doğru ise, şahsımın moralini bir nebze de olsa düzelten olay.
e nolucağdı!
kürt köylerini komple yak!
bebekleri ateşe atma.
o bebekler büyüsün.
böle ergen dönemlerine gelsin.
"bu türkler bizim köyümüzü yaktı. buna göz mü yumucaz amk!" diyerek dağa çıksın.
senin bakmaya kıyamadığın bebeğinin karnına, gözlerini kırpmadan boşaltsın mermilerini.
akıllı olun azcık amk!
pkk sempatizanları vahşet, saygısızlık, şöyle böyle diye atıp tutuyorlar.
az bile yapmışlar.
önce kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sonra köy, en son olarak ta erkekler yakılmalıydı.
acılarım en büyüğüne şahit olmaları için.
tsk yı sadece bu nokta da eleştirebilirim.
sıralamada hata var.
daha gözünü açamayan bebeklere kurşun sıkıp, sivil halkı korku içinde yaşamaya çalışmak zorunda bırakmak, hain pusularla gençlerin hayatını karartmak orospu çocukluğundan başka nedir!
not: mahalle aralarında gezen, ellerinde tırnak makası, dürbün, kalem vs olan kürt arkadaşlarınızın anasını sikiyorum haberiniz olsun! dayağı yiyen daha mahalle aralarında gezemiyor. *
amerikalı psikopat gençlerin evsizlere yaşattığı korku dolu anları, her yaz memleketime kamp kuran kürtlere yaşatıyorum. *
Haberi kıçıyla okumanın örneğidir, haberin hiç bir yerinde böyle birşey kabul edilmemiş.
salak muhabirin
Ateşe atılan bebeklerden bahsediliyor, sen gördünmü böyle birşey yada yaptınmı sorusuna asker:
-Ben görmedim ama şiddet var tabi. insan psikolojisi bozuluyor orada. Psikolojisi bozulan biri için çok anormal bişey değil , arkadaşını vuran bile var diye bir cevap veriyor.
Ha bu arada 93 yıllarında bölgede görev yapmış bir tanıdığımda köy basıp insan-bebek v.s öldürdüklerinden bahsediyordu fakat hayatımda tanıdığım en atmasyon yalancı insanlardan birisiydi kendisi, askerlik anılarıda bir hakkaride bir tuncelide bir kuzeyırakta bir şırnakta v.s... geçiyordu, bir macerasında komutanları yakaladıkları teröristlerden 8-9 tanesini sıraya diziyor ve 500-600 m den ateş ediyor ve hepsinin kafası patlıyor ve mermi sonuncu teröristin kafasında kalıyordu yok artık leabron james dedik siklemedik , şahsen söylediklerine inanmadım.
batıda yaşayıp atıp tutmakla itham edilen kişilerden biri olarak şu kadarını söyleyeyim;
ben 15 ay askerliğimi o "askar yahıyor." denilen dağların dibindeki köylerin arasında devriye gezerek yaptım. muhtarından, köylüsüne, çoluğundan, çocuğuna sayısız vatandaşla da sohbet etme imkanımız oldu.
kritik yerlerdeki askeri birliklerin, çok yoğun baskı olduğu dönemde hatalı işler yapmamış olduğunu ben de söyleyemem, kimse de garanti edemez. ohal bölgelerinde, bazı olaylar yaşanmış olabilir. bu olayları da kendi içinde değerlendirmek gerek.
örneğin;
bakıyorsun, bir köy var, bir ev orada, 2 ev yanyana başka yerde, 150 metre ötede 4 kerpiç ev var. 200 metre aşağısında samanlık gibi bir yer, onun 100 metre ötesinde başka bir ev.. etrafında da öyle nalet bir patikalı, geçitli arazi var ki, orayı korumanın imkanı yok.
terörist iniyor köye, her evden un, yağ, şeker, koyun vs. alıp gidiyor, sen oraya birlik olarak intikal edene kadar adam çoktan ortadan kaybolmuş oluyor.
buyur buradan yak, hadi bakalım bu köyü ne yapacaksın..?
bunlar oradan temin edilen erzakla koca kışı geçiriyor, güç toplayıp havalar açar açmaz karakollara baskına başlıyorlar.
