kürt sorunu

entry654 galeri9 video4
    204.
  1. türkiye cumhuriyeti nin kurulduğundan beri en büyük sorunudur.

    çözülememesinin tek ve yegane nedeni; kurunun yanında yaşta yanmasın mantığımızdır.

    hani kurtuluş savaşında şehit olan 18 tane muşlu vardır ya; veya çanakkale de şehit düşen 7 muşlu vardır. muşun nüfusu 500 milyon da olsa, arada o 3-5 tane kürt bizim vicdanımız için önemlidir.

    işte türk; bu kadar yüce bir millettir. ama bu yüce milletin tarih sahnesinde varolduğu mühletçe çok daha büyük sorunları vardır. sadece 30 sene gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde karşısına "kürt sorunu" çıkmıştır.

    evet; kürt sorunu, kürtlerin sorunu değildir. kürt sorunu, türk milletinin ve türkiye cumhuriyetinin sorunudur.aynen ergen bir gencin sivilce sorunu veya bir kelin saç sorunu gibi. sorunlu olan kürtlerdir.

    kürt sorunu türklere ne getirmiştir ne götürmüştür? ve kürtler neden sorundur? bunun ciddi olarak incelenmesi gerekir.

    konu öyle bir yere gelmiştir ki; tek ve yegane suç, türk milletindedir. türkiye cumhuriyetindedir. çünkü türkiye cumhuriyeti, kürt köylerini boşaltmış ve onların eğitimlerini engellemiştir. ve bu durumdan dolayı "fakirlik" ve "cehalet" baş göstermiş, bu yüzden kürtler bir sorun halini almıştır. bastırılan nokta budur. hatta kürdün biri bunun birde filmini çekmişti. bir şey görmüş, filmini çekmiş. neyse...

    ancak gerçekleri biraz gördüğümüz zaman; köylerinden çıkmak zorunda bırakılan insanların sayısının 12 bin olduğunu görüyoruz. yani; bu demek oluyor ki istanbulda yaşayan 2 milyon kürdün devlet politikasıyla bir alakası yok. zaten bu insanların köylerinden çıkartılma sebepleri de "sunni" olması ve köylerinde "cami" bulunmasıydı, pkk için direkt hedeftiler. dini inançları gereği öldürülmesinler diye devlet bunları koruma altına aldı. 12 bin. rakam bu.

    istanbulda her ışıkta otomobillerin arasında dolaşıp bir şeyler satmaya çalışan, eminönüde balık yerken "abi ıslak mendil" diye yapışan, otonuzu bir yere parkettiğinizde sizden 3-5 milyon haraç kesen, taksim de gece yarısı bardan çıkıp taksiye ilerlerken can tehlikesi içerisinde bulunmanızı sağlayan 2 milyon kürt ile; bu devletin köy boşaltma politikası arasında bir bağ yok. bunu anlatmaya çalışıyorum. sorun; kürt sorunu. ama suç devlette değil. ortada bir sorun ve bu soruna bağlı suçlu varsa; faili belli. ha, bütün hukuk sistemlerini bir kenara atıp; faili belli olan suçların neden işlendiğine bakacağız.

    kendi bürosunda 2 tane diyarbakırlı inşaat işçisi tarafından tecavüz edilip öldürülen diş hekiminin bu insanları nasıl bu noktaya getirdiğini, kız arkadaşıyla bardan çıkıp evine gitmek isteyen gencin 18 yerinden bıçaklanmasının esas sebeplerini, ayakkabısını boyatmadığı için kafasında boya sandığı kırılan liseli gencin suçlarını irdeliycez. evet. çünkü bunları yapan insanların hiç birisi suçlu değil bir kısım insanlara göre. bunu yapan türk milleti ve onun devletinin politikaları.

    uzun bir yazı oluyor biliyorum, ancak bir çok gerçeğin gözler önüne serilebilmesi için cumhuriyetin ilk yıllarına dönmek lazım.

    4 eylül 1924, beytüşşebab isyanı (türkiye cumhuriyeti 1 yaşında)

    13 şubat 1925, şeyh sait isyanı (türkiye cumhuriyeti 2 yaşında)

    10 haziran 1925, nehri isyanı (türkiye cumhuriyeti 2 yaşında)

    7 ağustos 1925, reşkotan-raman isyanı (türkiye cumhuriyeti 2 yaşında)

    kasım 1925, 1. sason isyanı (türkiye cumhuriyeti 2 yaşında)

    16 mayıs 1926, 1. ağrı isyanı (türkiye cumhuriyeti 3 yaşında)

    21 ocak 1926, hazro isyanı (türkiye cumhuriyeti 3 yaşında)

    7 ekim 1926, koçuşağı isyanı(türkiye cumhuriyeti 3 yaşında)

