değil. isterse bütün dünya kürtajı cinayet olarak kabul etsin bu gerçek değişmeyecektir.
Bu olay hastanelerde zaten kontrol altında fakat özel muayenehanelerde kaç aylık ceninlere kürtaj yapıldığı maalesef denetimsiz.bu doktorun ve kürtajı yaptıranın vicdanına kalıyor sadece...
çocuk doğurmayı hiç düşünmedim, düşünmeyeceğim de ama kürtajın bir cinayet olduğunu söyleyebilirim. bir çiçeği bile canlı addeden insan bir embriyoyu öldürme cesaretini nasıl ve nereden alabilir? bencilce bir katl.
kürtaj doğru mudur, yanlış mıdır tarşılabilir. çok şık bişey olmadığı ortadadır. zaten kadınlar da güle oynaya yaptırmıyorlar bu işi. ama sen koskoca başbakansın be adam, sana ne mınakoyim? her işin bitti de bu mu kaldı?
etik bir deger din denen ahlaksızlık maskesi kıstasında analiz edilmeye devam edilecekse bir cozume ulasılamayacak sorudur..
kişisel kanaatime gelince kelime anlamı geregi cinayet olmakla birlikte hayata geldikleri durumda omur boyu psikolojik siddet görecek bireyler icin secilmemis; ki secebilen bir irade henuz olusmamıstır, bir cozum, bir kurtulus araci olarak da gorulebilir..
allah'ın verdigi can; allah ın verdigi rızk; allah ın dagittigı adalet; cennet/cehennem secme ve yerlestirme sınavigibi zırvalari bir kenara bırakalım da, köle yanımızı degil de insan yanımızı konusturalım..
siz hic secim sansınız olmadan da olsa sürdürmek istemediginiz bir hayati devam ettirme zorunlulugu ihtimalini düsündünüz mü?
gündemi tek adamın belirlediği bir ülkede tartışılması yanlış olan sorunsaldır. bu konu yasalarla zaten düzenlenmiştir. yasayı değiştirmek zaten elinde olan bir yetki iken, bu konu neden birdenbire bir toplantıda açılmıştır diye kendinize soracak olursanız, yapay gündem oluşturma amaçlı ve samimiyetten uzak, hırçın ve dikte edici olduğunu görürsünüz.
bu konu bu şartlarda asla tartışılamaz. zaten böyle bir sorundan söz eden bile yokken, başbakan veya danışmanları istedi diye bu yapay ve gelip geçici konu tartışılacak değildir.
değildir. aldırın gitsin. ortalıkta it sürüsü gibi aç, işsiz insan var. bilinçsiz anne babaların sonucunda rezil bir hayat çekeceklerine aldırın gitsin.
Cinayet olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Yıllardır tartışılıyor ve tartışılacak da.
Burada sıkıntılı olan durum, kendi dinini referans alıp, ona uygun yasa çıkarma isteğidir. Herkesin inacı kendine! Bu konunun dinler üstü daha evrensel bir bazda tartışılması gerekir. "Sen doğur Allah rızkını verir" gibi sözler bu daha evrensel olan bazda anlamsızdır. Üstelik herkesin rızkının ilahi bir gücle verilmediğini anlamak için biraz gözlem yeterlidir. Yetersiz beslenmeden, fakirlikten kaynaklanan hastalıklardan ve kışın soğuktan donarak ölen sayıssız bebekleri düşünelim. Herkesin rızkı verilmediği tartışılmaz bir olgudur.
Şu an kabul gören hukuka göre; bir insanı öldürmek cinayettir ama bir canlıyı öldürmek cinayet değildir. Peki cenin ne zaman insan olarak sayılabilir?
Onun ileride insan olacağı düşünülüp, ilk günden gelişimine müdahale edilmesi cinayet olarak görülebilir. Bu durumda cinsel ilişkide korunmak bile cinayete girer. Demek ki, ileride insan olacağı düşüncesi kürtajın cinayet olarak görülebilmesi için geçerli bir neden olamaz.
Kalbinin atması cenini ancak bir canlı yapar, onun insan olarak görülmesi için yeterli değildir.