şimdi şahsi söylemiyorum, ortaya konuşmuş olayım ama kendini "düşman"ının yerine koy. sen komutan olsan kış boyu oturup yazın kurşunu yiyeceğin günü mü beklersin, yoksa bunların artık yemek ve para için nereden ne buluyorlarsa sana uzak yerlere mi gitmesini sağlarsın?
komutan da köylüye "o zaman boşaltın burayı." deme durumuna geliyor artık. geride kalan evler de sığınak olarak kullanılmaması için ateşe veriliyor.
o, ateşe bebe atmalar, göz oymalar filan yaşlıların, büyüklerin bire bin katarak anlattığı bir takım şeyler şimdi bunları ben de duydum, herkes de duymuştur yani. köy yerinde böyledir.
bir de ortada o kadar trajik bir durum var ki inanılır gibi değil.
sen askerle işbirliği yapan köylüyü, çoluğuna, çocuğuna varana kadar vuracaksın, bunu kendine hak göreceksin, asker bir iş yapınca bunun adı cinayet olacak, öyle mi?
görüldüğü gibi, olayın ardındaki artniyet ortada. zaten burada bir şey kanıtlama gibi bir gereklilik yok. herkesin fikri, zikri bellidir. bildiğini okur, ettiğini bulur.
haber yalanda olsa şöyle bir gerçek var bu orospunun evlatları bizim silah arkadaşlarımızın cenazelerine akla hayale gelmeyecek şeyler yapmışken, ordu mensuplarının bu orospu evlatlarının leşlerini törenle toplanmasını bekleyen zihniyetin aq. askerin işi leş toplamak mı? vay efendim leşleri yerde sürümüşler aq az bile yapmışlar. ben olsam bide üstüne sıçardım. bebek atmışmış ateşe. yalancının aq mu? bak aç şimdi show tv yi kuduruk itin biri hala konuşuyor. hem mayını döşer hem mayından kurtulmamız lazım der, yok dersim kendi kendini yönetecekmiş der. topunuzun aq sizin emi. gıçınızı yırtsanız bu ülkenin yönetim şeklini değiştiremiyeceksiniz.
türk askerinin savaşma azmini kırmayı amaçlayan taraf gazetesinin bir haberi.
şimdi haberi inceliyoruz...
arkadaş işçi emeklisi bir babadan, kurtuluş savaşına katılmış bir dededen, milliyetçi bir aileden geldiğini söylüyor. yani ne anlatılmaya çalışılıyor? "bak bu adam da "sizden" biri. milliyetçi bi adam bile bunları söylüyor ha, ona göre" deniyor satır arasında... eğer ki doğruysa, yani deden kurtuluş savaşında savaşmış ise ve sen buna rağmen hala bunları diyebiliyorsan, senin de amına koyim ali altay.
bu arada, istese askere gitmezmiş. komando olduğuna göre sağlık sorunu yok. yani çürük raporu da alamaz. o zaman ya bu arkadaşın bir yerden torpili var (işçi emeklisi babadan torpili mi olacak?) ya da göt kesiyor... bu arada, fotoğrafa bakıyoruz; işçi emeklisinin çocuğu, 17-18 yaşında istanbul'a gidip hayatını kurmaya çalışan adam, izne uçakla gidiyor. dikkat çekerim sene 94-95. uçak feci bir lüks... neyse.
bu arada, kürtlerden ve onların pkk'ya verdiği destekten bahsettiği paragraflar gerçekten doğru tespitler içeriyor. ilginç...
yazının genelinde gördüğüm durum şu: arkadaşın ağzından bir şeyler alınmış, bunlar; anlatanın ağzından gayet normal görülen şeylermiş gibi gösterilmiş, "ya biz bi bok yedik ama hatalıydık, benim psikolojim bozuldu" kalıbında ortaya sunulmuş. muhabir sallamış, olta atmış ateşe atılan bebeklerden bahsediliyor diye (kim bahsediyor amına koyim, götünden uydurdun işte) herif öyle bir şey olduğunu söylememiş. ee?
haberdeki bir başka amaç da şu; "bu gençler gittiler, savaştılar, şimdi de psikolojileri bozuldu. vietnam sendromu yaşıyorlar. bunlar hep savaşmanın suçu. savaşmasaydık bu insanlara bunlar olmayacaktı." peki. oldu. ver ülkenin yarısını kürtlere. ulan bu olay vietnam'daki amerika değil ki eleştiresin lan. kendi vatanını savunuyorsun. bunu da eleştiriyorsan "insanların psikolojisini bozdu bu tsk." diye, senin ben zeka yaşından şüphe ederim (niyetinden şüphe etmem o ayrı)
bir de; şehitlere, gazilere yardım eli uzatması gereken kurum devletin kendisidir, ordunun bu insanlara yardım yapacak ekonomik bir olayı yok. tsk zaten bunun için gerekli tüm girişimleri yapıyor, hükümete yazılar yazıyor, baskı yapıyor. parayı verecek olan devlet.