    26 mayıs 1927, mutki isyanı (türkiye cumhuriyeti 4 yaşında)

    13 eylül 1927, 2. ağrı isyanı (türkiye cumhuriyeti 4 yaşında)

    7 ekim 1927, bıcar isyanı (türkiye cumhuriyeti 4 yaşında)

    6 temmuz 1929, it resul isyanı (türkiye cumhuriyeti 6 yaşında)

    20 eylül 1929, tendürek isyanı (türkiye cumhuriyeti 6 yaşında)

    26 mayıs 1930, savur isyanı (türkiye cumhuriyeti 7 yaşında)

    20 haziran 1930, zilan isyanı (türkiye cumhuriyeti 7 yaşında)

    21 temmuz 1930, oramar isyanı (türkiye cumhuriyeti 7 yaşında)

    7 eylül 1930, 3. ağrı isyanı (türkiye cumhuriyeti 7 yaşında)

    24 ekim 1930, pülümür isyanı (türkiye cumhuriyeti 7 yaşında)

    eylül 1930, 2. mahmut berzenci isyanı (türkiye cumhuriyeti 7 yaşında)

    kasım 1931, şeyh ahmed barzani isyanı (türkiye cumhuriyeti 8 yaşında)

    ocak 1937, 2. sason isyanı

    21 mart 1937, dersim isyanı

    toplam 21 isyan. gencecik türkiye cumhuriyetine karşı girişilmiş; 21 isyan. isyanların hepsi bastırıldı. peki bu isyanlar neden çıktı bilen var mı? çok basit. o günün raporlarında hepsi yazıyor.

    devlet o bölgeye okul yapmaya, devlet o bölgeye hastahane yapmaya, devlet o bölgeye yol yapmaya çalıştı çünkü. ağaların işine gelmedi. ellerinin altında bulunan marabalarının gözlerinin açılmasına gönülleri razı olmadı. devlet okul yaptı, onlar yıkmak istedi. devlet yıktırmadı onlar isyan etti. isyan bastırıldı, öğretmen gönderildi; onlar öğretmenleri öldürdüler.

    velhasıl sorunun başlangıcı; türkiye cumhuriyetinin kurulmasına dayanır.

    kürtçülerin ve kürt sorununu türklerin üzerine atanların diğer bir dayanağı nedir? "biz kurtuluş savaşında, çanakkale de omuz omuz a savaştık"

    devlete suçu attılar, çürüttük; şimdi de milletimize atılan bu büyük çamuru temizleyelim. biz omuz omuza vatanı kurtardığımız adamlara hainlik mi ediyoruz? onların kadrini kıymetini mi bilmiyoruz bakalım;

    çanakkale de 48 bin şehidin 992 tanesi güneydoğu'dan katılmış. yani %2’si. ama bu rakam da bizi yanıltmasın, bu 992 kişinin 502'si de antep'ten katılmış.

    toplam 35 bin resmi şehidimiz var kurtuluş savaşı'nda. bunların 685'i güneydoğu doğumlu. oran olarak yine %2!

    yani aslında omuz omuza bir şeyin kurtarıldığı yok; tam aksine kurtuluş savaşı sırasında kürtler tarafından çıkartılan tam 4 isyan var;

    1919-22, simko (ismail ağa) isyanı (kurtuluş savaşı verilirken)

    11 mayıs 1919, ali batı isyanı (kurtuluş savaşı verilirken)

    21 mayıs 1919, mahmut berzenci isyanı (kurtuluş savaşı verilirken)

    6 mart 1921, koçgiri isyanı (kurtuluş savaşı verilirken)

    işte buyrun size bir kürt sorunu daha. hem de büyük sorun; nedir o? "yalan".

    şimdi tekrar günümüze gelelim. bunların slogan halini almış düsturu nedir? "fakirlik" . türkiye de nüfus artış oranlarına baktığınız zaman; bütün türkiye de nüfus artışı toplam %24 iken, güneydoğuda %44 tür. fakir insan neden çocuk yapsın? cevap hazır hemen; cehaletten! lan türklerin hepsi üniversite mezunu mu? bu ne perhiz? biz çocuk yaparken, en cahilimiz, en okumamışımız, en dünyadan bir haber olanımız bile "bakabilir miyim" endişesi ile yapıyorken, bu hovardalık nedir? her ailede 15-20 çocuk zihniyeti nedir?

    cehalet mehalet palavra. olay; ne kadar çok çocuk o kadar para. 3 tanesini beyoğlunda kavşağa, 2 tanesini eminönüye mendil satmaya, 4 tanesini bilmemnereye bilmemneyapmaya gönderirim mantığı. çocuğun tek önemi bu. evlat lan bu evlat!

    o zaman alın size kürt sorunu.

    evladına acımayan, sana bana acır mı?

