pkk sayesinde ortaya çıkmış sorundur. pkk nın doğduğu tarihte doğunun, güneydoğunun vilayetlerinin iç anadolunun, karadenizin vilayetleri ile farkı yoktu. ne zaman eşkiyalar bu halkı kandırdı, ne zaman teror çıktı doğu artık sürgün yeri haline geldi. ne bir öğretmen orada çalışmak istedi, ne bir doktor. ne de bir yatırımcı o topraklara yatırım yaptı. bu kökene sahip insanlar bile büyük kentlerde köşe olurken dönüp bakmadılar çıktıkları topraklara. evet bu memelekette kürt sorunu vardır. ama bu sorun ne kürtlerin ne türklerin sorunudur. bu sorun pkk nın sorunudur. ve pkk sayesinde halka yayılmakta ve de haklarını savunduklarını iddia ettikleri kürtler, hor görülmektedir.
kürtler artık uyanmalı. kürtlerin %20 si devlet tarafından pkk yı önlemek adına zengin edildi. bugün büyük şehirlerin en zengin insanları arasında anılıyorlar. bu insanlar ısrarla kendilerine zarar gelmesin diye terorü finans edip saltanatlarını koruyorlar. geçenlerde bir avrupalı telefon şirketi dünyanın en pahalı cep telefonunu yaptı ve türkiye'ye sattınızmı sorusuna evet 2 tane g.doğulu iş adamı aldı diye cevap verdiler. peki telefona 35 bin dolar veren iş adamları neden size bir iş dahi vermiyor. tem otoyolunun etrafının yarısını parselleyen halis toprak ne yapmış d.bakır için? aziz yıldırımla selamlaşmayı başarmış d.bakırlı var mı? nihat özdemir'i kaç kişi tanır? cüneyt zapsu'nun nereli olduğunu bilen var mı? 12 milyar dolar kaçak akaryakıt tamemen bu topraklarda dönüyor. senin payına düşen ne bu 12 milyar dolardan, hak aradığını iddia eden sayın kürt kardeşim?
başta zaten kulaktan dolma bilgilerle yalan yanlış bir türk tanımı yaparak aşağılık kompleksini tatmin edip, kimi yerde sosyolojiden, kimi yerden antropolojiden dem vurmuş yarı cahil insan kitlesininden bir vatandaşın açtığı başlık. hayır cahil diyemiyorum. çünkü bir şeyler bildiği anlaşılıyor. ama bu çıkarımları mantıktan yoksun bir beyinle birleştirdiğinde sonuçta da böyle içinde büyük yanlışlıklar barındıran bir başlangıca imza atabiliyor.
kendini türk sanan çoğunluk. canım benim. bir kaç hafta önce de yusuf halaçoğlu kendini kürt sanan azınlık diye birşeyden bahsetmişti. nesin sen türk'ün ne olduğu hakkında garip-göbelek, gerçekle ilişkisi olmayan sözde antropolojik çıkarımlarla ne yapmaya çalışıyorsun. halaçoğlu abine mi özendin sen de..
neyse konuyla pek alakası olmayan bir girizgahtan sonra;
her haliyle kürt asıllı vatandaşlarımızın uzun yıllar yok sayılarak bir ayrımcılığa maruz kaldığı muhakkak. ekonomik bağlamda değil ama sosyal haklar ve kendini kimliğiyle ifade etmekte yaşadıkları zorluklar bakımından haklılık paylarının olduğunu düşünüyorum. ama ekonomik zorlukların sadece bir bölgeye ayrımcılık olarak döndüğünü söylemek de merhametsizlik olur. çünkü ekonomik yatırım; ulaşım, lojistik imkanları, gelecek iş potansiyelinin yükünü çekebilecek alt yapı ve işgücü olanaklarına bakar. karadeniz bu konuda ne kadar mağdursa, güneydoğu da o kadar mağdurdur.. yani buradaki sorun tek bir bölgeye ayrımcılık değil, tüm türkiye'yi ilgilendiren yatırım imkanlarının belirli bölgelerdeki yoksunluğun üstesinden gelecek bir potansiyele sahip olmaması. o bölgeden çıkan kürt asıllı işadamları kendi toprağına tüm devlet teşviklerine rağmen yatırım yapmazken buna devletin planlı stratejisi demek hata olur. aynı devlet gap'a milyarlarca dolar niye yatırsın o zaman değil mi ama..