Bir Erle yapılmış röportajdan yola çıkılarak yapılmış haber. Bir Erin askeri düzenden çıktıktan sonra böyle yalanlar uydurmak için o kadar çok nedeni olabilir ki, Bu habere inanmak kurtlar vadisi'ndeki herşeyi gerçek sanmakla eş değerdir.
Diğer mevzuya gelince biz onlara ölü demiyoruz leş diyoruz...
burdaki yazarların çoğu batıda yaşadığı için ve haberleri de tarafsız kaynaklardan alamadıkları için inanmazlar, sanırlar ki güneydoğu'da rambo filmi çevriliyor. orda ne zulümler yaşandı, suçu olmayan köylüler, çobanlar öldürüldü, yanına kaleşnikof konulup akşam haberlere terörist öldürüldü diye servis edildi. en yakın arkadaşlarımdan birisnin annesi çocuğun gözü önünde askerler tarafından vurulmuş. bunlar yaşandı ve eskisi kadar olmasa da hala yaşanıyor. kimse çözüm üretmiyor, savaşın ateşini bilen kurtlar o ateşe girmezler, çocuklarını da sokmazlar, bilirler ki kanı kaynayan, bilinçisz milliyetçilik duygularıyla yanıp tutuşan çocuk yaştaki binlercesi var. o çocuk yaştaki ilk aşamada bir heyecanla atılır savaş alanına ama sonrasını düşünemez, canını feda eder belki de bir hiç uğruna... sakat kalır; ilk günlerde ilgi yoğun, sonra evine çekilir, kimse aramaz, yürüyemez, hayat kuramaz, kabus dolu geceler başlar. yapılan hatalar ruhun en soğuk haliyle vicdanı yakar. ne arayan olur ne soran. o savaş çığırkanları ise hala türbünlerde nutuk atarlar. geride kaybolmuş bir gençlik, pişmanlık dolu bir hayat, kabuslar, ruhun zindan hali, umutsuzluk, gerçekliğin yüze çarpışı... siz savaşı oyun mu sanıyorsunuz? ölseniz geçmişte kaybolursunuz, öldürsniz gelecekte...
şöyle bir teknikle hangi tarafın daha çok zulum yaptığını ayırtedebilirsiniz. eğer gerçekten örgüt halka zulm etmiş olsaydı inanın bu kadar destekçisi olmazdı hata 1990 öncesi kürtlerin çoğunluğu pkk' yı sevmezlerdi sonra asker halka zulm edince, köylerini yakınca, bir akşam evinden alınıp bir daha dönmeyen insanlar olunca, halkın askere karşı korku ve nefreti oluştu. bunlar gerçek maalesef. pkk da öldürdü sivilleri; bir tane yaşanmış olayı anlatayım, birgün pkklılar bir kasabayı basarlar, oranın ağasıyla görüşmek isterler, neyse bunlar bir odaya topalnır. adam gizlice gider askeri arar, asker kısa bir zamanda kasabayı basarlar, köyü etrafı sarılır, pkklılar tam bir pusuya düşerler, yaklaşık 10 civarındalar. pkklılar dışaı çıkıp, çatışırlar. o ağa durmaz çok dişli, fena 3 tane köpeğinin zincirlerini de açar. köpeklerde pkklılara arkada saldırırlar. bu aşamada 4-5 pkk lı hayatını kaybeder. kaçanlar hiç ummadıkları bir gün yine bu kasabaya gelirler. sen bize pusu kurdun şimdi bedelini ödeyeceksin derler, hata oğlu affetsinler diye militanlara babama kıymayın beni öldürün onun yerine der, pkklılar madem istiyorsun sen de gel. adamı ve oğlunu bir vadiye götürüp, her ölen arkadaşı adına 10 kurşun sıkarlar.
genelde onlara ihanet edenleri, kontra-gerilla eylem taktikleri yapan ve istihbarat bilgileri veren kişiler, pkk'nin sivil hedefleri olmuşlar.