    1 mayıs günü bir polisi nasıl dövdüklerine bakın. hiç bir türk, bir kürde bunu yapmaz; yapamaz. diğer türkler tepki gösterir. 2nci dakikadan itibaren başlıyor.
    http://www.youtube.com/watch?v=kf3kxe9sj9m

    bir de bu sorunun mimarlarının esas en önemli laflarından birisi de; "bizi dışlıyorlar" lafıdır. benim karşı komşum eski ukrayna başkonsolosu. adam çatır çatır hiç aksansız türkçe konuşuyor. sen istanbula gelip bütün aksanınla "kürt türkçesi" konuşursan,insanlara saygısızlığını memleketinden getirirsen; dışlanırsın. kürt olduğun için değil, türk insanına saygı göstermediğin için.

    toparlamak gerekirse; türkiye'nin en büyük sorunu kürt sorunudur. kürt varsa sorun vardır. evvela bu memleket türk memleketidir. tc vatandaşı olan herkes türktür. eğer türk olmadığını iddia edenler varsa; zaten sorundur.

    hele bu sorunu yaratanların bir de terör örgütü var ise; sorun hepten büyüktür.

    yalan üretmek, sorun üretmek yerine kendi içlerine dönerek, kendi sorunlarını çözmeye çalışırlarsa; problem de ortadan kalkacaktır.

    ama her şey büyük ortadoğu projesi için değil mi? yaşasın sam amca! ah sizi gidi be.
    4 ...
  2. 205.
  3. uğur kaymaz'ı öldüren polislerin beraat ettikleri bugün*, çözümünün hiç de yakın olmadığını hissettiğimiz/hatırladığımız gerçektir.
    2 ...
  4. 206.
  5. kürtten kaynaklanmayan sorundur. türkten de kaynaklanmayan sorundur.
    0 ...
  6. 207.
  7. devletin oluşturduğu bir sorun şöyle ki, doğunun ücra bir köşesinde bir köy okulundayız. henüz ikinci sınıfta tertemiz çocuklarız a,b,c. sene 1980'in son dönemleri aylardan pırıl pırıl bir mayıs günü. gökyüzünde bulutlar, ak ak toplar gibi. birden yeşil kıyafetli adamlar görüyoruz ve biz yaklaşık 20-30 çocuk bağırmaya başlıyoruz vakur göğe doğru. bütün öğrenciler masaların altına gizleniyor ve korku içinde ağlıyoruz. samsun'lu öğretmenimiz şaşırmış bir ruh hali içinde bağırıyor ne oldu neden korkuyorsunuz diye. çıkın masaların altından onlar asker kalkın ayağa vs. henüz çocuğuz mustafa kemal atatürk'ü çok seviyoruz. andımızı yüksek sesle bağırmak dehşet bir haz veriyor. ve fakat ey insanlar korkuyoruz işte. bize ışıksız köylerimizde gece karanlığı çökünce, dehşet masallar anlatıldı. dedelerimiz, annelerimiz tarafından. 1938 diye bir kıyımı çocuk kalplerimizde hissediyoruz. sanki içgüdesel bir şey di bu. biz korkmak ve saklanmak zorundaydık, hemde ölümüne. bize hamile bir kadının süngülendiğini. bize mağaralarda saklanan kadınların askerlere yakalanmamak için ağlayan çocuklarını boğduklarını ve buna ağıtlar yakıldınığı anlattılar. (dürya dürü venge tıfongu yenu pıte mı nevesu dızık ne cenu, meberve pıtemı meberve, dısmen bervısı to hesnenu) türkçe karşılığıda şu (uzaklardan silah sesleri geliyor, benim oğlum hastadır sütünü içmiyor, ağlama bebem ağlama, düşman ağlamanı duyar) gibi. bize biryerlerde öldürelen insanların kanlarının sel olup munzurun sularına karıştığını anlattılar. ve biz çok bilmesekte içgüdesel olarak bunlara tepki veriyorduk. korkuyorduk kardeşlerim ölümden korkuyorduk. ne bisikletimiz ne de topumuz vardı ışığa hasrettik. yaşlı ceviz ağaçları, sert meşeler, daldan dala koşuşturan sincaplardı hayatımızdaki tek şey. böyleydi bu yurdun ücra köşesinde bir yerlerde yaşamak. batıda bir çocuk kendi kültüründe dilediğini yapıyorken orda bir çocuk kendi dilinde yasak türküler söylüyordu. orda kürtçe bir kaset toprağın altına gömülüyordu korkudan. orda kürtçe konuşmayın deniliyordu.

