milliyetçiliğin her türlüsü rezil bir idiotolojidir, her ne kadar "türkiye türk milletinindir" diyen kuçu kuçuların, çocukları sıraya dizip, her sabah"ne mutlu türküm diyene" dedirtenlerin yarattığı bi eğilim de olsa kürtlerdeki bu yükselen milliyetçilik (bkz: ezilen halk milliyetçiliği) tehlikelidir, kaçınılması gerekendir, özellikle de kürtlerin milliyetçilikten en çok çekmiş halk olduğu düşünülürse.
bölücülerden vicdan, vefa bekleyen eleştiridir.
beyhude bir çabadır.
benim bir eleştirim yok kendilerine. sadece uyarıyorum; türk milliyetçileri olarak uyarıyoruz.
türkiye türk milletinindir. bu coğrafyaya "türkiye" adını veren batılı aydınlardır. o aydınların da bu ismi vermesine sebep olan türk milletinin mücadelesi, mücadele ederken döktüğü kanı; toprağı yoğurduğu külütürüdür.
türk milleti bu coğrafyaya gelmeden önce bu topraklar kafirin topraklarıydı. başkalarının değil.
türk'ün kanı ve kültürü ile yoğurulan topraklarda, türkiye'de kürt milliyetçiliği, kürtçülük yapamaz; türk devletine baş kaldıramazsınız.
yapıyorsanız sonuçlarına katlanırsınız.
sizin sayenizde türk milletine kendini ait hisseden kürtler de bu sonuçlar nedeni ile zarar görür , görüyorlar böyle yapmaya devam ederseniz görecekler de.
fuzuli olduğunu düşündüğüm milliyetçiliğin türk kanadı da kürt kanadı da birbirinden bencil maalesef ülkemizde...
kendine dönük değerlendirmektedirler mevzuları, egosantrik tutumlar sergilemektedirler.
adalet diyorsan, ben doğruyu söylerim diyorsan, zulme, haksızlığa karşıyım diyorsan...canımı al, eyvallah. ancak
herkese adalet diyeceksin kardeş,
herkesin hakları için acı çekeceksin,
herkesin sancıları ile sancılanacaksın,
kürtlüğünü, dilini, yaşadığın sıkıntıları sahiplenişin gibi
başı örtülünün yaşadığı sıkıntıyı da sahipleneceksin,
patronların zalim çarklarında köle olan bir işçin durumu huzursuz edecek seni, feryat edeceksin buna.
alevinin dışlanışını, ithamlardan dolayı çektiği acıyı duyumsayacaksın güzel kardeşim,
sabrını zorlayacak bu haksızlık. buna da öfkeleneceksin.
vaktiyle evi komşularınca basılan ve malı mülkü talan edilen sürgüne gönderilen bir ermeninin vatansızlığı ve yüz yıllar geçmesine rağmen içinde geçmek bilmeyen gurbet sancısı da sana dokunacak,
tırlarla umuda kaçışan fakir ve çaresizlerin bu süreçte nefessiz kalmalarını, boğularak ölmelerini ciğerlerinde hissedeceksin, libya'dan italya'ya giderken ölen mülteciler de gözlerinde canlanacak..
selendi'de roman oldukları için linç edilmeye çalışılan insanlara gelen taşlar senin de başını kanatacak,
oğlu şehit olmuş bir annenin çığlı senin de kulaklarında yer edecek,
tıpkı oğlu dağa çıkmış ve bu boşluğun ağırlı içinde gözü yaşaran bir annenin acısı gibi,
dükkanı zorla kapatılan bir kürt kardeşinin yaşadığı ızdırap seni de perişan edecek, tıpkı arabası yakılan bir türk kardeşinin ızdırabı gibi..