kültürel haklara gelecek olursak bu konuda çok daha serttim. adamlara yıllarca sen aslında yoksun diyen bir zihniyetin ürünüdür şu anda yaşadığımız sorunlar. bu ilk olarak halkın belirli bir kesiminin devletle olan duygusal bağını, aidiyet duygusunu köreltmiştir. bunun nedeni de üniter devletin yapısının çatırdayacağı korkusu. devletin kendi vatandaşından bir bölümünden korkması.. peki bu korku haklı mı..aslında hiç değil efendim. dört yanımız bize düşman olduğunu düşündüğümüz, üzerimizde gizli planları olduğunu varsaydığımız dış güçlerle çevrili değil mi..doğru veya yanlış. ama düşmanının senin zaaf olarak gördüğün zayıf yanının üzerine gideceği zaten belli değil midir. sen kendi vatandaşından korktun, onun kendini ifade edeceği bir kanal veremedin. o da ne yaptı denize düşen yılana sarılır misali kendini onların kollarına attı. aslında belirli özgürlük açılımlarıyla çözebileceğin bir sorun elinde yumak oldu. şimdi çöz çöze bilirsen. lakin o yumağı girişen eller bir tek senin ellerin değil. senin çözdüğünü anında düğümleyen bir çok parmak var. baş edemezsin..
yani ifade etmek istediğim burda doğru olan tavır zaaflarını, korkularını gizlemeye, ötelemeye çalışmak yerine çözüm yollarını bulmaya o açığını kapatmaya çalışmak. yoksa işte görüyorsun senin saklamaya çalıştığını düşman öyle ya da böyle görüyor. onun üstüne gidiyor kendi çıkarına kullanıyor. sen de hala ne olacak bu türkiye'nin hali , terör niye bitmiyor diyerek ellerini dizine, başını da duvarlara vuruyorsun.
kürtler de insandır , onlarında bir beyinleri ve onların içinde kurgulanan düşünceleri vardır.kürtlerde insandır , bunun parçası olarak, duyguları vardır , hizmet bekleme hakları vardır , okuma hakları vardır , dışlandıklarını hissetme hakları vardır , egitimsizlikleri suratlarına vurulduklarında yada bir şekilde hissettirildiklerinde gocunma hakları vardır , çoluk çocuk birbirine hakaret ederken "lan kürtmüsün sen ahe ehi naihaiha" diyorsa oturup akl-i selim şekilde düşünmenin vakti çoktan gelmiştir.
birincil süreçte , asıl olarak kurt diye birşeyin olmadıgını anlamalı bu dogrultuda yorum yapılmalıdır.
"kürtler nasıl yoktur?" , "nasıl olmaz?" , "hergün medyanın kürt kürt kürt diye tekrarladıgı kelime ne o zaman?" , "ama said nursi nedir o zaman hede hödö?" , "sen kimsin ulan kürt yoktur diyorsun?" sorularını cevaplamakla başlayalım.
evet düşüncemde hala ısrarlıyım.kürt dedigimiz ırk , türklerin egitilmemis halidir.kürt = egitilmemis türktür.herseyin bası egitim der gezer bizim siyasetçilerimiz.acaba hangisi güneydoguyla ilgilenmis cok merak ediyorum.yıllardır bi gap projesini bile bitirememislerdir.kürtlerin egitilmeye ihtiyacı vardır.aslında kürtlerin 2^n * şeklinde çoğalmalarının nedeni bile budur , egitimdir.kürtün türkiye'yi sahiplenebilmesi için hizmet aldıgını anlaması ve ilgi alaka gördügünü , deger verildigini hissetmesi lazımdır.güneydoğuya tanrının siktir ettigi daglarda yaşamın ne kadar güç oldugunu , şehirde sıcacık odasında , tv karşısına geçip , elindeki çekirdegi halının üstüne atanların anlamasını beklemek hatadır belkide.