    çocuktun bu kahr olası dünyanın kurallarından uzak olmak isterdik. ama biz bir gerçekliğin içinde doğmuştuk. yok deniliyordu ama vardık. biz kuru bir samandık sağ tarafımız ateşe tutuldu ve yanmaya başladık. oysa ne çok seviyorduk, andımızı, atatürk'ü, istiklal marşını, kınalı memedi. ve yıllar böyle, böyle geçti. çocukluk bitmeden okulumuz yakıldı anılarımızda yok olup gitti o kara dumanların içinde. biz büyüyorduk. köylerimiz boşaltıldı. okul yakanla köy boşaltan savaşın iki cephesinden iki ayrı silah. biz büyüyorduk. ormanlarımız ateşe verildi, patika yollarımız yaban hayata karıştı. biz büyüyorduk. artık şehir bile güvensizdi geceleri silah sesi yankılanıyordu düşlerimizde. yol görünüyordu bize. ordan çıkmak zorundaydık başka bir yere hiç bilmediğimiz yere göç etmek. her şeyi arkamızda bırakarak (çocukluğumuzu, sınıfımızı, köyümüzü, şırıl şırıl akan derelerimizi, kardelen çiçeklerimizi, meşe ağaçlarımızı, cevizlerimizi, sincaplarımızı...) başka bir yerde yeni bir hayat kurmak zorundaydık. kurduk.

    ve büyüdük dostlarım bir ateş topunun içinden geldik; gördük ölümü, kanı gördük silah seslerini duyduk, acıyı gördük. bilmediğimiz bir gerçeğin duvarına burda batıda çarptık. biz kürtmüşüz. fakat sevdim insanları başka türlü. güneşli bir güne sarılır gibi sarıldım bir türk'e veyahut bir çerkez'e. o olanlar kalbime hiç bir kin ve nefret tohumu ekmedi. sadece orda bir gerçeğin olduğunu ve düzelmesi gerektiğini biliyorum artık. bu memleketin topraklarında nöbet tuttum her bölgeneden arkadaşlarım oldu aynı bardaktan içtik suyumuzu, aynı göğe baktık...aşklarımızı anlattık birbirimize.

    böyle bir psikoloji düşünün aynen bunları yaşamış hatta daha da fazlasını. netice itibari ile bu konunun bir sürü boyutu var. psikolojik, sosyolojik, iktisadi vs. fakat şuna inanır olduk devlet her zaman hatalar yaptı. çünkü geçmişten ders çıkarmadan (bkz: hamidiye alayları) yakın gelecektede ordaki insanların boşluklarından faydalanıp onur kırıcı dayatmalarda bulundu. ailelerin doğal dokusunu parçalayıp kardeşler arasında derin uçurumlar açtı. birini dağa gönderip (bkz: isyan) ötekini silahlandırıp onun karşısına dikti. sorarsınız bu kürt halkı o kadar cahil mi? evet o kadar cahil. maalesef o kadar da cahil bırakılmış. her toplumun kendine göre bir takım davranış biçimleri vardır. kürtler yaşadığı coğrafya bakımından ayakta kalmak için tarih boyunca bir çok yasadışı davranışta bulunmuştur (bkz: kaçakçılık). fakat çaresizlikler içinde yapılmış bu eylemler hiç bir zaman, insanları yargısız öldürmek gibi bir ayrıcalık tanımıyor devlete (bkz: 33 kurşun) ya da cezaevlerinde insanlara akla hayale sığmayacak işkenceler yapmasına (bkz: diyarbakir cezaevi).

