kürtaj üzerinden yapılan tartışmaları duyan insan kusmamak için kendini zor tutuyordur.
tabi ki, ahlak denen olgusu salt testis-klitorist olgusundan beslenmiyor ise.
asıl ahlaksızlık; bu duruma neden olan insanlardır.
okulda bir kız çocuğunu tuvalete veya merdiven altı tabir edilen kasaplara çocuğunu parçalatıyor ise sorumlusu anne-baba yanı sıra çevresidir.
evlat sahibi olmak mı,
yetiştirmek mi önemli?
burada ebeveyn sorumluluğunu yok mu sayacağız. yasaklar ile olası kürtajı önleyerek cami kapısı-çöplüğe atılan çocuk sayısına katkıda mı bulunacağız?
maddi olarak ailelerin çocuklarını okutmak-yetiştirmek için giderlerine-sosyal güvencelerine(eğitim-sağlık) iyileştirme-katkı yapmayan idarecileri-sistemleri değil de, kürtaj olan anneyi mi yargılayacağız? ahlak savunucusu olur iken,
çarpık düzen ve insanları bu duruma iten toplum bilimciler-siyasiler ilahlaşır iken, günah keçisi olan kadınlar mı olacak?
doğum kontrol hapları bile sosyal güvenlik kapsamında değil iken, biz neyi tartışıyoruz ve yaşanan insanlık dramlarını siyasallaştırıp ideolojik-teolojik yaklaşımlar ile kendi algımızı sadece testis-klitorist-din-ahlak bazında dillendiriyoruz.
bir yaşamın sonlandırılmasını tartışır iken, dangalakça(ne dediğini bilmeme) cümleler kurup bu durumda(kürtajı savunan) insanları joseph mengele gibi gösterme yaklaşımı ahlaksızlıktır.
"kadınlar bir üreme aracı ise, kürtaj yasak olsun" der isem,
bu tartışmayı çıkaran-dahil olan kişiler içinde, ne demek istediğimi anlayacak kapasitede insan olduğunu sanmıyorum.
din-ahlak ve şimdi de yaşam değerleri üzerinden insanlara yönlendirme yapılıyor. tecavüz sonucu hamile kalan bir kadına kürtajı yasaklama, tecavüzcünün baba olma hakkını koruma-yaptığı eylemi onaylamadır.
peki; tecavüz mağduru kadın, yaşadığı travmayı çocuğuna nasıl yansıtacak? olası riskleri ve çocuğun yaşamında çekeceği eziyeti-toplum tarafından dışlanmışlığı tahmin edebilecek beyinimiz var mı?
ülkemizde, sakat doğum olarak dünyanın neresindeyiz?
kaç milyon sakat insanımız var?
siz hiç evinizde sakat bir öocuk ile kapı dışına çıkmadan oturdunuz mu?
sakat doğum-genetik riskler-anne sağlığı-sosyal yaşam vb konularına girmiyorum.
kürtaj isteyen anne;
çocuğu erkek ise, 30.000 tl ödeme gücü olmadığından davul-zurna ile askere yolladığı çocuğunu tabut içinde ağıtlar ile alma durumunu yaşamak istemeyen anne olabilir.
çocuğu kız ise, sapık bir adamın zorla veya din kullanarak kirletilmesi sonunda adli tıp tarafından "çocuk etkilenmemiş, hatta zevk bile almış" dercesine raporu ve tecavüzcüsü ile evlenmesi durumunu yaşamak istemeyen anne olabilir.
babasının inşaat çadırında yanarak, gölde boğularak ölmesi durumunda hatta; dünyanın en büyük köyünde taşeron olarak temizlik işçisi sıfatında belediyede çalışır iken, sele kapılarak öldüğü gün işten çıkarılması ve ölümünü belgelemek için cesedi bulunmadığı için tazminat da alamaması neticesi böyle bir ortamda yetişen çocuğun topluma faydasını-zararını-çilesini düşünen çaresiz anne olabilir.
istenmeyen gebelik yaşayan, 3 kuruş maaş ile çocuk okutan ve çalışan anne-baba olabilir.
bu kürtaj olayını çok gören-yargılayan insanların başına gelmesi-yaşaması 3 aylarda allah dan niyaz edilir ki, bir musubet bin nasihat kavramı gereği bu arzu edilir.