Ceninin ne zaman insan olarak sayılacağı konunun uzmanları için bile sıkıntılıyken, çok fazla yorum yapmanın anlamı yok. Şu anda genel kabul gören durum 10. haftaya kadar kürtaj yasal bir haktır. Benim fikrim, 10.hafta olur, başka bir hafta olur fark etmez, ama belli bir zamana kadar kürtaj yapma hakkının kesinlikle olması gerekir.
Konuya toplumsal boyutuyla bakarsak; evlilik dışı çocuğun gayri meşru görüldüğü, bu şekilde çocuk yapmış kadının aşağılandığı, sakat olan bireyler için yaşamın kendisi ve ailesi için bir işkenceye dönüştüğü, sağlıklı doğan çocuk için bile geleceğinin güvencede olmadığı, tecavüz olaylarının sık görüldüğü bir toplumda kadına bu çocuğu zorla doğuracaksın demek kendini bilmezliktir. Hele ki erkek egemen bir toplumda bunu söyleyenler erkek olunca, iyice utanmazlığa girer.
Ayrıca hamile bir kadının kendi bedeni üzerindeki özgürlüğünü yok etmek gibi bir durum da var. Kadın belki ömür boyu çocuk yapmak istemiyor, aldığı tüm önlemlere rağmen gebelik gerçekleşmiş olabilir. Kadın, cenin bir kaç haftalıkken, gebeliği sonlandırmak isteyebilir. Kendimi bu kadının yerine koyan bir erkek olarak söylüyorum ki, "gebeliği erkenden fark edip, sonlandırmak benim yaşamsal hakkımdır." Kimse benim bedenim üzerindeki egemenliğimi yok sayıp, benim hayatımı bir çileye dönüştüremez. Birilerinin yaşamını devam ettirmek için nasıl sağlıklı bireyden zorla böbreğini alamıyorsanız, bir kadından da dokuz ay ciddi sıkıntılar çekmesini bekleyemezsiniz.
ama şu çok çiğ geliyor bana oturduğumuz yerden 'ama o çocuğunda yaşama hakkı var' babacım kim yok dedi ki?ama o çocuk için tek mesele dünyaya gelmesi midir?
ya sonrası?
cevap 'yaw sonrası allah kerim' yok ya ne güzel memleket.devlet ben bu işi yasaklıyorum diyorsa tek şartla destek veririm.sokak çocuklarına ve yetimlere daha kapsamlı,hayat kurtarıcı bi ünite yani proje sunsun,oluştursun geleceğe dair
yoksa 'doğursun efendim gerisi beni ilgilendirmez allah rızkını verir nasılsa' mantığı uyuz olunası bi mantık.yok böyle bi şey kabul edemem.
o çocuğun çekeceği hayatı sen burada kendince insaflı bi tutumla klavye başında yada oturduğun çankaya köşkünde belirleyemezsin.somut bi şey yapmadığın sürece..
sonra böyle yasaklamayla falan sonlanmaz aksine daha da büyür bu kürtaj işi.bi kadın o işi yapmayı kafasına koymuşsa yapar.
buna sen devlet eliyle engel olursan çocuğu kurtarayım derken, merdivenaltı yerlerde kesilip biçilmesine,üstüne kadının da hayatının riske girmesine sebeb olursun niyetin ne olursa olsun..
cins bir soru cümlesidir.
öğrenince ne olacak zor durumdaysan aldırmayacak mısın?
hadi ölüyorsun bebek de 7 aylık.
kim diyebilir o yaşasın ben ölürüm? ciddi olalım beyler bayanlar dürüst olalım azcık.
hüseyin üzmez; peygamberim yapıyor bende yaptım sünnettir dediğinde o kız hamile kalmış olsaydı kürtaj olacak mıydı olmayacak mıydı. bunun cevabı tüm tartışmanın cevabıdır.
cevap kız kendisi bilirdi ise evet doğru cevaptır. kız bilir. kadın bilir. başbakan bilmez. onun problemi değil.
zaten aha cambaza bak tadında uludereyi saklayalım çabası bunlar. uluderenin hesabını versin başbakan önce.