    sonuç olarak, artık herkesin tepeden tırnağa tekrar düşünmesi gerekir. bu anlamsız savaşa verilecek bir 30.000 insanımız daha olmasın.
    1 ...
  8. 208.
  9. bu sorunu kabul etmeyenleri youtube gözatmalarını öneririm. orada bile tartışıyoruz yahu eğer ortada bir sorun varsa tartışılır yoksa neden tartışılır ki? sorun var-yok diye neden birbirimize giriyoruz? bu ülkenin dağlarında insanlar kim için savaştığı belli olmayan bir savaş girdabının içindeler onlar hepsi bizim insanlarımız. niçin savaşıyoruz? eroin ticareti?, insan ticareti?, silah ticareti?, jeopolitik çıkarlar? içimizdeki bu işten kazanç sağlayanlar? yoksa sadece sorunu halledebileceğimizi umduğumuz için mi savaşıyoruz? biz hangi seçenekteyiz bilen var mı? bakınız bu coğrafyada birçok güçlerin çıkarı ve arzusu var onlar bizi bu soruna göre yönlendirmekteler neden bizler kendimiz güçsüz müyüz bu sorunu halletmeyelim? çanakkale savaşı'nda ölenlere bile saygı duyulduğu söylenmez miydi? neden akan kanı durdurabilecek fikirlere karşı saygımız olmasın? yetmedi mi 25 yıldır kanın akması. o haklı bu haklı demek çok kolay ya peki ortadaki kan çeşmesinin musluğunu kim kapatacak? insanımız yok oluyor, paramız yok oluyor, geleceğimiz yok oluyor bu sorunla daha nereye kadar demeyecek miyiz?. eğer güzel bir gelecek temenni edipte bu sorunu çözme konusunda adım atılmayacaksa temennilerin sadece raflarda tozlanmak üzere kalacağı kesindir. türkiye, hepimize yetebilecek ve güzelleştirebileceğimiz bir ülkedir o yüzden bu topraklar üzerinde var olan herşeyin kıymeti bilinmeli özellikle insanlarımızın...
    1 ...
  10. 209.
  11. 210.
  12. kürt üremesinin, doğal bir nüfus artışı olmaması sorunudur:
    türkiye'de 15 yıllık nüfus artışı %24,
    güneydoğu'da ise % 40'dır.
    kürt sorunu yoktur: ama bu nüfus fazlalığının bir bölümünün büyük şehirleri istila etmesi sorunu vardır!
    2 ...
  13. 211.
  14. 212.
  15. bu kavram her ne kadar sözlükte hade len ne sorunu sensin sorunlu tadında karşılığını bulsa da, son bir haftadır bir çok televizyon kanalında kürt sorununun çözümü içerikli oturumların sayısındaki patlama ve bu programlarda kullanılan ortak dil göz önünde bulundurulduğunda devlet tarafından bizzat teşvik edilen bir sürecin içinde olduğumuz dikkatlerden kaçmayacaktır. gelinen durum, son mgk toplantısı sonrası gerek akp bölge milletvekilleri aracılığıyla gerekse bizzat iktidarın ta kendisi tarafından kamuoyunu hazırlama çabası olarak ifade edilebilir. tabii bunun malum ağustos açıklamalarının* öncesinde gelmesi durumu daha da ilginç bir hale getiriyor. izleyip görelim.
    1 ...
  16. 213.
  17. 214.
  18. genç cumhuriyet'in ayağına yapışan pranga. tamam 12 eylül döneminde işkenceye uğradınız ve aşağılandınız. kabul ediyoruz. ama şunu unutmayın: aynı dönemde ülkücüler, aleviler ve solcular da ezildi. bu ülkede dindarların başında da hep devletin balyozu oldu. ama ne ülkücüler, ne gerçek solcular, ne dindarlar ve ne de aleviler bu baskıya karşı teröre başvurdu. sadece sizden çıkan pkk masum insanları öldürdü. şehir meydanlarında bombalar patlattınız. ingiltere'de ira'nın saldırıları nedeniyle ölen insan sayısı: 2500. biz de 30.000... şimdi bakıyorsun dtp, güneydoğu'da yüksek oy alıyor. ve dtp özellikle pkk'nın terör örgütü olmadığını ve tam aksine bir kurtuluş ordusu olduğunu ifade ediyor. yani buradan zincirleme olarak şöyle bir anlam çıkıyor: kürt halkının büyük bölümü pkk'yı terör örgütü olarak kabul etmiyor. öcalan'ı kurtarıcı olarak görüyor.

    e kardeşim siz yıllardır osmanlı'nın kanatları altında yaşamadınız mı? yaşadınız. yeni devlet kurulurken yeni devlete bağlı kalacağınızı ifade etmediniz mi? ettiniz. asırlardır bağımsızlık diye bir derdiniz yoktu da yıl 1984'e gelince kafanıza ne menem bir taş düştü de pkk diye bir örgüt kurdunuz? yoksa bölgedeki petrole göz diken ağabeylerin maşası olmak tatlı mı geliyor?

    nedir bu ya? kürt sorunu kürt sorunu diye diye memleketin gerçek sorunlarına bakamıyoruz. önümüzü göremiyoruz. zamanında osmanlı devleti dağılırken 40 küsür devlet ayrıldı. o zaman aklınız neredeydi? aşiret, töre, cahillik ve 10 çocuk. oradan çıkan petrol olmasa amerika dönüp yüzünüze bakmaz. elin avrupalısı boş yere sizin özgürlük (!) ateşinizi fitillemez.
    3 ...
  19. 215.
  20. doğu sorunu veya terör sorunun ab ve abd eksenli telafuz halidir. ilk defa londra konferansında avrupalılar tarafından üretilmiştir. o günden bugüne emperyalistlerin yerli işbirlikçileri tarafından bu adla anılır olmuştur.
    0 ...
  21. 216.
  22. 217.
  23. kürtlerin; sorun çıkaran vatandaşlarımızdan olduğunu belli eden mevzu..

