inkar ederek üstesinden gelinemeyeceğini defalarca bizlere göstermiş olan bir kürt sorunu vardır. mhp' nin işlevsel politika üretmekten yana zayıf yanını kamufle çabası, son zamanlarda her diyalog çağrısını reddetmek şeklinde kendisini göstermekte. ayrıca en azından tabanının, marjinal sayılabilecek demini küstürmemek adına bu çözümsüzlüğe başvurması gerçekten komik duruma düşürmekte koca bir siyasi oluşumu.
hülasa öteden beri analizde problemler olduğu için çözüm getirilememiş bir sorundur bu kürt sorunu. ekonomik yanı sanılanın aksine sınırlıdır. bu yanlış analiz neticesinde, hükümetler epeyden beri, doğuda kaçakcılığa göz yumarak, bazı aşiretlerin kara para metotlarını görmezden gelerek, ayni ve nakdi yardımlarla ekonomik bir tatmin sağlamaya çalışmış fakat başarılı olunamamıştır.
bunun nedeni, kürtler' in bu ülkede belki de en eşit oldukları konunun, hatta yer yer pozitif ayrımcılığa tabi tutulduğu konunun ekonomik yönlü olmasıdır. kürt zenginlerin nüfusa oranıyla, diğer zenginlerin nufusa oranı kıyaslandığında bu net olarak görülecektir. onun haricinde doğulu kürt vatandaşların bölüşümden en az pay alan kesimiyle, iç anadolu' da bölüşümden pek az nasiplenen kesim arasında fark yoktur. etnik bir ayrım söz konusu değildir bu manada. çünkü sermayenin ve sermayedarın dini, dili, milliyeti olmaz. kargalar her emeği din, dil, ırk, köken ayrımı yapmadan eşit şekilde sömürmekten yanadır zira.
fakat kültürel manada, azınlıkların haklarının anayasal garantisi hususu; devletin azınlıkların kültürünü yokmuşcasına değerlendirip, dillerini ve kültürlerini ölüme terk etmesi. sistematik asimilasyonun prangalarının kırılması adına pek az şey yapılmış olması hasebiyle modern dünya standartlarına ulaşılması şimdiden başlansa dahi epey zaman alacak kadar geri durumdadır.
bunu başka ülkelerde farklı bir kimlik olarak varolmamış, aksine üstünlük payesi biçilmiş olarak varolan çoğunluğun anlaması oldukça zor. işte mhp' de bu bilincin marjinal ürünü olan bir siyasi oluşum olarak bu manada yetkin bir parti değildir. zira bu kesimin söz konusu gerekçeden ötürü empati yönü de az gelişmiştir. fakat tüm vatandaşların bü ülkeyi tam manasıyla sahiplenmesi için, devletin meşruluğunu sağlam temellere tam manasıyla oturtabilmek için, öncelikle devletin sadece türk kimliğini değil, diğer kimliklerin kültürünü ve yaşam biçimini de sahiplenmesi gerekir. bu karşılıklı bir etkileşimdir. ve devletin dinamizmini arttırması adına elzemdir.
şimdi beni herkesle eşit ölçüde vergilendirip bu vergilendirmeden de türk dilini geliştirme olsun, milli tarih araştırmaları olsun, üniversitelerde türk filolojisi vb. bir çok noktaya bol bol kaynak ayırıp, benim dilimi, değerlerimi, inançlarımı yok sayıyorsan eğer bu nokta da bir kürt sorunu, yer yer bir çerkes sorunu, yer yer bir laz sorunu, yer yer bir boşnak sorunu da var demektir.
zira bu noktada, kamusal kaynak dağılımıyla ilgili olarak bir istemli veya istemsiz bir siyasi tercih yapmışsın, veya varolan politikaya sadık kalmışsın demektir. bu kaynak dağılımının asimilasyona hizmet etmesi şüphesiz bir sorundur.