evet arkadaşlar egitimsiz türklerimizle empati yapalım biraz , kendimizi onların yerine koyalım.sürekli pkk ya bok atmaktansa pkk nin tıpkı bir çığ gibi büyümesini saglayan , egitimsiz insan kar tanelerine tek tek bakalım ele alalım..çünkü bu ülkenin eleştirmekten daha fazlasını yapacak insanlara ihtiyaç var.youtube sayfalarındaki pkk videolarının altına "hepimizin anasını avradını.. " kelimeleriyle başlayan cümlelerden gerçekten daha fazlasına ihtiyacı var.
simdi kısa bir süreligine derin empati moduna girelim , olayı ileri boyutlarda düşünebilen arkadaşlar halisunasyon da yapabilir.
şimdi siz hakkari yüksekova'da ki vatandaşsınız.ananız kürt babanız kürt ve dogal olarak sizde kürtsünüz.türklügü ve türkiye cumhuriyeti sınırları içinde yaşadıgınızı köydeki bi kaç hanede bulunan tv lerden görüyorsunuz.eger yaşam standartınız çok yüksekse ve okula gidebiliyorsanız , daha dogrusu egitimin nasıl birşey oldugunu ogrenebilip okumaya başladıysanız "türküm dogruyum çalışkanım." kelimeleriyle başlayan andimiz dan ogreniyorsunuz."ne güzeldir doğru olmak ne güzeldir çalışkan olmak" diyorsunuz.atatürk hakkında anlatılanları duyuyorsunuz bi yandan , göğsünüz kabarıyor , tamam ben türküm diyorsunuz.dunyadan bi haber anneniz babanız "biji apo" diye bagırırken siz bunları ogreniyorsunuz.buraya kadar en iyi tablo ile olayı tasvir etmeye çalıştım -ki dagdaki pkk lıların %95 i okul nedir bilmiyor- okuyanlarda istanbul da broşür dagıtıyor.
yoksukluk içinde yaşıyorsunuz , orası güneydogu nede olsa allahın dagı.hangi siyasi ilgilenir orayla.velhasıl kelam birgün evde otururken kapı calıyor.kapıyı acıyorsunuz karşınızda 2 tane adam size kürtlügün ne kadar asil bir duygu oldugunu anlatıyor , egitimsiz anneniz babanız kafa sallayarak adamı dinliyor.siz çıta gibi genç bi kenarda oturmuş konuşulanları dinliyorsunuz.adamlar size para ve erzak vereceklerini söylüyorlar , lakin bir şart koyuyorlar."davamızda bizle beraber olacaksınız" anne baba "kürt"lüklerini düşünüyor , ogullarına bakıyor , tamam diyor.sizde düşünmeye başlıyorsunuz ;
- bana okulda atatürkün iyi birisi oldugunu öğrettiler
- bana devletçiligi ögrettiler
- bana halkçılıgı öğrettiler
- bana vatanın bölünmez bütünlügünü öğrettiler
- bana türkiyede , türk , kürt , laz , çerkez yoktur dediler , herkese aynı imkan ve hizmet verilir dediler
- bana güneydogununda türkiyenin bir parçası oldugunu öğrettiler
ardı sıra aklınıza şu düşünceler geliyor :
+ yıllardır burada yaşıyoruz bi tane siyasi kapımızı çaldımı
+ yıllardır burada yaşıyoruz köyümüze dogru duzgun bi yol yapıldımı
+ yıllardır burada yaşıyoruz , televizyonlarda istanbul u görüyoruz , tabak kıranları görüyoruz , para dagıtanları görüyoruz , istanbulun büyük ihtişamlı otobanlarını görüyoruz.burada ne var ? hergun paçalarımıza kadar çamura battıgımız bir yol.
+ yıllardır burada yaşıyoruz ne suyumuz ne elektrigimiz var.oysaki şehirli insanlar evde musluk oldugunu söylerler.
sonra bu düşünceleri , eve gelen adamların gözlerinin içine bakarak üst üste koyup muhakeme yapıyorsunuz.adamlar size erzak vereceklerini söylüyorlar , paranızın olacagını söylüyorlar , herşeyden önemlisi sizin aslında "kürt" oldugunuzu söyleyip ırk damarınızı okşuyorlar.aklınıza şehir yaşamı geliyor , mutfaklarda musluk olan evler geliyor , siyasilerin hergun konuşma yaptıkları mitingler geliyor , gep geniş otobanlar geliyor geliyor geliyor geliyor...
işte böyle arkadaşlar.pkk daga iniyor tıpkı bonus toplar gibi kapı kapı gezip adam topluyor.