    bence en yakın zamanda sorun çıkarmayı bir kenara bırakıp, kum havuzunda kardeş kardeş oynasınlar.
    0 ...
  24. 218.
  25. yaklaşık 35 yıldır süren savaş var. bu savaşta binlerce insan yaşamını yitirdi. binlerce insan faili meçhule gitti. binlerce köy boşaltıldı. milyarlarca dolar savaşa gitti. temel sebep kürt sorununun askeri operasyonlarla çözüleceğini düşünen ve siyasi bir sorun olarak görmeyen sistemin ta kendisidir. şu an bi çatışmasızlık ortamı var. bu olumlu ortamın bozulmaması dileğiyle bu nedenle kürt sorununun çözümü için adım atılmalı diye düşünüyorum..
    3 ...
  26. 219.
  27. 220.
  28. savaş veya terörizm ikisinin amacı aynı insan öldürmek. önemli olan bu değil bu sorunların nasıl çözüleceği hakkındaki görüşlerimiz.. kelimelere takılıp gitmemeliyiz.

    (bkz: konuyu saptırmak)
    (bkz: yanlış anlaşılmak)
    1 ...
  29. 221.
  30. son haftalar bir curcuna ile geçiyor. sebep?

    bölücü başının mevsimi geldi!

    "yol haritası" çizen beyefendiye karşı panik atakla ani bir kontra atağa çıkan iktidar partisi haftalardır bir koşuşturmacaya girdi...

    "kürt sorunu i̇çin çözüm planı"!

    tam bir komedi...

    önce kürt kökenli milletvekilleri açıklamalar yaptı, başbakan dellendi: söz ola kestire başı!

    halbuki üç ay önce cumhurbaşkanı "tarihi fırsat" demişti, nedenini niçinini söylemeden!

    bugün ise, beşir atalay çıktı net bir şekilde anlattı...

    ki kendisi irtica ve kadrolaşma sebebiyle yök tarafından üniversiteden uzaklaştırılmış, kovulmuştu.

    ne ironi!

    *

    ben ise olayı farklı bir bakış açısıyla değerlendirmek istiyorum.

    kürt sorunu için çözüm planı ortaya koyacaksak öncelikle bu "sorun"u tanımlamamız gerekir.

    doğu'ya hizmet gitmiyor mu sanıyorsunuz?

    okul açılmıyor mu? hastane?

    fabrika kurmuyorlar mı?

    *

    giden askerleri lojmanlarda boğazlarken kürt sorunu yok, gelen doktoru öğretmeni şehre küstürüp bir an önce gitmesini sağlarken kürt sorunu yok, açılan fabrikayı sırf açan kürt değil diye kapattırırken kürt sorunu yok, her türlü kıyağı alırken araziyi alırken işe alınırken kürt sorunu yok...

    da!

    devlet silahı bırak deyince ortaya bir sorun peydah ediliyor!

    devlet dağdan in, işin hazır deyince ben çalışmam devlet baksın diyerek bir sorun yaratılıyor!

    devlet faşist, adı bile faşist deniliyor; pkk terör örgütü denilince ortada kürt sorunu oluyor!

    abdullah öcalan yalnız kalıyor denilince sorun oluyor da, gazeteciler pkk'nın liderleriyle röportaj yaparken ortada sorun morun olmuyor!

    okul yok demek kolay, okulu bırakıp dağa çıkınca sorun olmuyor!

    *

    yani demem o ki; ortada bir sorun var, evet. ama bu kürtlerin kendi arasında çözebileceği bir sorun. şayet, bağımsız bir hükümet, kendi isimleriyle toprak istiyorlarsa; çok değil birkaç kilometre mesafede kuzey irak kürdistan'ı var. kendilerini oraya seve seve biletle yollarız.

    ama yok, amaç bu da değil!

    ne?

    bir takım dış güçlerin dolduruşuyla "kendi toprağımızda olcaz" gümbürtüsü...

    komedi...

