gece gece uykum kaçıp yine bu sorunla ilgili tartışma izledikten gaza geldim entry sıçma çabamdır.
bence bu sorun iki kutup tarafından sakız gibi uzatılıyor. benim nacizane bir çözüm önerim var büyük ihtimal karmamın içine edecek olsada.
1. türkiye'nin fedaral yapıya geçmesi makul aslında. ama bu belirtildiği gibi 25-30 değil 10 gibi bir rakam olmalı çünkü türkiye nüfusu buna uygun. nüfus ve bölgesel gelişmişlikler arttıkça bölge sayısı arttırılabilir. bu yapı kesinlikle etnik yapı temeline göre oluşturulmamalı, sadece bölgelerde gelişmişlik, üretim, hizmet, doğal kaynaklar vb. kriterlere göre yapılmalıdır. böylece yerinde daha etkin yönetim sağlanabilir. bu sadece doğudaki insanlar için değil batıdakiler içinde faydalı olacaktır.
2. resmi dil türkçe kalmalıdır. fakat yerel diller tanımlanabilir. yerel dil olarak arapça, kürtçe, çerkezce gibi dillerin eğitimi verilmelidir. fakat ortak eğitim sistemindeki dil türkçe olmalıdır. her türlü kamu hizmetide sadece türkçe ile verilmelidir. ana dil eğitimi kamuya ait öğretim kurumlarında seçmeli olarak (haftadea sadece 2 saat değil daha ciddi bir oranda) verilebilir ya da belirli bir miktar öğrencinin bir araya gelmesi şartı ile yine milli eğitim bakanlığı kontrolünde bağımsız dersler ile verilebilmelidir. isteyen herkes anadil eğitimi almış olur. anadilde eğitimle karıştırılmamalıdır. anadilde eğitim demek tüm derslerin o dilde verilmesi demektir. bu tür eğitim sadece türkçe yapılmalıdır. böylece gelecekte tüm mesleki ve sosyal bağların tek dil üzerinden ortaklığı sağlanmış olur.
3. anayasanın 3. maddesinde türkiye cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes türktür demek yerine türk vatandaşıdır yazılmalıdır. oradaki türk kelimesi etnik kimliğin tanımı değil vatandaşlığın tanımıdır. kürtçü pörtlekler gelip buna karşı çıkmasın bu dünyanın her tarafında böyledir.
4.özsavunma gücü diye birşey olmaz. anayasal bu tip değişiklikler yapıldıktan sonra federal devletin tek ve merkezi bir savunma gücü olur. savuma gücü yerine kültür koruma dernekleri kurulabilir ama bunu türk tarafından beklemeleri lazım kendi oluşumlarını yapmalı ve derneklerini, sosyal örügtlerini kurmalıdırlar ve bu dernek ve örügtlerin tanımlamasında savunma gibi kolluk gücü andıran tanımlamalar kullanılmamalıdır.
5. yerel dil tanımladıktan sonra zaten beldelerin, şehirlerin köylerin adları tabelada üstte resmi dilde olmak özere diğer yerel dillerde de tanımlanabilmelidir.
6. yerel kaynaklar hiçbir özerk bölgeye ait olmamalıdır. tüm türkiye kaynağı olarak değerlendilmelidir. karadenizde bulunan da, akdenizde bulnan da, güneydoğuda bulunan da, marmarada bulunan da tüm ülkenin kaynağı olmalıdır ve tüm vatandaşlara eşit olarak kullanma faydalanma hakları tanınmalıdır.
genel hatları ile böyle bir çözüm bence makuldür. iki tarafıda rahatsız etmeyecek bir sistemdir. hem iki taraf üzerinde baskıyıda azaltcağı için kutuplaşma yerine ortak kimlikte buluşmayı ve kültürel zenginliği sağlayacaktır.
evet bölünme gibi paranoyalara sebeb olabilir. ama paranoya olmaktan çıkacaktır. eğer çıkmazsa ve tüm bu ortak noktada buluşma çabaları kötüye kullanılıp bölünme yolunda adımlar atılırsa savaş nedeni sayılmalıdır.