şimdi ben size soruyorum hanginiz bu şartlar altında daha fazla orada kalırsınız ? yada hangi güç daha fazla sizi orada tutabilir ? karnınız açken ve yokluk içinde yaşıyorken muhteşem türk kanınızmı yoksa vatana olan aşkınızmı?
1. Hangi Kürt kardeşimiz mimar, mühendis olmak istedi de, onlar teknik üniversiteye sokulmadı?
2. Hangi Kürt kardeşimiz ülkenin herhangi bir yerinde mağaza, dükkân, kebapçı açtı da ona izin verilmedi?
3. Hangi Kürt kardeşimiz şarkı-türkü okuyup kaset çıkartıp film yaptı da onun önü kesildi?
4. Hangi Kürt kardeşimiz Akdeniz'de, Ege'de 5 yıldızlı otel-motel yapmak istedi de ona teşvik verilmedi?
5. Hangi Kürt kardeşimiz banka kurmak istedi de ona izin verilmedi?
6. Hangi Kürt kardeşimiz herhangi bir partiden milletvekili adayı oldu da ona seçilme imkânı tanınmadı?
7. Hangi Kürt kardeşimiz turizm-seyahat acenteleri kurdu da ona ruhsat verilmedi?
8. Hangi Kürt kardeşimiz askerliği tercih etti de Ordu'da yükselmesinin önü kesildi
9. Hangi Kürt kardeşimiz geçmişte senato başkanı oldu da ona itiraz eden oldu?
10. Hangi Kürt kardeşimizin bu ülkeye cumhurbaşkanı olmasının önü kesik?
11. Hangi Kürt kardeşimizin Türkiye 1. Ligi'nde futbol oynamasının önünde engel var?
12. Hangi Kürt kardeşimize kredi verilmedi, hangisine doktor bakmadı, hangisine mektep kapısı kapatıldı?
13. Hangi Kürt kardeşimize bu ülkenin istanbul'unun, Ankara'sının, Antalya'sının, Mersin'inin, izmir'inin kapıları kapalı?
14. Hangi Kürt kardeşimize yurtdışına çıkmak istediğinde pasaport verilmiyor? Ama o Kürt kardeşlerin yaşadığı yerlerde, 25 yıldır gelene kurşun sıkıldı, gidene kurşun sıkıldı...
Henüz 3 aylık asker olana da mermi yağdırıldı, terhisine 2 ay kalana da kurşun yağdırıldı... Mayınlı tuzaklar ne kol bıraktı ne bacak! Yüzlerce iş makinesine benzin dökülüp yakıldı, binalar kundaklandı, mektepler öğretmenleriyle bombalandı... Fırsat geldiğinde tek asker de katledildi, 30 asker de kurşuna dizildi... Yine de şehit ve gazi anneleri bağırlarına taş bastılar, kan davası gütmediler. Türkiye’nin hiçbir köyünde kasabasında Kürt kardeşlerimize karşı hasım hane bir tutum ve davranış içine girmediler. Bütün bunlar bir açılım değilse ne? Birileri bize bunun dışındaki açılımın ne olduğunu arı, net, duru, temiz biçimde anlatsa da bilsek! Bilelim... Çünkü Türk vatandaşı zaten bağrını, gönlünü açmamış mı bu ülkede yaşayan herkese?
sorunun kürtler değil, silahlı teröristler olduğunu anlamak için daha kaç genci yitireceğiz merak ediyorum. kürt sorunu yoktur, pkk sorunu vardır. zira kürtler de bu eli kanlı faşistlerden bıkmışlardır.
inanmadığım sorundur.
eğer bi kürt ağasının elini öpüp te, askere başkaldırıyorsa kimse bana anlatmasın neden böyle olduğunu.
sorunu.
ilk önce ağana başkaldır hakkını yiyen; ona sor sorunu!