    şimdi de faşist dedikleri devlet adım atıyor; kürt "sorun"u çözülecek!

    nasıl çözeceksiniz?

    toprak istiyorlar, verecek misiniz?

    apo'yu istiyorlar, verecek misiniz?

    apo milletvekili olsa kabul edecek misiniz, istiyor çünkü.

    ama "babalar gibi satan" sizsiniz, o yüzden bu istekleri de karşılasanız, şaşırmam
    0 ...
  31. 222.
  32. kürt sorunu; ağalık, şeyhlik düzenidir.
    kürt sorunu; topraksız köylüdür.
    kürt sorunu, ancak feodal ağalık, dini şeyhler düzeni yıkılınca,
    toprak reformu yapılırsa çözülebilecek sorundur.
    kürt sorununun asıl kaynağı, kürt aşiret reisleri ve kürt şeyhleridir.
    0 ...
  33. 223.
  34. kürtlerin kurtuluş savaşında yardımından sonra mustafa kemal ölüyor ardından sorun patlak veriyor şuan 1,5 milyon nufuslu diyarbakır'ın 800.000 gösterilmesi de bir sorun değilmidir başlı başına?bu sadece kirli oyun? kürt sorunu 1940'lardan beri vardı hala da var bunu çözmek öldürmeyle değil siyasetle , dürüst siyasetle olur bunu bilemediler.bildiler de işlerine gelmedi.
    0 ...
  35. 223.
  36. sanılanın aksine kürtlere kötü davranılmasından dolayı değil, kürtlerin bu ülkeye verdiği zarardan kaynaklanan sorundur. bu ülkede devlet eliyle kanal açılan, en çok şımartılan topluluğun, cumhurbaşkanı çıkaran * topluluğun eziliyoruz demesi acıların çocuğu emrah'ı oynamaktan öte bir şey değildir. soruna gelelim. tek çözüm yolu sorunun kaynağını bir şekilde ortadan kaldırmaktır, devletin elinin tersini göstermesidir. bu tarz hiçbir etnik problem barış, kardeşlik, gelin birleşelim anca * zihniyetiyle çözülmez. görüyorum bazı saf vatandaşları sözlüklerde. çözüm için kan durmalı, güvercinler artık kurşunların değil bilmem nelerin arasında uçmalı diye saçmalıyorlar . ancak ne yazık ki bu coğrafyada işler teletubies kıvamında yürümüyor. ben de öyle olsun isterim, ben de isterim ki rüzgar gülüne doğru oturup tinki winkinin karnında çıkan ekrandan barış ve kardeşlikle terör ve bu sorun nasıl çözülür göreyim ama olmuyor, olmayacak ta. arada kan var kan! bu topluluğun osmanlı zamanından bu yana çıkardığı onlarca isyandan akan! eve yollanan tabutlar var bayrağa sarılı. ve bir de analar, eşler, babalar var o ağlayan o bayrağa sarılıp. iki üç gerizekalı çıkıp demesin pkklılar da bu ülkenin evladı diye. bu ülkenin evlatları ne zamandan beri bu ülkenin bölünmesi için götünü yırtar, dağa çıkar, bebek katleder oldu? kandırılmışlarmış, hadi ya?
    1 ...
  37. 224.
  38. kürt sorununun olmadığını söyleyenler.bakın kürt sorunu yüzyıllar boyunca süregelen bir sorundur.biraz milliyetçiliği bırakında düşünmeye çalışın.mesela atatürk selanikli değilde musullu olsaydı ve bir türkiye cumhuriyeti değilde kürdiye cumhuriyeti kursaydı ne olacaktı.bir düşünün bakalım.ve şimdide kürt sorunu değilde türk sorunu diye bişey olsaydı.
    0 ...
  39. 225.
  40. iki kelimeyle ifade edilecek olunursa türkiye sorunudur. kürt sorunu türkiye sorunu olmaya aday bir alt başlık olmaya doğru hızla ilerlemektedir. şu ya da bu saikle kendisinin diğer sorunlardan ayrılması ihtimal dahilinden çıkmaktadır. sorun aslında bir alman gazetesinde de ifade edilmişti: "kadim doğu sorunu." bu kadim doğu sorunu şu ya da bu biçimlerle türkiye'de toplumun yeniden örgütlenmesi, yeni bir tarih yazımının ve yeni bir cumhuriyet paradigmasının doğumuyla ilintilidir. o halde bu sorunun adlandırılması üzerindeki ihtiyatlı yaklaşımlara bir parça ihtiyaç duymak gerekiyor. 20 yıl öncesinin yoksul köylü kalkışmasının geldiği nokta o kadar kolay saiklerle açıklanamaz. açıklayacak ve çözüm haritasını koyacak olanlar ya gerçek alemden uzakta bir yerde yaşamaktadır ya da egemenler tarafında bir payı vardır. ikincisi daha kuvvetli bir ihtimal olduğuna göre kürt sorunu türkiye'nin belli başlı sorunlarından ayrılamaz. bu sorunun tek başına çözümünde geçen ihtişamlı sözcük olan demokrasi kelimesi rafa kaldırılmalıdır. eşitlik ve özgürlük mücadelesi ayağa kalkmadan, bu söylemler ön plana çıkarılmadan ne kürt sorunu çözülür, ne de türkiye cumhuriyeti'nin yeniden yapılandırılması önünde nirengi noktaları yaratılır.
    1 ...
  41. 226.
  42. var mıdır yok mudur?

    bana göre yoktur. devlete göre de olmamalıdır.