ah! benim her düzende ayrı bir senaryosu olan, güzel ülkem. bugün de iktidarın nabzına göre senaryolar oynatılmaktadır perdede. kimse kokan balığın başını sormaz çünkü; baş erişilemeyecek kadar büyüktür. o nedenle görevi icra edenler soruşturulur. o köyde acaba neler oldu, köy ahalisi gece neye dönüşüyordu. acaba hadi yakalım deyip mi, yaktılar devletin haberi yokmuydu?
taraf gazetesine gelince taa amerikadan getirtilen yasemin çongar boşuna mı geldi bu gazeteye? ahmet altan ve ikinci cumhuriyetçiler zımbırtısı bir ahali boşunamı bu gazete müsvettesinin emrinde? öylesinemi türk ordusuna adamış kendini sizce bu gazete müsvettesi? başka hiç mi dönen dolap yok gündemde? herşey nur gibi de yalnız ordumu tü kaka? aynı haberler, hükümet hakkında çıksa neden polisten, yargıdan önce ulaşıp bastınız bunu diye süründürürler adamı ama ne hikmetse, bu olayda taraf ekibi itihbarat ajanı gibi rahar rahat çalışıyor. işte herşey ortada, bu düzmece gazete parçasını daha ne kadar dikkate alacak bu millet?
yandaşlarını kitleler halinde kaybetmeye başlayan bölücü örgütün, tekrar sempatizan kazanmak adına kararsız veya bilgisiz vatandaşları safına çekmek için kurgulanmış hikayelerden birinin konusudur.
90'larda, terörün tavan yaptığı yıllarda, kıbrıs ve bazı avrupa ülkelerinde hem propaganda hem de mağdur imajı yaratıp yurtdışında yasallaşmak için, bizim milli bayramlarımızda askerlerin ve tankların geçiş yaptığı törenlerde çekilmiş fotoğrafları, kendi vurdukları kundaklı bebeklerle montajlayarak, dev afişler halinde duvarlara yapıştırdığı bilinen bir gerçektir.
şu unutulmamalıdır ki, bu bölücü örgüt, düzenli bir orduya karşı asimetrik savaş metoduyla direnen bir gruptur. dolayısıyla halktan bulacağı en ufak bir sempatiyi veya yardımı kar saymaktadır.
bunun için de, bütün isyan ve direnişlerde olduğu gibi, resmi otoriteyi olabildiğince vahşi göstermek için yapmayacakları hiçbir şey, söylemeyecekleri hiçbir yalan yoktur.
güçsüz olan tarafın başvurduğu bu psikolojik taktik, yeni bir şey değildir.
2. dünya savaşında donanması yok olan ve kazanmaya dair hiçbir umudu kalmayan, bunun yanında teslim olmayı da reddeden japon imparatorunun emriyle, japon halkını örgütlemek için, usa askerlerinin çiğ çiğ insan yediği, japon sivilleri tamamen katledene kadar durmayacakları yönünde yayınlar yapılmış, usa askerlerini ve simgelerini, canavar ve iblis şeklinde gösteren posterler bastırıp dağıtılmıştır.
2. dünya savaşının propaganda posterleri google'dan rahatlıkla bulunabilir.
gerilla cenazesi diye videolanan leş insanmıdır da cenazesi insanlık dışı muameleye maruz kalmıştır? askerin terörist leşini dağda bırakmayıp hastaneye getirmeleri bile büyük bir tahammüldür oysa.gerilla denilen mahlukatın kıydığı askerler , devletçi köylüler ,yaktığı okullar vurduğu öğretmenlerin neden hesabı sorulmuyor acaba...
TSK mensubu adı altında iddiaya şahit olarak gösterilen erin itiraf etmediği, gazetecinin "bebekleri ateşe atmışlar" diyorlar sorusuna cevaben ne şekilde bir şiddet olduğunu belirtmeden "ben yapmadım ama şiddet var tabii" dediği eylem. götümüzden itiraf uydurmayalım.
(bkz: devede kulak) forum olsaydı üstüne rahat rahat gidebileceğim konu. sözlük formatında rahatça kullanılamıyor üslup. cidden ama yapılanların yanında hiç gibi birşey kan dondurucu daha pek çok şeyi yapabilen bunu yapmak için gözünü kırpmaz diye düşünüyorum.
tsk ile pkknın karşılaştırmasını yaparak bir sonuca varmaya açlışmak aptallıktır. arkadaş meşru zemine oturmuş bir devletin ordusu ile pkk gibi gayri-meşru ve terörist bir örgütü nasıl karşılaştırabilirsiniz anlamıyorum doğrusu.