izmir'de yaşamış büyümüs öğretmen, ya da asker, oralara neden geliyor? seni eğitmek için.
peki neden teröristin onları öldürüyor?
halkı eğitmesin diye.
biz çok mu hevesliyiz gonca güllerimizi oralara göndermeye, allahın heriflerini eğitsin diye?
hayır.
ama biz bir devletiz? yapmak zorundayız! sorumluyuz; sizden bile!...
siz tarih boyunca hic bir devlet kuramamış olduğunuzdan bunu bilemezsiniz!
nokta.
bu ulkede cumhurbaskanligi, basbakanlik, millet vekilligi yapmis kurd olmasina ragmen,
bu ulkede kurd kokenli sanatcilara her kesimden sahip cikilmasina ragmen,
bir kurd un rahat durdugu vakit, her yerde is bulma, okula gitme gibi her turk vatandasinin yararlandigi haklardan bire bir yararlanmasina ragmen,
geri kalmislik sadece kurd lerin yasadigi yorelere mahsus olmamasina ragmen,
lanet olsun bu ulkede kurd sorunu var diye, canim vatanimi kan golune cevirenlere.
ama unutukmamalidir ki,
bu ulkenin insani, askeri tarih de bir cok ornegi oldugu gibi bu kansizlarida doktukleri kan da bogacaktir.
binlerce yıldır anadolu topraklarındayım.
siz türkler henüz iran, azerbaycan ve anadolu'ya gelmeden biz oradaydık. anlaşılmayan nedenlerden ötürü uzun zamandır hukuk devleti kuramadık, aşiret sisteminin en ilkel yöntemi ile kendi varlığımıza inanarak ve onu savunarak yaşamaya çalıştık.
yaptıklarımızın vahşeti sorulunca: "bizi cahil bıraktılar(nız)" muammasının arkasına sığındık! aslında ne istediğimizi tam olarak biz de bilemedik.
ayrı bir toprak bütünlüğünde kurulacak olan kendi devletimiz mi yoksa federasyon yahut konfederasyon sistemi ile sizlerin içinde kalmak mı, karar veremedik.
kısacası bunu bilemedik, sonuçlarını kestiremedik.
bu hezeyanlarımızda en çok birinci sınıf ülkelerin ekmeğine yağ sürdü. bazı hallerde onların da kuklası olduk. onur için savaşıyoruz dedik amma, onurdan da çok defa ödün verdik!
kendimi asla t.c'ye ait görmedim, belki de büyüklerimden duyduğum ezberdi bu, ki bozamadım onu; tekrarı yineleyip durdum.
oysa şu cumhuriyette bana seksenli yılları yok sayarsam ( ki o zamanlar kim cefa çekmedi, kim ayrıştırılmadı ki! tam bir yüz karasıdır o dönem ) hiçbir şey yasak edilmedi aslında.
evimde, onu aştım kamusal alanlarda anadilimi konuştum, hani şu bize yasak edildiğini ısrarla vurguladığımız hal; sonra parlamentoda seçeceğim etnik kökenlerimden olanlar yer aldı ve dahi ben seçme hakkımı da kullandım oyumu vererek, türkiye'nin hemen her alanındaki iş sektöründe müteşebbis, yönetici, mühendis, hukuk adamı, orta düzey yönetici, memur ya da işçi olarak görev aldım, inkar etmek benim ayıbım olsun!
haa bir de biliyor musun: milliyetçisi çok bu ülkenin hamasetinin aslında derin güçlerin, medya ve benzeri kuruluşların abartısı olduğuna empati ve biraz da bilgilerimle inanmamayı tercih edip, gerçeği görmeye çalıştım.
aslında benim etnik kökenlerim ve diğer azınlıklar bu ülkede rahatça yaşadı. nedendir ki, son zamanlarda fay hattında ciddi kırılmalar olmakta.
dediğim gibi, bizim ne istediğimizi tam olarak kestir(e)mememiz ( ne istediğimizi bilseydik binlerce yıl aşiret sistemini aşar, kendi zekamızı ya da diğer ülkelerin hukuk sistemini baz alır, önce bu noktada netliğimiz ile bir yol çizerdik. m.ö hammurabi kanunları vardı misal ve en basitinden buna rağmen biz neden bir devlet olamadık bunca uzun yıllara rağmen? ) asıl sorundur.
amaç ne, kim ne istiyor; aslında tam olarak bu da henüz netleşmiş değil. her kaynaktan bir görüş geliyor, raporlar sunuluyor. peki ya bu durumu iyileştirdi mi?
tam tersi, daha da kısırdöngüye soktu!
sanıyor musun ki her etnikdaşım bu topraklardaki sistemden bağımsız olmayı istiyor, ya da bu topraklardan ayrılmayı öngörüyor! peki bunu isteyenlerin oranı nedir? ve tabii istemeyenlerin?
bunu ne için istemektedirler?
t.c ile anlaşamadıkları nedir?
onlara hangi hak verilmiyor, sağlanmıyor?
oyunlar büyük, ben bu karışık aklımla anlatamam sana bunu.
üstelik aklı karışık olmayanlar yaptıysa bunu sana-bana!
bir de şu var en ince detayından; yirmi il var kürtlerin yaşadığı ve yaklaşık yirmi milyon nüfusumuz var. işsizlik ve devletin yetersiz ve ihmalci teşvik primlerinin mahrumiyeti ile kürt kökenli vatandaşın en çok göç ettiği yerler oldu batı şehirler.
ne demek bu biliyorsun değil mi?
hepimiz iç içeyiz; ve dahi artık içreyiz!
bunca bütün olmuşluğun nazarında, nasıl kalırız birbirimizin dışarısında?
senin de kafan karıştı değil mi bu oyunlara?
gücün yetecek mi benim gibi sorgulamaya?
ve dahi elini sağduyu ve vicdanına koymaya?
kürt sorunu diye başlamak zaten tamamen terminolojik bir hatadır.
dünya üzerindeki hiç bir ırk temellerine işlemiş bir faşizm ile yaşayamaz. faşist eğilimler yalnızca ortadoğu coğrafyasına da özgü değildir. batı avrupa da faşistler ve radikaller ile yıllarca uğraştı. hatta resmi katliamlar dahi tarihin o tozlu ve kanlı yapraklarında yazar. yahudi soykırımı ise o yaprakların en pis, en iğrenç kısmıdır. hiç bir ırk yaşadığı coğrafyadan dışlanamaz. bağımsızlık talep edemez. ırk temelli siyaset olmaz. olsa da terörizmden öteye geçemez.
mütareke döneminde kurulan kürt partileri de vardı ama onlar tamamen dış odaklıydı. ingiliz etkisiyle kurulmaya çalışılmış. tarih sayfasından mis gibi atatürk devrimi ile silinmiştir.
kürtler tarafından ilk parti 1908 yılında kuruldu. kürt teavün cemiyeti ile ilgili neler yazıyor bugünün kitaplarında bilen var mı. ya da mayıs 1919 da kurulan kürt teali cemiyeti ni hatırlayan var mı. bir kaç satırdan öte bilen yok.
kanun-i esasi ve osmanlıcık için çalışıp atatürk devrimlerine kabul etmeyen yine kürt teavün cemiyetidir. bu cemiyet şimdiki gibi istanbul hükümetinden ayrılıp kürdistan teali cemiyetini kurmak istiyordu. ama başı ezildi. wilson prensiplerini sömürüp kürtleri ayrı bir kavim saymışlar ve diyarbakır bitlis elazığ illerini sahiplenmişlerdir. bu bölgenin sınırları ise: erzurum, van, bitlis, diyarbakır, harput tur. yüzölçümü ise tam 207.000 km2 dir. hatta azıtıp ingiliz mandasından da toprak istemişler ankara, konya, sivas, adana, halep i de sınırlarına katmak istemişlerdir.
şimdi istediklerinin ne olduğu ise bilinmiyor. yalnızca, özgür, sakin, demokratik bir yaşam istediklerini umuyoruz. hiç kimse ırkından dolayı sorun yaşamamalıdır.
kırsal yörelerde hayvancılıkla geçinenlerin karşılaştığı sorundur. dağdan inen kurtlar küçük baş hayvanları boğarak ölümlerine sebep olabilirler. bu sorun sivas kangal model çoban köpekleri ile çözümlebilinir.