    Lakin vardır diyenler de pek bir eğlenceliktir.
    bir türlü anlamam vardır diyenlerin yüzde 99 u olayın ekonomik yönünü görmekten uzak hem kültürel yönüyle uğraşmaktadır.
    vardır diyenlerden bir allah'ın kulu güneydoğu anadolu bölgesinin ekonomik kalkınması için proje üretmeyip en boş iş olan Kürtçeyle eğitim, türütçeyle eğitimden, kendi kendini yönetmekten bahsetmektedir. Merak ediyorum Kürtçeyle eğitim olsa ne değişiecek bölgedeki kürtlerin sefaletinden? okula giderken araç bulamayıp kmlerce karda yürüyen çocukları kadim mi kadim kürt soylu kartallar sırtına alıp okula mı uçuracak? Bunun yanında kıyafetleri de Kadim mi kadim kürt soylu ayılar kürtlerini feda ederek mi verecek? bölgenin kanayan yarası olan kadınların ezilmesi, kadın ticaretine bu nasıl dur diyecek?

    bölgenin içsiz güçsüz gençleri kurulacak bölgesel kürt yönetiminde nasıl karınlarını doyuracak?

    valla anlayamıyorum (anlamamazlıktan geliyorum) samimi gibi görünerek hak hukuk zart zurt deyip boşboş işlerle neden uğraşılır?

    işin daha da ilginç yanı ise bölgesel kalkınmayı düşünmeyen bu kişiler Kürtçe eğitim, zart zurt diyerek Kürtlerin iş bulabilecekleri, bir baltaya sap olup yükselebilecekleri batı-kuzey-güney neyse Bölgedeki Türk Milletinden iyice ayrıştırmaktalar insanları.

    Kürtüm, kürtüm diye yetişecek nesiller, Türkçe eğitimi önceden adam gibi verilemezken KÜrtçeyle eğitimle iyice Türkçe özürlü olarak yollarına devam eden nesiller Batıda, üniversite eğitiminde ne haltlar yiyecekler? Okulda orada burada Türk toplumuna karışmamış kürtler ne yapacaklar?

    Türklerle birlikte yoğun olarak yaşayan kürtlerin edindikleri kültürel ve eğitimsel değişimlere set çekilecek olması onları daha da ötekileştirmeyecek mi?

    en son bir şey anlatayım. memlekette (samsunda) baklavacılık yapan çok sevdiğim bir kürt arkadaşıma Okulda aldığı eğitim yüzünden hayal dünyasına karışmış bir siyaset bilimci arkadaşımın " Hasan Kürt sorununu çözeceğiz ilerde az kaldı" demesi üzerine Diyarbakırlı Hasan arkadaşın "benim sorunum falan yok farklı da değilim Kürt de değilim, PKK sorundur" demesiyle kültürel sorunun tamamen kafada olduğu, olayın daha çok ekonomik sorun olduğu küçük bir örnekle de olsa gözlemlenebilir.
    Samsunda 7 sülalesine iş, aş, ekmek sağlayabilen ve uzun yıllardan beri karadeniz halkının ona karşı bir yamuğunu görmeyen bir Kürt kökenli kişinin boş işlerle uğraşmadığını görebilirsiniz. Hem de Türk Kültürüyle içli dışlı olmasından ötürü ne kadar da geliştiğini.

    büyükşehirlerdeki göç olgusu ise bambaşka bir konudur bahsi geçen hasan örneğiyle tam bağdaşmamaktadır.
    1 ...
  43. 227.
  44. bir güneydoğu gazisinin ağzından;
    '' yeri geldiğinde insan vatanı için ölmesini bilmeli. bu konuda hiçbir kuşkum yok. ama böylesi bir ölüm olmamalı. o dağlarda yıllardır on binlerce gencecik insan yaşamını yitirdi. Bir o kadar da ölümle yaşam arasında gidip geliyor. neden? bu soruyu kendime, o kan ve ateş kokan cephenin içinde, ağır yaralı olarak kurtulduktan sonra sormaya başladım. şimdi geceleri uyuyamıyorum. gözlerimi kapattığım anda yanı başımda sarılarak ölen ve parçalanan arkadaşlarımın ceset parçalarıyla feryat figan ederek uyanıyorum. Paşalar beyler, sahi biz o dağlarda niye öldük? niye parçalandık? neden yıllardır birbirimizi öldürüyoruz? on binlerce insan öldü artık yetmez mi? ''

    http://www.ensonhaber.com...gazisi-de-isyan-etti.html
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük